Paylaş
Hafta sonunda İstanbul Modern’in kafesindeki buluşmamızda “ Kalitesi daha iyi olmadığı halde rakiplerimiz tasarımla aynı ürünü yüzde 30 daha pahalıya satabiliyor. Tasarım markayı güçlendiriyor” diyor.
Eczacıbaşı’nın Avrupa’nın en köklü markası “Villeroy&Boch”un yer karosu işini satın almasının arkasında bu var.
1.İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Özlem Yalım Özkaraoğlu’nun örneği çarpıcı.
Musluktan akan 0.25 sentlik su şişeye girdiği zaman 1 euro, iyi tasarlanmış şişede ise 3 euroya satılıyor.
Sanayi ürününden, şehrin planlanmasına kadar geniş bir yelpazede tasarımda “farkındalık” yaratmayı amaçlayan 1. Tasarım Bienali’ni gezmediyseniz kaçırmayın derim.
İstanbul Modern ve Galata Özel Rum İlkokulu’ndaki sergilere katılan sanatçılara değinen Eczacıbaşı “Tasarım Bienali’nin öncü rolü birkaç yıl sonra daha iyi anlaşılacak” diyor.
Önümüzdeki yıl 13. yapılacak İstanbul Bienali’ne yıllar önce katılmış şimdi ünlerinin doruklarında olan sayısız sanatçı var.
Yaşayan sanatçılar arasında eserleri en fazla para getiren ( geçtiğimiz günlerde bir eseri 34 milyon dolara satıldı) Gerhard Richter’in yolu meğer İstanbul’a düşmüş.
Bülent Bey “O dönemde farkına varıp eserini almadık, artık çok geç” diye hayıflanıyor.
Galata Rum İlkokulu’ndaki yaratıcılık ön planda, İstanbul Modern’de “Kentler ve “İstanbul Nereye” sorusuna cevap arayan projeler.
Kentsel dönüşüm, TOKİ gibi sürekli tartıştığımız şeylere projektörü çeviren sergide Burak Arıkan’ın “İslam, Cumhuriyet, Neoliberalizm” çalışması gözden kaçmasın.
Bravo İzmir’e
İSTANBUL Modern’de İzmir kıyı dönüşümüyle ilgili bir proje de var.
İlk kez bir kentin kaderini “katılımcı” bir platformda ele alan ve 100 mimarı buluşturan projeye İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu çok önem veriyor.
Projeyi hayata geçirmeye uğraşan Kocaoğlu sergiyi 3 kez gezmiş.
Contemporary İstanbul altı yılda 14 kat büyüdü
22-25 Kasım tarihlerindeki Contemporary İstanbul’a bu yıl 100 galeri katılıyor ve ilk kez yabancı galeri sayısı yerli galeriyi geçmiş durumda.
İC Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli bu yıl yedincisi yapılan çağdaş sanat fuarının geldiği noktayı iyi özetliyor.
“2006 yılında çağdaş sanat fuarına 7,5 milyon dolarlık sanat eseriyle övünmüştük. Bu yıl fuara 100 milyon dolarlık sanat eseri katılıyor”.
Bu yıl Contemporary İstanbul açısından “ilkler” hayli fazla.
19-25 Kasım tarihlerindeki ilk kez düzenlenecek Art İstanbul, galerilerin, müzelerin ve kültür kurumlarının etkinlikleriyle fuarı bir anlamda “besleyecek”.
Bir diğer ilk ise dünyanın en önemli galerilerinden bazılarını İstanbul’da görecek olmamız.
Örneğin, merkezi Londra’da olan ünlü Marlborough Galerisi.
Bu galeri Art Basel’de bu yaz Rotkho’nun bir yapıtını 78 milyon liraya satışa çıkartmıştı.
Güreli, galerinin ortak kurucularından Pierre Levai’nin, Katar Emiri’nin aynı tarihlerdeki davetini reddederek İstanbul’a gelmeyi tercih ettiğini söylüyor.
Ana sponsor Akbank’ın yanı sıra bu yıl fuara Zorlu Center ile birlikte Yıldız Holding de ortak sponsor.
Ülker’in sanat ve kültüre vermiş olduğu desteği giderek büyüttüğünü görmek sevindirici.
Ali Güreli’ye birlikte sohbet imkânı bulduğum Zorlu Gayrimenkul Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Even “Türkiye’de sanatın ivmeye gereksinimi var” diyor.
Even’in sanat ile ilgili ütopyası devletin İKSV gibi kurumlara yüzde 50 oranında desteği.
O noktadan hayli uzağız.
IC’ye dönersek Ali Güreli, uluslararası koleksiyonerlerin bu yıl İstanbul’a büyük rağbet gösterdiklerini, Tate Modern, Deutsche Bank gibi kurumların uluslararası koleksiyonerlere turlar düzenlediklerini söylüyor.
Paylaş