Paylaş
Bunun ötesinde çok umut vericiydi.
Çünkü sahne, sağlık alanındaki çalışmaları nedeniyle “Vehbi Koç Ödülü”nü Prof. Dr. Mehmet Toner’e veren Koç Holding Yönetim Kurulu Ömer Koç’un dışında gençlere kalmıştı.
Sunuculuk görevi, beşinci sınıftan üniversiteye Koç eğitim kurumlarında okuyan çocuklara, gençlere verilmişti.
17 Ocak 1969 günü kurulan ve 50. faaliyet yılını tamamlayan Vehbi Koç Vakfı’nın ödül törenin gençlere emanet edilmesi kadar güzel bir şey olabilir mi?
Önceki gece izlediğimiz ödül töreni VKV Koç Okulu’nun on birinci sınıf öğrencileri Zeynep Sezgin(keman) ile Can Karatosun’un (gitar) mini konseriyle başlıyor.
Fazıl Sayın’ın Kumru bestesini çalan iki liseli öğrenci, vakfın 50. yıl sloganı olan “Üstümüze Vazife” ye uygun olarak sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorlar.
Can Karatosun, Etiyopya’da bir okulun yenilenmesi projesinde çalışmış, Zeynep Sezgin ise boş saatlerini bir huzurevinde değerlendiriyor.
Vehbi Koç ödül töreninde gençler sahnede
GENÇ ARAŞTIRMACILARA DESTEK
Sahneye çıkan diğer öğrenciler şöyle:
Van Koç Ortaokulu’ndan beşinci sınıf öğrencileri Erdem Kurak ile Melike Zühre Kök ile Koç Üniversite’nde Anadolu bursiyerleri olarak eğitim gören Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Özgül Tanış ile son sınıf öğrencisi Kubilay Kaymaz.
Öte yandan sahnede gençlerin yer alması, bu yıl sağlık alanındaki çığır açan çalışmaları nedeniyle ödüle layık görülen Prof. Dr. Mehmet Toner için de anlamlı.
Zira Ömer Koç’un konuşmasında dikkat çektiği gibi Prof. Dr. Toner, bugüne kadar 200’den fazla genç araştırmacının yetişmesine ve bağımsız kariyerlerine destek veren bir bilim insanı.
Halen Harvard-MIT Üniversiteleri’nin Sağlık Bilimleri ve Teknoloji bölümlerinin müşterek kadrosunda görev yapan Prof. Dr. Toner, kısa tanıtım filminde gençlerle çalışmanın, onlara yol göstermenin kendisi için en değerli şey olduğunu söylüyor.
Öğrenciler Vehbi Koç Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel ile
“İşimizin en güzel yanı genç nesilleri yetiştirmek. Yetiştirdiğim talebelerin içinde yüzde 60, yüzde 70’i dünyanın çeşitli üniversitelerinde profesör. Geri kalanı ya kendileri şirket kurdular, ya önemli şirketlerde çalışıyorlar” diyor.
“Bana sorduğunuz zaman en övündüğüm şey yetiştirdiğim gençler yaptığım işler değil” diye ekliyor.
MERAKLI, YARATICI VE CESUR
Prof. Dr. Mehmet Toner “en övündüğüm yaptığım işler değil” diyor ama kendisi kanser tedavisinde umut olacak mikroçip teknolojisini geliştiren bir bilim insanı.
18 yıl üzerinde çalıştığı mikroçipler, trilyonlarca kan hücresi arasından tek bir kanser hücresini 1 saat gibi kısa sürede tespit edebiliyor.
Törendeki konuşmasında “Kandaki bilgiyi ne kadar iyi okursak teşhis edemeyeceğimiz hastalık kalmayacak. Kanserin bir adım gerisindeydik. Bundan sonra bir adım önünde olacağız” diyor.
Toner, İstanbul’da makine mühendisliği okumuş ABD’de ise biyoloji, tıp alanlarına atlamış.
Bilim insanı olmasının ardında çok disiplinli eğitiminin büyük payı var.
Tabii meraklı olmasının da.
“Biz bilim inşaları meraklıyız. Merakınızdan utanmayın. Merak ettiğimiz şeyleri bilimin süzgecinden geçirerek geleceği yaratmaya çalışırız” diyor.
Bilim yapmak için olmazsa olmaz üç şeyi sayıyor:
“Meraklı, yaratıcı ve cesur olmak”.
Paylaş