Evet-hayır fark etmez, sağlıklı olsun da!

‘EVET’çilerin de ‘Hayır’cıların da sloganlarından, trollerinden gına geldi.

Haberin Devamı

İki kampanyayı da beğenmiyorum. Birisi konudan alakasız, safları sıklaştırıyoruz bakış açısı, diğeri dağınık, güçsüz. Sonuç olarak hiçbiri içeriğe pek dokunmadığı gibi, ‘Evet’çiler-‘Hayır’cılar diye bizi iki kampa ayırmaya meraklıların değirmenine su taşıyor.

Ben referandumla ilgili kendi kampanyamı yapacağım.

Zaten siyasetten sıkılmış bir mizahçıyım. Birleştirici, bütünleştirici, anti-trol kampanyamı bugün başlatıyorum.

Slogan adaylarım şöyle:

“Ben kalender meşrebim, evet-hayır aramam!”
“Bir ihtimal daha var, o da ‘belki’ mi dersin?”
“Bu işler kısmet işi”
“Su akar yolunu bulur”

Nasıl? Bence iyi. Zira şu an ikiye bölünmüş ve birbirlerine gıcık olsunlar diye arkadan ittirilip fişteklenen bir milletin, bir ortak müşterek bulmaya ihtiyacı var. Ama mesela bu ortak müşterek, yakın zamana kadar her gün 20 defa kullandığımız, tatlı, kaderci, iyi niyetli, ümitli “Hayırlı olsun” cümlesi bile olamıyor.

Niye? O bile siyasi bir anlam kazandı. Bir kesimin sloganı, diğer kesimin yasaklı tümcesi oldu, bin yıllık “Hayırlı olsun!”

Peki ne diyelim? “C hiçbiri!?”

“Evet-hayır fark etmez, sağlıklı olsun da!” nasıl?

“O zaman dans!” desek? Bu milletin el ele tutuşmasına vesile olur mu acaba?

Ne diyeyim de şu millet birbirine düşman olmayı bıraksın bilmiyorum.

Şşşt... Birbirinize bağırmayı, kavga etmeyi bırakıp kardeş kardeş oturursanız size yine komik dizi yapacağım bak!

Hadi bakayım.


KOMŞUYU KIYIN KIYIN İŞGAL Mİ EDİYORUZ?
BU Yunanlar dostluk kardeşlik derken durup dururken niye böyle coştular diye merak ediyor vatandaş. FETÖ’cü kaçakları niye iade etmiyorlar? Kardak işi ne öyle? Nereden çıktı bu gerginlik?

Ben çözdüm işi. Şimdi öncelikle Bodrum’dan, Çeşme’den daha ucuz diye oraları bırakıp Yunan adalarında tatile başladı millet. Sonra inceden buralarda yazlık evler filan alınmaya başlandı. Bizim ekonomi biraz dingildeyince, yeni pazarlar aramak, yumurtaları farklı sepetlere koymak için Yunanistan’da iş kuranlar, şube açanlar çoğaldı. Darbe girişiminden sonra tedirgin olan, terörden, içsavaştan korkan endişelilerden bir kısmı Yunanistan şehirlerinde daire satın almaya girişti. E Acun da O Ses Türkiye Yunanistan’ı yapmaya başladı, bu demektir ki televizyonları da istila ediyoruz yavaştan! Adamlar gerildi tabiatıyla, ülkeleri ellerinden gidiyor!

Bence gerginliklerinin sebebi budur.

Değilse de neşeli teori, kabul edin!


ÇILGINLAR KULÜBÜ'NE ALKIŞLARLA!
BU devirde bu nasıl bir çılgınca motivasyon. Nasıl uçsuz bucaksız bir umut. Nasıl da taze kahve ve sıcak ekmek kokan, yeni başlangıçlar renginde bir emek! Vayy... Bakınız sanat-kitap ekini yazayım derken edebiyata girer gibi olup hemen çıktım!

Şaka maka, şahane bir haber ve ele gelen, içerikli, sapasağlam bir sanat-kitap eki var karşımızda. Kitap, sinema, tiyatro, dans, resim, heykel... Bizi sanat mı kurtaracak bilmiyorum ama cuma günlerimizi bu ek kurtarabilir.

Sevgili editörler, oyuncular, oyun yazar ve yönetmenleri ve tiyatroseverler adına bir maruzatımız var: Çok iyi tiyatro eleştirileri okumak istiyoruz. Hem sanatçılar heyecanlanıp, “Acaba ne düşündüler” diye göz gezdirsin hem seyirci okuyup oyun seçsin. Sahne insanları yergiyi de alkışı da sever. Sessizlik sevmez!

Ama önce, peşinen, bu ek için sizi alkışlıyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları