Alt kimlik üst kimlik, altı üstü bir kimlik!

Mart ayında yeni ‘çip’li’ kimlik kartlarımız dağıtılmaya başlanacakmış.

Haberin Devamı

Hey gidi…Ben çocukken kimlik defterleri vardı… Ve işte o eski kimlik defterlerinde çocukların aklını çok ama çok karıştırabilecek iki tuhaf bilgi olurdu!

 

Alt kimlik üst kimlik, altı üstü bir kimlik

 


Tevellütün ortaya çıkma riskini mangal yürekle karşılayarak, anlatacağım!70’li yıllarda doğanların nüfus defterlerinde ‘medeni hali’ başlığı bulunurdu. Erkek çocuğuysan sorun yok ‘bekâr’ yazardı. Ne tuhaf ki, kızlarda ‘bakire’ ibaresi bulunurdu! Şaka yapmıyorum, kadınlar resmi olarak evlenene kadar öyle yazardı ‘Medeni hal’ başlığının altında. Hiç medeni bir hal değildi tabii öyle yazması da, işte...Ve çocuksan, illa onu soracaksın. Çocukluğun tabiatında var çünkü. Çiçekleri, kurabiyeleri, Osmanlı tarihini filan asla sormayacaksın, illa ananı babanı en zor duruma sokacak şeyi soracaksın. Mesela “Bakire ne demek”?Bittabi ana-baba devlete hiç sinirlenmedikleri kadar sinirlenerek, diyecekler ki “Evlenmemiş kız demek çocuum! Yani nasıl ki Lütfü-Lütfiye, Bekâr-Bakire, yani aynı kelimenin kızlar için kullanılanı gibisine.” Ne var ki hiç Lütfiye gibi olmuyordu da, böyle Şemsi-Şemsiye gibi saçma bir şey oluyordu kimlikte nal gibi yazınca! Şemsi’den Şemsiye’ye ne kadar anlam kayması oluyorsa, bunda daha beteri!Medeni hali başlığının altında ayrıca bir açıklama da olurdu. Yok ‘Bakire’nin açıklaması değil neyse ki. Şöyle derdi: “Yani evli mi bekar mı, boşamış mı boşanmış mı!” Bak şimdi! “Boşamış mı, boşanmış mı?” Kimin dedikodusunu yapıyorsun yav? Boşamış olsa “Demek kadın adamı dehlemiş, vay cazgır” mı diyecekti devlet? Erkek olup da “Boşanmış” yazsa kimlik defterinde, “Koçum bu golü niye yedin hanımdan” der gibi muzır muzır bakacak mıydı devlet memuru işlem yaparken? O zaman anlaşmalı boşanmalar yok muydu, “Berabere kalarak boşandılar” gibi bir şık koymaya bu yüzden mi gerek duymadılar, bilmiyorum.

 

Haberin Devamı


Peki anne, Hanefi ne?

 

Haberin Devamı

Ama o kimlik defterlerinde çocukların, ya da aslında bütün memleketin zaten karışık olan kafası, iyice karışsın diye, altı doldurulması gereken bir başlık daha vardı: ‘Mezhebi’! Bir gün yine başka hiç oyuncak yokmuşçasına pembe nüfus defterimi karıştırırken, okumayı yeni sökmenin heyecanıyla okudum, ‘İslam’, altında da ‘Hanefi’ yazıyordu. “Anne” dedim “Hanefi ne?”! Annem “Ee biz Hanefiyiz işte yani” filan gibi bir şeyler geveledi. Uğraştı etti, ancak “Ne ama yani, ne?” diye ısrar eden sabiye tatmin edici bir cevap veremedi. Farkımız neydi, ya da ötekilerin farkı neydi, niye öyle farklı farklı oluyorduk, hiç anlamadan öfleyip pöfledim. İnanın bugün hâlâ anlamış değilim. Hanefi mezhebinden bakire bir vatandaşı olduğum devletim, bu olaydan birkaç yıl sonra kimlik kartlarına geçti. ‘Bakire’ yerine ‘Bekâr’ yazılıyordu artık. Mezhep hanesi de yoktu. Devlet biliyordu mezhebi yine de, kartta yazmıyordu. Din hanesi vardı hâlâ tabii.Hep devletin vatandaşının dinini bilmesinin ne gibi bir fayda sağlayacağını düşünürüm. Kimsesiz, sokakta ölen birinin cenazesini kaldırıyorsa, hangi dinin merasimi yapılmalı bilgisi için olabilir. Başka da hiç ama hiçbir durum aklıma gelmiyor. Bu senaryoda da sokakta ölen kimsesizin kimlik kartını bulmak yüzde kaç ihtimal, o da tartışılır.Yeni çipli kimlik kartlarında din hanesi olmayacak. Ama yine çipte bilgi olarak duracak. Ha istemezsen çipte de olmasın diyebilirsin, bu hakkın var.Ancak tabii misal ben devlet memuru olup,  adamın kartını alıp çipe baksam, din hanesine hiçbir şey  yazdırmamış olsa, içten içe bir tık kıllanırım. Hayır Müslüman değilse belki mahalle baskısından çekindi, tamam. Ama Müslümansa gururla yazdırsın kardeşim! Bu isyanı kime? Yazdırmadı da başı göğe mi erdi? Böyle şeyler memurun aklından geçmez mi? Hayır herkes yazdırıyor, bu niye yazdırmıyor demez mi memur? Bilinçaltımızda bu yok mu? Eğri oturun doğru konuşun. Kötü niyetten değil ama böyleyizdir biz yav. Yalan mı? 

 

Haberin Devamı

Kardeşin duymaz memurun duyar!


Şahsen kartın üzerinde din, şu, bu yerine sabıka kaydı olmasını çok isterdim!Bence bir vatandaşın sadece suç işleyip işlemediği, vergi ödeyip ödemediğiyle alakadar olmalı devlet. Ne de pratik olur. Evimi kiraya vereceğim adamdan kimlik isteyeceğim, bir bakacağım: Falanca Filanoğlu, Doğum yılı, yeri, altında Adli hali: Hırsızlık (4), Gasp (2), Kapkaç (1). Oo hadi git işine kardeşim! Bitti! Hatta iyi vatandaşlara da iltifat edilsin isterdim. Gülse Birsel, Doğum yeri: İstanbul, Medeni hali: Evli, Adli hali: Muhteşem ötesi, süper bir vatandaş!Martta dolaşıma girecek yeni kimlik kartlarımızın çipinde, sadece arzuya bağlı din yazılı olmayacak. Çip, hastane, eczane, okul, emniyet ve bankalardaki sistemlerin bilgilerini de bünyesinde barındıracak. Devlet çipine bakınca bütün hayatını öğrenebilecek.  “Kardeşin duymaz, memurun duyar” tarzı...Çip güzel şey esasında. Ben “Bize ne yahu” çipi, “N’alakası var ya?” çipi, “Üstümüze vazife mi arkadaş?” çipi filan istiyorum TÜBİTAK’tan. Devlete takalım, devlet artık bize takmasın! Hayır etrafta hırsız uğursuz, terörist çok, onlarla uğraşsın efendim.  Zira beni bilir tanırsınız, benim Hanefiliğim zaten 70’lerden beri malumunuz memur bey!

Yazarın Tüm Yazıları