Paylaş
‘Bizim Kiracılar Derneği’
Tüm Kiracı Hakları Koruma Derneği Genel Başkanı Bekir Altunok, artık kirada oturmuyor. Kendi kira sorununu güçlü akrabalık bağları ile çözmüş. Kurucusu olduğu derneğe iyi bir Hazine arazisi ayarlarsa onlarınkini de çözüverecek. Bu işi bir rayına oturtabilse hemen enişteleri gibi bir kooperatif kurup üyelerini ihya edecek. Hatta derneğe ‘‘Bizim Kiracılar Derneği’’ adını da koyabilir. Kalbinin evsiz barksızlar için pıt pıt atması onun iyi kalbiliğinin güzel bir göstergesi.
Altunok, Halil Şıvgın Sağlık Bakanı olduğu zaman Şıvgın'a danışman oldu. Fedâkar adam, o günlerde değişik mahkemelerde devamlı yargılandı. Bakanlık müfetişleri Altunok'un zimmetine yalnızca para değil Bakanlığın demirbaşlarını da geçirdiğini saptadılar. Altunok hakkında, ‘‘görevini kötüye kullandığı’’ gerekçesi ile Kırıkkale Ceza Mahkemesi'nde açılan bir dava hâlâ sürüyor.
Ünlü Mesudin hapları ise Altunok'un aile şirketi Koray Ltd. tarafından üretilmiş. Ama Altunok'un keyfi yerinde. Zira Bays Basın Yayın Ticaret Sanyi A. Ş. adına Öncü Gazetesi'nin sahibi ve genel yayın müdürü sıfatı ile ve vazife aşkıyla görevini sürdürüyor.
YİNE ÖZCANLI
Bays şirketinin yüzde 51 ile en büyük hissedarı Sevgi Hastanesi'nin kurucusu Orhan Özcanlı. Çillerler ve Akşener'in de kurucuları arasında olduğu ünlü Stratejik Araştırmalar Vakfı'nın da kurucularından (Vakfın özelliği telefonları dinlemek için çok özel aygıtlarla donanmış olması) olan Özcanlı, Refahyol döneminde de THY yönetim kurulu üyesi olmuştu. Özcanlı son zamanlarda vaktinin büyük bir kısmını Bays'ın iştiraklerinden olan ve kablolu yayın yapan BTV'ye ayırmış. BTV, yayın hayatına girerken şans bu ya Ulaştırma Bakanı da Ömer Barutçu idi. Barutçu hem gazetenin telefolarını çevredeki telefonlar kesilsede kesilmeyecek bir sisteme bağlattı, hem de BTV'ye en temiz ve iyi frekansı vererek güzel bir jest yaptı.
Bays'ın iki ünlü ortağı daha var; Doç. Dr. Mümtazer Türköne ve Doç Dr. Hüseyin Kocabıyık.
Tevfik Diker, bir müddet evvel Mesut Yılmaz'a verdiği soru önergesinde birçok soruya yanıt arayarak Altunok'un huzurunu kaçırmayı başardı. İşte Diker'in önergesinden bazı sorular:
Öncü Gazetesi'nde Genel Yayın Yönetmeni görevini üstlendiğinden bu yana mal varlığında artış olmuş mudur? 3'ncü dereceye kadar yakınlarının mal varlığı artışı ne kadardır?
Kiracılıktan kurtulmuş mudur? Çankaya Dikmen'de evsahibi olmuş mudur?
Devlete ait herhangi bir kuruma veya yayınla ilgili sahiplerinin veya çalışlanların yetkili organları 96-97 yılında mal bildirim beyanında bulunmuş mudur?
Tolga Atik, Bays genel müdür yardımcısı mıdır?
İŞTE TOLGA ATİK
Mesut Yılmaz'ı yormamak için ben Tolga Atik'in Öncü Gazetesi'ndeki titrini araştırdım buldum.
Eski MİT'çi. Temmuz 97'de Öncü'de İdareden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak başlar. Atik'in en yakın dostlarından biri de ‘‘abla’’ dediği eski İçişleri Bakanı Meral Akşener'dir.
Gazetenin Ankara Platin Sokak No 5 adresindeki açılışı görkemli olur. Özer Çiller, gazetenin açılışına bizzat katılır.
Atik'in uzmanlık alanı ‘‘telefon dinleme’’dir. Ömer Barutçu ‘‘Özellikli telefon’’ hattı çektirmiştir... Şoförü Ömer Elmadağ oldukça güçlü kuvvetlidir. Bir müddet evvel Öncü Gazetesi'nin görüntülerini çekmeye kalkan Arena ekibini dövenler arasında o da vardır. Tolga Atik düşmez kalkmaz bir Allah misali arkasında bir sürü ünvan bırakarak Öncü Gazetesi'nde çalışmaya başladı. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlığı Müşavirliği, Başbakanlık Müşavirliği, MİT'te uzman yardımclığı, Başbakan Yardımcılığı Danışmanı.
<> Tansu Çiller'in parti içi ve devlet içindeki çalışmalarına ‘‘teorisyen’’ bir ekip yön verir. ‘‘Şerefsiz onbaşı’’, ‘‘Devlet için kurşun atan da yiyen de bizim için şereflidir’’ gibi paha biçilmez vecizeleri Tansu Hanım'a ‘‘analatik grubunun’’ beyin takımının söylettiği kendi yakın çevresinde bilinir. Doç. Dr. Mümtazer Türköne. Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü üyelerinden. 2 yıldan beri Çiller ile çalışıyor. Çiller'in izleyeceği siyasal stratejiye yön veriyor. En yakın çalışma arkadaşı ise gene Türk-İslam sentezi çizgisini benimseyen Hüseyin Kocabıyık. İki eski dostun ideolojileri ayni olunca birlikte ‘‘analatik stratejik araştırmalar’’ adlı bir de şirket kurmuşlar. Şirket, kamuoyu araştırmaları yapmakta çok başarılı. Ünlü Amerikalı danışmanlar onlardan aldıkları servislerinden çok mutlu ayrıldılar. Bugünlerde ise daha çok Öncü Gazetesi'nin yayın politikasını belirliyorlar. Ilımlı islam tezinin hararetli taraftarı olan bu iki arkadaş MHP çizgisinden BBP'ye kaydıkları biliniyor. Ama kendilerini ‘‘liberal demokrat’’ olarak tanıtmayı tercih ediyorlar. Son günlerde yanlarına Diyanet Vakfı'ndan Çiller'in Dışişleri Bakanlığı sırasında danışmanlığına transfer edilen Şükrü Karaca'yı da aldılar. Tansu Çiller'in son günlerdeki gözdesi Şükrü Bey'e en çok sinirlenen ise eski valimiz Hayri Kozakçıoğlu. Kızının modern fizik tedavi merkezindeki başarıları bile onun sinirlerini yatıştırmıyor... Kolay mı, Karaca Bey kendini Vali Bey'e rakip görüp bütün işleri üstleniyor. DYP'nin basından sorumlu danışmanı oldu. Az kaldı daha da önemli görevlerle donatılacaktı ama Kozakçıoğlu faktörü yüzünden Çiller geri adım atmak mecburiyetinde kaldı. Oysa islamcı basınla Karaca arasında sıkı dostluk bağları var. Analitik Grubu üyeleri Ankara'da rastladıkları gazetecilere zor anlar yaşatmakta. Allah'tan İstanbul'da gazetecilik yapıyorum. İlahi adaletin tecellisi Geçen cumartesi günü ‘‘Şeytan Tamraz’ın maceraları’’ nı yazmıştım. Yazımda Çillerler'in Paris seyahati sırasında George V Otelinde kaldıklarını ve Tamraz kardeşlerle buluşmalarını gazetecilerin kardeş Tamraz'la aralarında geçen dialogu yazmıştım. Zaten daha öncede Tamraz kardeşler ile Çillerler'in Paris'teki buluşmasını Mine G. ve ben yazmıştık. İkimize de hiçbir açıklama gelmedi. Yazımda ‘‘Beni okumadıkları için gelmemesi doğal, ama Mine G. için üzülüyorum’’ diye de bir cümle vardı. Meğer Özer Çiller beni okuyormuş. Çok sevindim. Bana bir açıklama yollamış. Geçen hafta reklamzede olduğum için yeterli yer yoktu, ben de bu hafta yazmaya karar verdim. İşte ilahi adalet de tecelli etti. Şimdi önce açıklamanın en zarif bölümü olan son kısmını yazayım. ‘‘Bütün bu iftira kampanyası düzenleyenlerin cezasını ilahi adaletin vereceğine olan inancımız tamdır. Nitekim anlayabilenler için ilahi adalet, yaşantılarının her döneminde tecelli etmektedir.’’ Özer Bey burada kibarca benim sağ kolumun kırılmasını ilahi adalet olarak algıladığını belli etmiş. Bence yerden göğe kadar haklı. Açıklamasının başında ise ‘‘Gülçin TELCİ isimli gazeteci bugünkü yazısında da beni ABD'li petrolcü Roger Tamraz'la arkadaşlık yapmış, Paris'te buluşturmuş hediyeler verdirtmiş. Tamamen hayal mahsulü olan bir senaryoyla şahsım karanlık ilişkiler içinde gösterilmeye çalışılmıştır. Ben ne TAMRAZ'ı tanırım, ne de kendisiyle herhangi bir konuda, herhangi bir yerde görüşmüşlüğüm vardır. Bu tür haberleri yapanlar haysiyet ve şeref cellatı olduklarını bir kez daha ispatlamışlardır. Aziz milletimizin önünde bir kez daha bu iddiaların tamamen hayal mahsulu olduğunu açıkca ifade ediyorum.’’ Bu açıklamaya sayfamda yer vermekten gurur duyuyorum. Çünkü artık sadece haysiyet cellatı olan ben değilim. ABD'nin ciddi gazetelerinden Los Angeles Times'da bir meslektaşla bu titri zevkle paylaşıyorum. Meslektaşım ‘‘Bob’’ kod adlı bir CIA yöneticisine dayanarak, Tamraz'ın Özer Çiller'e rüşvet verdiğine ilişkin bir CIA raporu bulunduğunu yazmış. Mine G.'nin Radikal'deki Cuma günü yayınlanan köşesinde ‘‘İlahi Özer’’ başlıklı yazısının sonu ile Özer Bey'e cevap veriyorum: ‘‘Eğer bu tür haysiyet ve şeref Özer Çiler gibilerine aitse, cellatları olmaktan gurur duyarız.’’ Ay! en çok CIA'lı Bob'u merak ediyorum. Sakın bu Çiller'in CIA'lı olduğu zaman zaman yazılan Bob Squire olmasın. Şayet oysa önümüzdeki günlerde daha çok eyleneceğiz. İlahi adalet de, Özer Bey'in yolladığı açıklamayı yazmamdan kısa bir süre önce Amerikalı meslektaşımın yazısının bizim gazetede yayınlanması ile tecelli etmiş oldu. İlahi adalet orada da bitmedi. Erol User'le çok eskiden beri tanışmalarını yazmıştım. Bu konuya hiç girmemiş. User'in maceralarını ise hep beraber izledik. Erol User ilahi adaletin kurbanı oldu.
Paylaş