Yeşiller toplandı Türkler tartıştı

İYİ ki Avrupalı Yeşiller İstanbul’da toplandı.

Dört gün boyunca bizi yürekten destekleyenlere kulak vermek moralimizi düzeltti.

Yeşiller, Avrupa’nın bildik korkulardan sıyrılmış, geleceğe dönük yüzü gibi.

İstanbul toplantısının yıldızı Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Eş Başkanı Daniel Cohn-Bendit’in söylediklerini özellikle not etmişim.

Yeni Avrupa Türkiye ile birlikte şekillenecek ama Türkiye bunu gerçekten istiyor mu? Avrupa’daki Türkiye tartışmalarına bizzat Türkiye de katılmalı.’

Daniel Cohn-Bendit,
Türkiye’nin kendi içinde AB meselesini daha çok tartışması gerektiğini ima ediyor.

Oysa biz AB’den ziyade kendi iç sorunlarımıza yoğunlaşmış gibiyiz.

Hele Yeşiller toplantısı azınlık, din, Kürt, Ermeni meselelerinde karşıt görüşlerin havada uçuşması için uygun bir platformdu.

Toplantıların ancak iki gününe katılabildim.

Her iki seferinde de Türk katılımcılar arasında hararetli anlar yaşandı.

Birinde ressam/yazar Bedri Baykam, Türk panelistler arasında Kemalist olmamasını eleştirdi.

Hatta Yeşil katılımcılara yönelik 8 sayfalık bir ‘açık mektup’ kaleme aldı.

Yazar Orhan Pamuk ise ‘Türkiye’yi sevmemekle’ suçlandı.

Pamuk kendisini suçlayana ‘Sizden milliyetçiliği öğrenecek değilim’ cevabını verdi.

Yeşiller üzerinden etekteki taşların bir kısmı döküldü.

Buna bir itirazım yok.

İtirazım başka şeye.

Panellerde hemen hemen kadın yoktu.

Hele üçüncü günü son panel tam erkeklerin tekelindeydi: Orhan Pamuk, Kemal Derviş, Zülfü Livaneli, Cüneyd Zapsu, Cem Özdemir, Joost Lagendijk.

Oysa ben çok önceden bu panele Türkiye’deki Yeşil Parti’yle ilgili ‘İki Yeşil Su Samuru’ romanını yazmış olan çevre bilimci/yazar Buket Uzuner’in katılacağı bilgisini almıştım.

Son anda ne olduysa oldu, program değişti Buket Uzuner panele katılmadı.

Kadın-erkek eşitliğini en fazla önemseyen Yeşiller ayıp etti doğrusu...

Bizim Yeşil Parti ne zaman?

BULGARİSTAN
’ın, Romanya’nın, Ukrayna’nın ‘Yeşil Parti’leri var, bizim yok.

Hatırlarsanız, 1988-1994 yılları arasında bizde de Yeşiller Partisi olmuştu.

O tarihten bu yana bir yenisi kurulacak.

Avrupalı Yeşillerin toplantısında bir stantları olan Yeşiller Grubu anladığım kadarıyla 2005 yılı içersinde bir parti kurma hazırlığında.

Nükleer santrallar, Kıbrıs, Ortadoğu konularında zaman zaman basın açıklamalarına rastladığım Yeşiller Grubu bu ay sonunda bir konferansa hazırlanıyormuş.

Artık biz de bir Yeşiller Partisi’ne kavuşsak diyorum.

Türkiye aleyhtarlığını körükleyen kitap

FRANSA..
Hep Fransa, yine Fransa.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ikna turuna çıktığı Fransa’da Türkiye tartışmaları her zamanki gibi.

Le Point Dergisi, ‘Fransız sağına Türk zehri’ demiş.

Nouvel Observateur’den Jean Daniel ‘Türkiye’ye dikkat’ yazısında şöyle bir tehlikeye dikkat çekiyor: ‘Günün birinde Türkiye madem bizi istemiyorsunuz diye her şeyi elinin tersiyle itip üyelikten vazgeçebilir... İşte bu laiklik düşmanlarının eline müthiş bir koz verir...’

Fransız aydınları tartışıyor, politikacıları da öyle...

Kendi ülkelerindeki Müslüman nüfus deyin, politikacıların dar görüşlülüğü deyin Fransa’nın genişlemiş bir Avrupa’da liderliği kaptırmak korkusu deyin ne derseniz deyin Türkiye’yi istemeyenler çoğunlukta gibi...

Ancak duyduğuma göre, son günlerde Türkiye aleyhtarlığının artmasında Sylvie Goulard adında, siyasal bilimci bir profesörün kaleme almış olduğu ‘Büyük Türk ve Venedik Cumhuriyeti’ kitabının büyük payı var.

Fransız politikacılar bu kitaptan olağanüstü etkilenmiş durumda.

Kitabın önsözünü Sosyalistlerin eski Adalet Bakanı Robert Badinter yazmış.

Peki Sylvie Goulard kitabında neyi savunuyor?

Türkiye’yi isteyenlerin öne sürdükleri argümanların tam tersine Türkiye’nin üyeliğinin Avrupa Birliği’nin çıkarlarıyla örtüşmediğini iddia ediyor.

Avrupa’nın ne siyasi yapısının, ne de finansal kaynaklarının Türkiye’nin üyeliğini kaldıramıyacağını söylüyor.

Goulard’a göre, AB Türkiye’ye verdiği vaatleri pekálá unutup, üyelik sürecini durdurabilir.

‘Büyük Türk ve Venedik Cumhuriyeti’nin Valery Giscard D’Estaing, François Bayrou gibi ateşli Türkiye aleyhtarlarının ekmeğine yağ sürdüğü ortada.
Yazarın Tüm Yazıları