Başbakan tutturdu “İlla siyasete gir, partide muhalif bir ses olsun” diye! Bak şimdi!

Geçen haftaki yazımla düğmeye tak bastım, şak hükümet İstanbul’a park projesine start verdi! Hep böyle olur. Ülke yönetiminde çok büyük ağırlığım var! Park, orman, tiyatro, planetaryum, sazanlı göl, ne istiyorsanız söyleyin, bir telefonuma bakar!

Haberin Devamı

Geçen haftaki “Yöneticilerimiz New York’a el atsın, Central Park arazisi atıl duruyor, burada AVM’ler yetersiz, tiyatro fazlası var, vatandaş mağdur” mesajlı yazımdan sonra, İstanbul’a şehir parkı yapılmasına karar verilmesi, arkadaşlarım tarafından şaşkınlık ve hayranlıkla karşılandı. Bu konuda etkili olduğumu ve hükümeti benim yönlendirdiğimi düşünüyorlar! Ahahahah!
Güldüğüme bakmayın. Aynen böyle oldu zaten! Telefonla Tayyip Bey’i aradım! Tabii New York’tayım, saat farkından mütevellit Türkiye’de vakit geceyarısını geçmiş. Ama olsun. Kaçta ararsam arayayım hep telefonumu açar! Bilir ki memleket için yine hayati bir projem ve değerli fikirlerim var. Dedim ki: “Kısa konuşup kapatacağım, hem uyandırdım, hem de bana çok yazmasın! Köşemde Central Park’ı kaleme alacağım ha, siz de hafta sonu bu yazı çıkar çıkmaz, ironiden anlayan ve mizahı/mizahçıyı seven bir ekip olarak (!) kendinize pay çıkartıp İstanbul’a şehir parkı çalışmalarına start verirseniz çok şık olur. Baki selam. Buradan bir şey isterseniz mesaj atın. Hadi gorüşürük.”
Tabii ki pazartesi günü Zeytinburnu’na dev bir park yapmak için hemen çalışmalar başladı! Beni dinlerler! AK Parti böyle bir parti ama zaten. Kendisini kayıtsız şartsız desteklemeyenlerin fikir ve görüşlerine çok ehemmiyet veriyor! Ahahahah. Niye güldüm? Buna değil yav, bir arkadaş var yanımda da başka bir konuda şaka yaptı ona güldüm, ahahah!
Şimdi efenim, zaten bir ülkede sanatçılara, gazetecilere, fikir önderlerine, sivil toplum örgütü temsilcilerine, muhalefete sonsuz ifade özgürlüğü verilip, karşı görüşler dikkatle dinleniyor, saygıyla öneriler dikkate alınıyorsa, o ülkenin sırtı yere gelmez! Tam da böyle bir ülkede yaşadığımız için, içim çok rahat!
Bak söylemeyecektim ama hadi konu açıldı: Tayyip Bey arada bana ısrar eder “Allasen siyasete gir, bize parti içi muhalefet lazım” diye! Sanırım bütün görüşlerine katılan ve itiraz etmeyen insanlardan pek hazzetmiyor. Tutturmuş “Muhalif sesler olsun, farklı görüşler olsun” diye. “Amaan Tayyip Bey” diyorum kendisine, “Memleketi sen mi kurtaracaksın? Biraz dediğim dedik ol. O kadar oy almışsın, sevenin çok, bırak şu herkesi mutlu etme, her bireyin hak ve özgürlüklerini koruma sevdasını.” Yok! İnatçıdır biraz sağ olsun. Geçen gün “Bana oy verenlerin değil, vermeyenlerin, benim gibi yaşayanların değil yaşamayanların istekleri, şikâyetleri daha önemli. Zira benim kitlem zaten memnun, mühim olan bu ülke sınırları içindeki herkesin sesini duyup, herkesin yüzünü güldürmek” diye bir başladı… “Yahu” dedim, “Herkesin yüzünü güldürmek benim işim! Sen başbakansın, tak emir vereceksin şak yapacaklar. İşine gelmeyenin de vuracaksın kafasına, pısıp oturacak.”
“Ama sanatçılar?” dedi, “Ama gençler?” dedi, “İki buçuk milyon insan sokağa çıkmış, hanım teyzeler tencere tava çalmış, buna bir de evden destekleyenleri, ailelerini, eşlerini dostlarını kat, bu tepkiye sebep olacak ne yaptık analiz etmek lazım” dedi. Hassas biri!
Ben size söyleyeyim, sanatçılara bir, gençlere iki, yaranılmaz. Fazla yüz verdin mi ay nasıl şımarırlaar! Teyzeler de belki can sıkıntısından aralarında mahalle orkestrası kuruyordu, yanlış anlaşıldı. Çok fazla kafada kuruyor Başbakan.
“Parti içinde de muhalif sesler çıksın, itirazlar olsun istiyorum, ancak böyle çoksesliliği ve doğruyu buluruz, tek adamlık felakettir” dedi bana siyasete girmem için teklif yaparken. “Onun adına kakofoni denir sayın Başbakanım” şeklinde cevap verdim! “Bizim geleneğimiz çoksesli değil, teksesli müziktir” diye de etkili bir finalle cevabımı sonlandırdım. Çok havalı oldu.
Sayın Erdoğan’ın ülke ve parti içi muhalefet, itiraz, çokseslilik arzusunu tuhaf ve yersiz buluyorum. Kendisi geçen gün bazı sanatçıları iftara davet etti. Aralarında az sonra bir şarkısından dizeler alıntılayacağım Demet Akalın da vardı. Öyle dizeler ki, ister al ülke yönetimine uygula, ister Gezi olaylarına, ister tencere tavacı teyzelere. Başbakanımızın bahsettiğim gereksiz özgürlükçü ve çokseslilik âşığı görüşlerini bırakıp hem ülkesinde hem partisinde, muhaliflere tavrında, bu aşağıdaki dizeleri şiar edinmesini tavsiye ederim:
Mutlu olan herkes el kaldırsın
Kutla kutla kutla
Çekemeyen aramızdan ayrılsın
Hızla hızla hızla
…..Saygılarımla!

Haberin Devamı

Niye siyasete asla girmem!

Haberin Devamı

Şaka maka, tabii ki ülke yönetimine daha aktif katılmak isterim. Ama şimdiki haliyle siyaset sektörü bana göre değil. Niye?
Her şeyden önce, bana günde sekiz saat uyku lazım. Günlük program sabah 11’de başlarsa belki düşünebilirim!
Yazdığım senaryoları beğenenlerin övgülerinden çok beğenmeyenlerin eleştirilerini merak ederim. 100 kişide bir kişi olsa, o adamın söylediğini kafaya takarım. Siyaset sektörü için büyük fiyasko!
Dalkavukluk kokusunu 100 metreden hisseder ve hızla kaçarım. Politika için berbat bir özellik.
Saçmasapan nezaket ziyaretlerinden, karşılıklı övgülerden, fahri doktoralık, şehrin anahtarı, ülkenin sembolik çiçeği böceği merasimlerinden, göstermelik gezilerden nefret ederim. Pragmatik insanım. Uyumuyorsam veya eğlenmiyorsam, yaptığım herhangi bir aktiviteden bir fayda, bir ürün, bir hizmet çıksın isterim.
Katılmadığım fikri, beğenmediğim kararı çat diye ortaya söylerim, dilimin kemiği yoktur, hatta dilim benden bağımsız bir organizma gibi yaşar!
Ankara’da sıkılırım. İstanbul’u severim.
Hassas ses tellerim var, bağıramam!
Birine bir şey anlatır, bilgi verir veya ikna etmeye çalışırken, en az benim kadar zeki ve bilgili olduğunu varsayarım. Salak ve cahil olduğunu değil.
Yalan söyleyemem. Bazen bir arkadaşı işletip, sonradan onu da alıp beraber gülmek için ekip kurulur, orada bile ilk renk veren ben olurum!
Hiçbir konuda ‘sizden-bizden’ kafasına girmem. Tarafsız olmaya çalışır, Sezar’ın hakkını Sezar’a veririm. Ve bu sebepten İstanbul’a park projesini destekliyor ve alkışlıyorum. Harika bir karardır. Haftaya, müstakbel şehir parkımızla ilgili görüş ve arzularımı yazacağım. Ana yazıda öğrendiğiniz gibi, tabii ki hükümet de yine harfiyen uygulayacak (!). Çok etkiliyim yav Türk siyasetinde!

Yazarın Tüm Yazıları