Paylaş
GAP Başkanlığı, Mardin bienallerinin başından beri sponsoru.
Yıllardan beri Türkiye’nin en büyük kalkınma projesi diye bildiğimiz GAP’ın çağdaş sanata gösterdiği ilgi gerçekten memnuniyet verici.
Mardin Bienali Direktörü Döne Otyam’ın GAP kökenli olmasının bunda payı büyük.
Mardin’in tarihi mekânlarına zaten bienal öylesine yakışıyor ki.
Paolo Colombo ve Lora Sarıaslan küratörlüğündeki bu yılki bienal, 7 milyon dolar değerinde olduğu söylenen tarihi Tokmaklar Konağı’nda değil sadece.
Şehrin sokaklarına, kıraathanelerine, berber dükkanlarına yayılmış, halkıyla iç içe.
Karahocagil ile sohbete dönersek, 2008-2012 GAP Eylem Planı’nın revize edilerek 5 yıl daha uzatılmasına karar verildiğini söylüyor.
5 yıl için planlanan harcama 18 milyar lira olmasına rağmen harcama 16 milyarda kalmış.
2013 yılı bütçesi ise 4 milyar lira olacak.
9 ili kapsayan GAP bölgesinin ihracatı 7 milyar doları aşmış.
Yeni teşvik paketinden en fazla yararlanan Batman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kilis, Mardin’de yatırımcının “kuyrukta” olduğunu öğreniyoruz.
“Mardin organize sanayi bölgesi neredeyse doldu. 70 sanayici kuyrukta. Diyarbakır OSB’ye 179 firma, Kilis’e 200 firma başvurdu. Gaziantep ile Kilis arasında kurulması planlanan Polateli OSB’ye şimdiden 1100 başvuru var” diyor GAP Başkanı.
“Hatta dışarıdan kalifiye işçi getirtme söz konusu” diye ekliyor.
Buyrun bir Türkiye gerçeğine daha...
Bakıyorsunuz “mevsimsel işçilerin” büyük bir kısmı bu bölgeden Akdeniz, Ege, Karadeniz’in yolunu tutuyor.
Ama diğer yandan bölge dışarıdan işçi getirtmenin peşinde.
Neden bölgedeki insan kaynağı kalifiye işçiye dönüştürülmez?
Karahocagil’in söylediğine göre, GAP önümüzdeki dönem “Yaratıcı Endüstrileri” desteklemeyi planlıyor.
Bu da aynen “çağdaş sanata” destek gibi alkışlanacak bir girişim.
Urfa’da müzik, Diyarbakır’da sinema, Gaziantep’te yeme-içme, Mardin’de mimari projeleri değerlendirecek.
Hatırladığım kadarıyla GAP 2012 yılına kadar 3.8 milyon istihdamı hedeflemişti.
TUİK verilerine göre yandaki tablo istihdamda günümüz rakamlarını veriyor.
Mithat Yenigün’ün otele dönüşen evi Ağa Han ödülüne aday
YENİGÜN İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve Fenerbahçe Asbaşkanı Mithat Yenigün’ün Midyat’ta otele dönüştürmüş olduğu muhteşem aile evi Kasr-ı-Nehroz’da kaldık.
1617 yıllık bir geçmişi olan Süryani konağı son 300 yıldan beri Yenigün ailesine ait.
Mimar Tunç Kurttekin’in restore ettiği, dekorasyonuyla ise Filiz Yenigün’un ilgilendiği Kasr-ı-Nehroz Oteli Ağa Han mimarlık ödülüne aday.
Otelin Genel Müdürü Kaya Gürlesan ile sohbet ederken yatırım maliyetini sordum.
“29 odalık otelin restorasyonu planlanan miktarın çok üzerine çıktı. 4.8 milyon dolar harcandı Mithat Yenigün bölgeye kredi almadan yatırım yapan tek iş insanı” cevabını aldım.
TOKİ tarihi dokuyu dikkate almamış
KASR-I Nehroz eski, oymalı taş evlerin yoğun olduğu Süryani mahallesinde.
Evlerin çoğunu zaten dizilerden tanıyoruz.
Mahallede eski evlerin restorasyonuyla ilgili yoğun çalışmalar sürüyor, TOKİ’nin acımasız inşaatleri de öyle.
Kasr-ı Nehroz’un terasından baktığınız zaman bir yanda tarihi, huzurlu mahalleler, diğer yanda TOKİ’nin çirkin binaları.
Bana kalırsa Midyat’ın mücevher misali korunması gerekirdi.
Öyle olmadı, şehrin gelişmesine mani olamıyorsunuz
Hiç olmazsa yeni binaların tarihi dokuya uygun yapılması da düşünülemez miydi?
Önemli bir rakam: TOKİ 2003-2011 yılları arasında GAP bölgesinde birbirinin kopyası 42 bin 692 ev inşa etmiş.
Paylaş