Paylaş
Gidişata bakılırsa teklif Meclis’ten geçecek ve iş referanduma kalacak. Bu esnada da kararını net vermemiş vatandaşın gözü medyadaki tartışmalarda olacak. En azından öyle olmalı. Referandumda oy kullanacak kardeşlerimden ricam, hukukçu olmasak da Anayasa teklifini tam anlayıp dinleyip, ona göre oy kullanmaları.
Anayasa değişiklik teklifini savunanlardan ise başka ricalarım var. Anayasa değişiklik teklifini:
“Şimdiki sistemde de bu zaten çok kötü, e bu söylediğiniz yanlışlık şimdi de var zaten, yahu yenisindekini eleştiriyorsunuz ama zaten şu anda da kuvvetler ayrılığı tam değil ki” diye savunmayın! Bunları düzeltmek için Anayasa’da değişiklik yapmıyor musunuz?
“1920’lerde, 30’larda da böyle oluyordu zaten. Eski yıllarda da buna benzer otoriter vaziyetler yaşamıştık zaten. E laikler de 1900’lerin başında böyle yaptı zaten” diye savunmayın! Niyetiniz rövanş mı, yoksa eski hataları düzeltmiş, demokratik, laik, özgür, pırıl pırıl bir Türkiye mi?
“Amerika’daki başkanlığı almadık ama mesela Meksika’daki başkanlık sisteminde bu var. Yav tamam da o konu mesela Venezuela’da da aynı bu şekilde uygulanıyor. Öyle diyorsunuz da o takıldığınız konu Şili’de tıkır tıkır işliyor” diye savunmayın! Bizim hedefimiz Türk Cumhuriyetleri veya Güney Amerika ülkeleri kalitesinde bir demokrasi değil. Bir zahmet koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışan, çok daha gelişmiş, medeni bir sistem.
“Böyle diyorsunuz ama geleneğimizde, göreneğimizde bu sistemin nüvesi var, bizim insanımız tarihinden buna alışkın” diye savunmayın. Gelenek, görenek, tarih, bunlar güzel şeyler ama demokrasi, insan hakları her yıl gelişen, tanımı genişleyen bir konu. “Geleneğimiz”den imparatorluğu, padişahları, yani monarşiyi kastediyorsanız, o artık olmaz arkadaşım. Osmanlı’yla gurur duymak, değerini bilmek fevkaladedir. Ama kaç yüz yıl öncesinin monarşik yönetim sistemini “Geleneğimiz” diye bugüne uyarlamaya çalışmak feci bir fikirdir!
Ben, şahsen:
Şimdiki Anayasa’nın kusurlarını düzeltememiş...
1930’ların otoriterliğini almış...
Osmanlı’nın yüzlerce yıl önceki monarşisinden izler taşıyan...
Yer yer 2000’lerin Meksika’sının, Şili’sinin başkanlık sistemine benzeyen...
Böyle bir yönetim şekli istemiyorum valla.
Hedef 2023’se 2023. Ama haydi gelin daha uzun vadeli bakalım.
2050’de İngiltere, Almanya, Fransa nasıl bir sistemle yönetilecek, daha çok demokrasi ve refah için neler yapılacak, anayasalar nasıl formüle edilecek?... Hayalini kurup, bunların projeksiyonunu yapmaya çalışalım. Ve illa yeni bir sistem getireceksek buna göre kurup getirelim.
Böyle bir anayasa teklifi olsa, referandumda evet çıktığı gün büyük parti veririm!
FİLM GİBİ OPERASYON
AÇIK söylemek gerekirse Reina teröristinin çoktaaan yurtdışına kaçmış olabileceğini düşünüyordum. Bu kadar zaman sonra ohoo, samanlıkta iğne aramak gibidir diyordum.
Emniyeti de istihbaratı da, kimin emeği geçtiyse herkesi alkışlıyorum. Yakalanması müthiş, sağ yakalanması daha da müthiş. Teröristin sağlık kontrolünde hastanenin çevresinde 250 polisle güvenlik önlemi alındığına göre, bilgi ve bağlantıları bulma açısından beklenti yüksek. Bağlantıları tespit edip o ağı çözmek de başarılabilirse, bu operasyon sadece müthiş değil, dünya çapında bir kahramanlık hikâyesi olacak.
Şu aralar ülke olarak yaşadığımız her gün, ileride bir filme konu olabilecek potansiyelde.
Bu son operasyonun ise bir gün filmi veya belgeseli yapılırsa ilk seyircilerden biri ben olmak isterim.
Geceleri aniden aldığımız kötü haberlerle uykumuz kaçıyordu. Pazartesi gecesi, bu defa iyi bir haberle kaçtı.
Paylaş