Paylaş
Tuhaf kostümler, sansasyon, şok iddialar, şovlar...
Bu müthiş aday kadroyla partinin muhalefete ihtiyacı yok, insan kıyamaz
Bakınız sadece geçen haftayı gözden geçiriyorum.
Yozgat’taki AK Parti İl Başkanı, milletvekili adayı olan engelli vatandaşı ‘AKP’ dediği için basın önünde sertçe azarladı. Sonra zavallı adamın özürlerini kabul etmeyip toplantıyı terk etti.
AK Parti Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu, İstiklâl Savaşı komutanı, cumhuriyetin kurucularından eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye ağır hakaret ve küfür eden bir tweet attı. Tabii ki olay oldu.
Partinin çeşitli illerden milletvekili adayları ise farklı kostümlerle karşımıza çıktılar. Bunları çabucak geçemeyeceğim, yudum yudum içeceğim. Öncelikle tarz açısından bir değerlendirmek isterim:
Tokat Milletvekili aday adayı İsmet Karababa kırmızı tonlarında bir padişah kostümü seçmişti. Kaftanının desenini beğendim ama beline bir kemer istedim. Ayrıca, proporsiyonlarına uygun olmayan aşırı büyük bir kavuk tercih etmişti ve bu sebeple benden yıldız alamadı.
Sarıkta daha modern renkler tercih edilmeli
Ankara milletvekili aday adayı Cihangir Tahir mavi tonlarında kavuğunu bir mücevherle süslemiş, yine mavi kaftanla stilini tamamlamıştı. Makyaj konusunu es geçmediği, sanırım takma pala bıyık taktığı için kendisini tebrik ediyorum. Kaftanının altın bordürlerini biraz kalitesiz, kollarını kısa buldum. Kavuksa bir numara küçük, sanırım sponsordan. Lütfen detaylara dikkat. Kendisi esmer ve saks mavisi yakışmış. Ancak elini partinin amblemi olan ampul resmine doğru uzattığı için, bende turistik Maraş dondurmacısı dondurma uzatıyor gibi bir intiba yarattı. Adeta kolunu çat diye çekip ampulü geri alacakmış ve bizi güldürecekmiş gibisinden bir oyun beklentisi içine girdik. Beklentimizi karşılamadı. Olmadı, bir dahaki sefere biraz özen göster, tarz değilsin Cihangir!
İstanbul adayı Nalan Aktaş, sarık ve başörtüsü kombiniyle orijinallik konusunda şapka çıkarttı diyebilirim. Ayrıca sarığı daha modern bir renkte, siyah seçmesi ve siyah göz makyajıyla tamamlaması sayesinde tarzını gösterdi ve yıldız aldı.
Ama favorim Konya milletvekili adayı Osman Yavuz. Reklamcılığın avantajını kullanarak en otantik kostümü, en dramatik ışığı yakalamayı bildi. Ayrıca Osmanlı yerine Selçuklu teması seçerek farkını konuşturdu. Bir stil danışmanıyla çalıştıysa not kırarım ama kendi emeğiyse diğer adaylar örnek almalı! Umarım o kürkler gerçek değildir, gerçek kürke hayır! Ama onun dışında, tarzsın Osman!
“Böyle dostlarım oldukça düşmana gerek yok” diye bir laf vardır ya. AKP’nin de böyle bir müstakbel kadroyla hakikaten muhalefete ihtiyacı yok!
Ben şimdi bu durumda partiyi eleştirmeye kıyamam ki. Nur Yerlitaş’ın dediği gibi “Ay günaah!”
Çoğunluk diyorsa, elbise beyaz-sarı, bittii!
Malumunuz cuma günü internette bir elbise fotoğrafı dolaştı. Benim gördüğüm kadarıyla altın sarısı dantelleri olan beyaz bir elbise. Birçok insan da fotoğrafa bakınca elbisenin kesinlikle mavi-siyah renklerde olduğunu söylüyor.
Tuhaf bir konuydu. Milyonlarca kişi internete girip elbiseye bakınca hangi renkleri gördüğüne dair oy verdi.
Firmanın açıklamasına göre aslında elbise gerçekten siyah dantelli mavi bir elbise. Bilim adamları ise farklı açıklamalar yapıyor ama sarı-beyaz illüzyonunun retina çubuklarının zaafıyla ilgili olduğu söyleniyor.
Birincisi, elbise ne renk olursa olsun çirkin! Onu itiraf edelim.
İki, şu an internet oylamalarına bakarsak yüzde altmış dört kullanıcı elbisenin beyaz-sarı olduğunu söylüyor.
Şimdi, son yıllarda Türkiye’de öğrendiklerime göre, bu konuyu gayet net analiz edebiliriz: Elbise beyaz-sarıdır! Zira sandık her şeydir ve çoğunluk her zaman haklıdır!
Gerçek başka olsa da çoğunluk aksini iddia ediyorsa onların dedikleri doğrudur. Hatta elbise mavi-siyah diyen haindir, dış mihraktır, komplocudur. Elbisenin mavi-siyah olduğunu söyleyen o firmaya vergi müfettişleri bir baksındır.
“’Retina çubuklarının zaafı’ filan, kimse kusura bakmasın, bunlar Batı’nın renk körlüğüdür, onlar kendilerine baksınlar”dır! “Eyyy Avrupa, sen elbisenin ne renk olduğunu bize öğretemezsin”dir. “Sen Ortaçağda çuval giyerken bizim ecdadımız bu elbiselerin şahını yapıyordu şahını”dır. Şimdi sıkıyorsa bir kişi çıkıp mavi-siyah desin! En kahraman, en çılgın insan en fazla “Siyaha bakan hardal sarısıyla, aynı beyaz gibi görünen bir uçuk mavi” diyecektir. İleri demokrasi budur, dağılabilirsiniz.
Paylaş