Paylaş
Sadece duyduğum en güzel ses ve yorumlardan değil; yüreğiyle, duruşuyla müthiş bir kadın Karsu. Tam yeni nesil ışığı ve güzelliği var kendisinde. Hollanda’dan buralara yetişiyor. TEV İzmir Şubesi olarak eğitime katkı amaçlı düzenlenen konserde tüm İzmirlilerin sevgisini bir kere daha kazandı.
Yüzde Yüz İlham Veren Sohbetler’de durmayan, sürekli üreten, besteler yapan, sahne performansıyla, samimi ifadeleriyle, yaşayıp hissettiklerini milyonlara duygu seliyle aktarabilen çok özel bir isim Karsu’yu ağırlBadık bu hafta... Karsu’nun tatlı aksanı ve devrik cümlelerini mümkün olduğunca düzeltmeden vermeye çalıştım. Keşke sesindeki coşkusunu da geçirebilsem satırlara. Bazı insanlar sevilmeye gerçekten layık oluyor, ilham almanız dileğiyle...
ÖZGÜVENİN YOKSA HEP BAŞKALARINA İNANIRSIN!
- Karsu hanım, Hollanda’dan buralara bu kadar çok sevilmek sanırım sadece doğru notalara basmanın ötesinde başka şeyler de var yüreklerimize dokunan... Sizce bu sevgi seli nedir?
KARSU: Çok güzel bir soru. Bence var ya sadece müzik değil, benim hayatımda yaşadığım şeyler: Aile olsun, aşk olsun, sevgi olsun, arkadaşlar, iş, olsun beni hayatta yönlendiren hikayelere denk geldim. Bu duygular aslında seyircilerin yaşadıklarıyla aynı duygular. Onları anlatıyorum aslında. Belki de bu yüzden cana yakın oluyoruz. Ben sahneye çıktığım anda başka birisi olmuyorum, kendim kalıyorum. Bence bu da önemli bir etken. Sahneye çıktığımda, seyirciyle buluştuğumda, heyecanım pozitif anlamda çok var ama bu ‘yapabilecek miyim, yanlış bir şey yapar mıyım’ şeklinde değil. Bu konuda epey bir özgüvenim var. Çünkü bu meslekte çok mutluyum, gerçekten burada bu özgüvene gerek var. Çok kişi senin hakkında çok şey düşünebiliyor. Eğer özgüvenin olmazsa başkalarının dediklerine hep inanır ve onların dediklerini çok dikkate alırsın. Sabit bir ekibim var. Ekibim derken, müzisyenler, teknik ekip, menejerler var. Annem, babam da arkamda çok güçlü duruyor. Belki de bu yüzden kariyerimi gerçekleştirebilmişimdir.
- Aileniz Hatay’dan Hollanda’ya gidiyor. Yeni başlangıçlar zor olmuş mu?
KARSU: Ailem Hollanda’ya geldiklerinde tabii ki çok zorlanmışlar. Her şey farklı, dil farklı, yemekler, hava farklı ama en önemlisi kültür çok farklı. Ama ben şuna inanıyorum: Annem ve babam erken zamanda geldikleri için hızlı adapte olabildiler. Hollanda’da çok kişi hala adapte olamamış. Başka bir ülkede entegre olabilmek, o ülkede yaşayabilmek için çok önemli. Çünkü ancak o zaman orada bir hayat kurabiliyorsun. Annem, babam bunu başarabildi ama tabii ki Türk kültürümüzü, kökenlerimizi unutmayarak, unutturmadan beni ve kardeşim Cansu’yu yetiştirdiler.
- Ne kadar kıymetli bu! Peki merak ediyorum ikinci nesil gurbet yaşayanlar iki ülkenin sıkışmışlığını mı yoksa renkliliğini mi yaşıyor?
KARSU: Aslında bu gerçekten pozitif bir durum. İki kültürle bir arada büyüdüğüm için dünya vatandaşı olabiliyorum. Kariyerim açısından dünya vatandaşı olmam bana avantaj oldu. Çok gezdiğim için, kültür şoku yaşamıyorum ben, bu duruma pozitif tarafından bakıyorum.
HİÇBİR ŞEYİ ERTELEME!
- Büyük bir kaza yaşıyorsunuz ve ‘tek hayatım var’ deyip ve dengenizi bozanlara belki de şarkılarınızla inceden ayar veriyorsunuz. Şarkılarınız Karsuca ne mesaj vermeye çalışıyor sizce?
KARSU: Şarkılarımda mesaj bazen var, bazen yok. Artık buna inanıyorum. Ailemizde çok şey yaşadık. ‘Hiçbir şeyi erteleme...’ Nurten halamı depremden sonra arayıp ona dedim ki ‘hala, bana mesajın var mı?’ ‘Evet, hiç-bir şe-yi ER-TE-LE-ME!’ dedi heceleyerek. Çünkü hayat bir anda seni bambaşka bir yere getirebiliyor ve kendi kazamı yaşadığımda zaten hayatıma bu yönde bakmaya başlamıştım. Hayatımı iki elle tutmak istiyorum! Hiç tembellik yok! Aşırı çok çalışmak istiyorum çünkü bu beni inanılmaz mutlu ediyor. Ama boş günlerimi de ailemle, arkadaşlarımla geçirmek istiyorum. Aşırı lüks bir hayat istemiyorum, yaşamıyorum da! Bahçem var, balkonumda var. Orada çok mutluyum. Balkonumda inanılmaz güzel çiçeklerim var. Hayatta küçük şeyler beni çok mutlu ediyor.
- İnanın pozitif enerjiniz hepimize geçiyor... Peki aşka ve evliliğe bakışınız nedir?
KARSU: Enteresan çünkü annem ve babamın aşka bakışı ile benim aşka ve evliliğe bakışım başka. Annem, babam çok Avrupalı, onlara kalsa evlenmeme gerek yok. ‘Evlenme kızım, bırak özgür kal’ diyorlar ama ben evlenmeyi isterim çünkü güzel bir kutlama yapmak istiyorum. Aşkın kutlaması! Bu depremde yaşadıklarımızdan, o üzgün anılardan sonra hayatın her anını kutlamak lazım. Güzel anlarını, güzel günlerini üzgün bir hale getiriyorsan o zaman o güzel günlerin anlamı ne ki acaba? O yüzden doğum günü mü oldu? Birisi mi doğdu? Düğün mü var? Kutlamak istiyorum! Evet özgürlük de çok önemli, yani hayatta bulacağın partnerin seni daha iyi insan yapıyor mu? Bence bu çok önemli. Sen pozitif birisine mi dönüşüyorsun yoksa negatif birisine mi? Ben bunu düşünüyorum. Partnerin seni daha mutlu bir insan yapabiliyor mu? Bak, herkes seni mutlu edebilir: ‘Çok güzelsin, aman dışarı çıkınca dikkat et!’ Herkes bunu çok kolay diyebilir ama kişisel olarak onunla iken sen daha güzel bir insan oluyor musun? Bu çok önemli.
HOLLANDA’DA KADIN OLMAK ZOR
- Kadın olmak desem, Avrupa’da ya da Türkiye’de fark var mı?
KARSU: Kesinlikle var. Türkiye’de kadın olarak yüksek pozisyona çıkabilirsin, Hollanda’da bu daha zor. Dünya genelinde bakınca Hollanda’da kadınlar daha alt seviyede. Hollanda’da feminizm yavaş yavaş kabul görmeye başladı. Türkiye’de bu çok daha önce kabul edildi. Türkiye’de zannediliyor ki işte Avrupa’da, Hollanda’da kadınlar daha önde, daha iyi koşullarda yaşıyor. Ama bazen tam tersi oluyor. Mesela Hollanda’da çok eksik olan bir alan var: Kadın çalışmak istiyor, çocuğu kreşe bırakmak istiyor ama kreşler çok pahalı. Kadınlar okuyor, işe başladıkları zaman çocuk olduğu anda işyerini bırakmaları gerekiyor. Evet Türkiye’de de çok negatif şeyler yaşanıyor ama ben burada kendi mesleğimde çalıştığım için Türkiye’ye sadece geliyorum ve gidiyorum. Çok uzun zaman diliminde kalmıyorum, onun için bu konuda açıkçası çok doğru yorum yapamayabilirim.
DEPREMDE 120 MİLYON EURO TOPLADIK
- Büyük felaket olan depremle dağılan yüreklerimizi siz tek başınıza, tüm dünyaya haykırarak sesimiz oldunuz. Öncelikle hepimizin ve sizin başınız sağolsun, geçmiş olsun. O dönem neler yaptınız?
KARSU: Biz bu haberi duyduğumuzda İstanbul’daydık. O sabah Hollanda’ya dönmüştük ve henüz hiçbir şey belli değildi. Yaşananlarla ilgili sonra sonra bilgiler gelmeye başladı. Halam enkaz altında, ninem, kuzenlerim, yeğenlerim, ailemin büyük bir tarafı enkaz altında kaldı. Biz annem ve babamla ‘ne yapabiliriz diye’ çok hızlı bir şekilde düşündük. Çok fazla paraya ihtiyaç vardı. Su, çadır, yemek gibi neye ihtiyaç varsa ancak parayla alınabilir diye düşündük. Hollanda’da bir kuruma mail attık, politikadaki tanıdığımız arkadaşlarımızIa, bütün Hollanda’nın ünlülerini ayağa kaldırdık. ‘giro555’ ile bir şeyler yapmamız lazım dedik ve yaptık! Bir hafta içinde 120 milyon euro topladık. Kendi kitabım var, onun zaten ön satışı başlamıştı. O ön satışını da bağışladık, oradan da yarım milyon euro geldi. ‘Dönmez’ aile adına oldu bu. Şimdi ise Hollanda’da çok güzel bir vakıf açıyoruz: ‘Karsu Foundation’ diye. Bu vakıfla Türkiye’ye, Hatay’a, Antakya’ya Karsu köye destek vermeyi çok istiyoruz ve buna da başladık. Depremin ilk günü annem, babam ve ben hemen bir drone aldık. İnsan ısısını algılayan bu drone ile enkaz altında kalanları tespit edebiliyorduk. Bu dronela 17 hayat kurtarabildik, bu inanılmaz bir şey. Şu an konuşunca fark ettim ‘17 kişiyi kurtardık’ deyince... Bizim ailemizden de 17 kişiyi kaybettik. Aynı rakam, çok acı değil mi! O haftalar inanılmaz duygulardı, bazen cehennem, bazen cennet... Enkaz altında kalan ailem, vefat eden ailem cehennemdi ama mesela yine enkaz altından dört gün sonra çıkan ninem... O mutluluğu size anlatamam. Halam hala enkaz altında, halamın kızı Aytül ablam, üç kızı Hila, Hazal, Helin...
- Üzüntümüz geçmeyecek ve çabalarınız herkese örnek olacak nitelikte. Yardım amaçlı bir çok şeye yetişiyorsunuz, müthiş ‘ilham veren’ bir insansınız. TEV gönüllüsü olarak çok anlamlı bir organizasyonda yer aldınız: Çeşme’de TEV yararına konsere çıktınız. Yardım konserleri sık sık veriyor musunuz?
KARSU: Yardım konserleri inanılmaz güzel oluyor çünkü ben bu kariyeri devam ettirdiğim sürece bir şeyin farkına varıyorum: Kariyerime annem ve babamın bana piyano almasıyla başlamıştım ve bu konser çocukların eğitimine verileceği için o kadar önemli ki... Kızları eğitsek, aileleri eğitebilsek bu şekilde tüm Türkiye’yi eğitmiş oluyoruz, eğitim o kadar önemli bir şey ki!
- Başka konser veya projelerinizden bahsedebilir misiniz?
KARSU: Evet birkaç hafta sonra Karsu Foundation’ı başlatacağız. Bu arada herkes bağış yapabilir, biz bu bağışla herkese yardım ediyoruz. Çadır aldık mesela... Hollanda Büyükelçiliği tarafından açılış yapacağız. Hollanda Büyükelçiliği Bosphorus’ta (İstanbul Boğazı) Avrupa’dan Asya’ya yüzecek. Bu şekilde ilk defa Hollanda Başkonsolosumuz para yardımı toplayacak ve bu inanılmaz güzel bir başlangıç. Bu yardımlarla çanta alabiliyoruz, konteyner alabiliyoruz... İnanılmaz güzel! Böylece projelere destek verebiliyoruz. Mesela ‘yuva projemiz’ var: Ekolojik, biyolojik evler yapılıyor ve bunlara çok ihtiyaç var. Birkaç aileye ekonomik destek veriyoruz. Şu anda mesela valizimde yan flüt var. Onu bir kıza aldık çünkü kendisi yan flüt hocası. Depremde flütünü kaybetti ve ders vermek istiyor kendi ekonomisini sağlayabilmek için. Yani çok farklı alanlarda çok farklı yardımlarımız, desteklerimiz oluyor
YEMEK TARİFİ (Kendi çıkardığı yemek kitabı var)
- Zahter baharatı var ya da dağ kekiği diyorlar, onu bul!
- Kuzu etini kuşbaşı zeytinyağı koyduğun tencerede yüksek ateşte iyice pişir.
- Sonra içine dağ kekiği dediğimiz zahteri koy; pul biber, tuz, karabiber ekle.
- En son bir yemek kaşığı tereyağı ilave et, üç dakika da bunları pişir.
- Bunu ekmekle bandıra bandıra ye, oh!
SOHBETTEN İZLENİMLERİM
- Her şeye yetişebilecek güç, inanç ve enerjisi var.
- Kendi yarattığı özel ve korunaklı dünyasından besleniyor.
- Çok güzel, fotoğraflardan daha güzel!
- ‘Daha çok insana nasıl yardım edebilirim’in peşinde.
- İş disiplini ve kontrolcü tarafı yüksek.
- Çok tatlı.
İKİLİ SEÇENEKLERDEN BİRİNİ SEÇİN
- Yürüyüş-Koşu: Yürüyüş.
- Sıkılmak-Sabretmek: Sabretmek.
- Susmak-Konuşmak: Konuşmak.
- Dans Etmek-Oturmak: Dans etmek.
- Klasik-Modern: Modern.
- Samimi-Mesafeli: Samimi.
- Uykucu-Uykusuz: Uyku benim hobim.
- Sakin-Heyecanlı: Heyecanlı.
- Kitap-Dergi: Kitap.
- Doğa-Konfor: Doğa.
- Kedi-Köpek: Kedi.
- Güneş-Yağmur: Güneş.
- Çay-Kahve: Çay.
- Et-Ot: Ot.
- Disiplinli-Rahat: Disiplinli.
- Unutur-Affetmez: Affetmez.
- Tatlı-Tuzlu: Tuzlu.
- Çin Yemeği-İtalyan Yemeği: İtalyan Yemeği.
- Şarap-Rakı: Şarap.
- Esprili-Ciddi: Esprili.
KİMLİK
- Burcu: Koç.
- Okuduğu okullar: Hollanda’daki Amerikan Büyükelçiliği’nin verdiği bir burs ile Amerika’ya gitti ve Rhode Island Üniversitesi’nde şan eğitimi aldı.
- Bekar-aile: Nişanlı.
- İlgi alanları: Yemek yapmak, kitap okumak, konser vermek, müzik yapmak, seyahat etmek ve en büyük hobisi restorana gitmek ve video montaj.
YÜZDEYÜZ
- Senin için yüzdeyüz tek gerçeklik nedir?: İnsanları mutlu etmek istiyorum.
- Yüzdeyüz olmak istediğin yer neresi?: Şu an çok eğleniyorum.
- Yüzdeyüz güvendiğin kişi?: Annem ve babam.
- Yüzdeyüz bilmek istediğin şey? (kimsenin bilmediği ve senin öğrenmek istediğin bir şey): Kader gibi bir şey var mı?
KİMSİN?
- Kimin beyninde olmak isterdin? -düşüncelerini merak ettiğin-: Babamın taktikleri çok enteresan ama zaten öğreniyorum, bana öğretiyor.
- Kimin gözleriyle dünyayı görüp algılamak isterdin?: Vefat eden birisi, çünkü dönüp dünyaya baktığında neden pişmandır, neyi farklı yapmak isterdi?
- Bir şarkı olsan hangisi olurdun?: Bohamian Rapsody.
NOKTALI YERLERİ DOLDUR?
- ..... çok iyi yaparım: Yemek.
- ..... hiç beceremem: Dans kareografi hiç beceremem.
- Çevrem beni ..... biri olarak tanımlar: Cici.
- Az kişi bilir, ben ..... biriyim: Çok kaoslu biriyim. Evim darmadağınık oluyor. Allahtan nişanlım derli toplu.
SANA DAİR KISA KISA
- Sanatçı-şarkıcı olmasan ne olmak isterdin?: Aşçı.
- 20 yıl önceki haline döndün, ona ne öğüt verirdin?: Kendine inan, yapabilirsin!
- Hayat motton varsa nedir?: Mutluluğunu paylaş.
İYİ Kİ...
- İyi ki yapmışım: Bu kariyeri seçmişim.
- İyi ki kabul etmişim: Nişanlıma aşık olup onu kabul etmişim.
- İyi ki başladım: Yemek kitabı.
- İyi ki yapmamışım: İyi ki bu meslekte durmadım, hep ilerlemeyi seçmişim.
Paylaş