Paylaş
Bu testler mestler ölçüler biçiler hep tartışmalı arkadaş.
Dünyanın en büyük girişimcileri üniversiteden atılmış tipler. En iyi filmcilerin bir kısmı okul birincisi, bir kısmı “Sen kendine sigortalı bir iş bul canım” diye film okulundan dehlenmiş karakterler. Mucitlerin dâhilerin bir kısmı yanındakiyle sohbet edemeyecek kadar asosyal. Akıllara durgunluk verici sanatçılar intiharı deneyecek kadar mutsuz. Güzel, mutlu bir hayat bile yaşayamıyorsan aklın ne faydası var? Öte yandan beynini sadece gününü gün etmeye harcıyorsan o beyne yazık değil mi?
Şunların bir arasını bulalım mı? Kimi ciddi, kimi yarı şaka istatistiklere göre akıllı, zeki, ne derseniz deyin, kafası çalışan insanların belli başlı ortak özellikleri var:
-Yabancı dil biliyorlar. Sadece zeki oldukları için yabancı dil öğrenmemişler. Yabancı dil bilmeleri beyinlerini diri ve aktif tutuyor. Bunun onları ileride alzheimer gibi hastalıklardan da koruduğu iddia ediliyor.
-IQ elbette tartışmalı bir zekâ ölçme testi. Ama istatistiğe güvenelim, hâlâ bir ölçü. Misal İngiltere IQ ortalaması 100. Demek ki 100’ün üzeri, nispeten zekisiniz demek.
-En büyük çocuklardan daha çok zeki insan çıkıyor! Bunun sebebi araştırıldığında genetik değil, ilk çocuğa ebeveyn ve çevre tarafından gösterilen özen ve ilgi fazlalığı bulunmuş.
-Kediyi köpeğe tercih eden insanlar daha akıllı! 600 üniversite öğrencisi arasında “Kedileri köpeklerden daha çok severim” diyenlerin yüzde 11’i, zekâ testlerinde diğerlerinden daha yüksek sonuç almış. Kedinin bakımının daha kolay olması yüzünden tercih ettiklerini, zeki insanların hep daha pratik ve çözüm odaklı olduğunu iddia ediyorum. Bu da araştırılsın!
-Alkol zararlıdır, içmeyin. Ama bir araştırmaya göre üniversite okuyanlar, okumayanlara göre içki içmeye daha meyilli. Yani zorlarsak, içki içenlerin arasında daha çok akıllı insan var gibi bir sonuç çıkarılabilir. Ama üniversite okuyanın geliri daha yüksek ve içkiye harcayacak parası olduğu için mi, beyaz yakalı yaşam tarzı akşam dışarı çıkmaya, tatil yapmaya daha uygun, bundan mı? Sebep sosyokültürel mi, bunlar tartışmalı. Belki de eğitimli, aydınlanmış insan dünyanın şu haline tahammül edemeyip gidip bir tek atıyor. Hepsi mümkün.
-Akıllı insanların arasında üniversite mezunu olan daha çok. Bu en beklenilir, en akla yakın istatistik. Ama bu sadece beyin kapasitesiyle değil, sosyoekonomik hatta coğrafi etkenlerle de ilgili elbette. “Urfa’da Oksford vardı da biz mi gitmedik?” bir yerde.
-Solaklar daha zeki. Destekliyorum ve çok teşekkürler! Solakların düşünme, okuma, soyut kavramları anlama vs. gibi yetenekleri daha gelişmiş deniyor. Ve bu araştırmalarda hep Obama örnek veriliyor. Koskoca Gülse Birsel göz ardı ediliyor. Çünkü Batı bizi kıskanıyor.
-Endişeli tipler daha akıllı! Ya da akıllılar daha çok endişeleniyor! Yarının planını yapan, gelecek için stres yaşayan bireyler sözel zekâda çok daha yüksek çıkıyorlar.
-Komik insanlar daha zeki. Ya ne olacaadı? Aptal mizahçı var mı? Soyut kavramsallaştırma, hayal gücü, sözel zekâ, komedi için hepsi lazım.
-Tembel insanlar akıllılar arasından daha çok çıkıyor! Araştırmalar göstermiş ki, zeki insanlar kendi düşüncelerinden pek sıkılmıyor. Oturup saatlerce düşüncelere dalabilir, hayal kurabilirler. Çünkü akıllı insan kardeşim, kim bilir neler geçiyor aklından. O zaman da gündelik sıkıcı uğraşlara, evin alışveriş listesine, şirketin iç yazışmalarına konsantre olmak daha zor tabii. Aynı sebeple, yalnız kalmaktan sıkılmayan insanlar da daha akıllılardan çıkıyor.
-Zekiler, zekâlarından şüphe ediyorlar! 1999’da sosyopsikolog Justin Kruger’in bir çalışmasında ortaya çıkmış ki, kendi hatasını, eksiğini, başarısız yönünü ilk keşfeden ve düzeltmeye çalışan, kendine, yaptığı işe en eleştirel yaklaşanlar, en zeki insanlar!
Şimdi... Üniversite mezunu, dil bilen, solak, endişeli, kedi seven ve komediyle uğraşan bir insanım, bunların altını tekrar çizmek isterim.
Ama zekâ testlerine ve istatistiğe bakışım her zaman fala bakışımla paraleldir. Onlara inanma, onlarsız kalma...
Paylaş