Şiddet mağduru kadınların tedavisine 5.1 milyar dolar gidiyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
İSTANBUL’da 56. dünya kongresi yapılan Uluslararası Basın Enstitüsü’nün birbirinden ilginç panellerinden birinde "Aile İçi Şiddet" de ele alındı.
Kadının İnsan Hakları Vakfı’nın kurucusu olan Pınar İlkaracan’ın moderatörlüğünde düzenlenen panelde, uzun yıllardan beri kadın hakları için mücadele eden Profesör Feride Acar, BM Nüfus Fonu’ndan Safiye Çağar ve Hürriyet İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı’yı dinledik.
Dört kadının yanısıra "kadın hakları"nısavunan bir erkeğe de kulak verdik.
ABD’nin önde gelen hazır giyim markalarından Liz Claiborne’un İnsan Kaynakları Müdürü Denis Butler.
Liz Claiborne’un dünya çapında 17 bin çalışanı var.
Bunlardan yüzde 80’i kadın.
Şirket 1991 yılından beri "kadın hakları" konusunda aktif.
Butler da uzun zamandır konuyla ilgili.
Hürriyet’in "Aile İçi Şiddet" kampanyasına değinerek, ABD’de bir medya kuruluşunun soruna böylesine sahip çıkmamasından yakınıyor.
Verdiği rakamlar ise dehşet verici.
Her beş kadından birinin "şiddete" maruz kaldığı ABD’de, şiddet mağduru kadınların hem fiziksel, hem psikolojik tedavileri için devletin yılda harcadığı para 5.1 milyar dolar.
Kadına şiddet her toplumda yaygın ne yazık ki.
Üstelik daha yeni yeni tabu olmaktan çıkmış, medyada tartışılır hale gelmiş.
Avrupa Konseyi’nın kadına karşı şiddete dikkat çekmek için 2006’da başlattığı kampanya 2008’e kadar devam edecek.
Türkiye’deki duruma dönersek, Hürriyet’in kampanyası da dahil bu konuda çeşitli kurum ve kuruşların kampanyaları sürüyor.
Ancak Avrupa Parlamentosu üyesi Emine Bozkurt’un son raporunda ortaya koyduğu gibi alınacak yol hayli uzun.
Şiddet gören kadınların sığınacakları barınaklardan tutun, "namus cinayetleri"ne kadar sorunlar çeşitli.
Önümüzdeki seçimlerde Meclis’e daha çok sayıda kadın girmeyi başardığı takdirde "kadına şiddetle" ilgili sorunları daha kolay aşabiliriz.
HSBC, Andrew Mango’yu neden New York’a davet etti
ULUSLARARASI Basın Enstitüsü IPI toplantılarısırasında yanıma Andrew Mango düştü.
Mango Türkiye üzerine sayısız kitapları olan, İstanbul doğumlu İngiliz yazar.
Hatırlayacaksınız, en son Atatürk (Modern Türkiye’nin Kurucusu) kitabını kaleme almıştı.
80’ine merdiven dayamış olan Andrew Mango Türkiye uzmanı olarak konferanslara davet ediliyor.
IPI toplantıları zarfında panellere katılan Andrew Mango, İstanbul’a New York ve Boston üzerinden gelmiş.
"HSBC’nin daveti üzerine bir dizi konferans vermek için ABD’ye gittim" deyince merak ettim.
Meğer Mango, HSBC’nin hizmet verdiği yatırım fonları yöneticilerine Türkiye’de neler olup bittiğine ilişkin konferans vermek üzere ABD’nin yolunu tutmuş.
"Konferansa gelen yabancı fon yöneticilerinin İstanbul’da ofisleri var. Ancak ’Türkiye’de siyasi istikrar ne olacak’ diye bir uzman analizine de kulak vermek istiyorlar" diyor.
Mango’nun anlattıklarından çıkan sonuç şu:
Yabancı fon yöneticileri kaygılı.
Türkiye’de olup bitenleri izlemeye, anlamaya çalışıyorlar.
Mango başvurdukları tek uzman değil.
Hiç kuşkunuz olmasın, son günlerde olup bitenlerden sonra hem buradaki ofisleri aracılığıyla, hem Mango gibi Türkiye uzmanı kişilerle sürekli bilgi alışverişindeler.
Ancak Andrew Mango’nun dediği gibi, analizler kısa vadeli.
Uzun vadeli analizler Türkiye’de mümkün değil.
Wolfowitz’in yerine kimlerin isimleri geçiyor
SON gelen haberlere göre Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz nihayet istifaya yanaşmış.
Maaşına zam yapıp, terfi ettirdiği sevgilisi nedeniyle başı belaya giren Wolfowitz’in yerine kimin atanacağı hálá bilinmiyor.
BM Kalkınma Programı’nın başındaki Kemal Derviş’in adı gördüğüm kadarıyla artık pek telaffuz edilmiyor.
Time Dergisi’ne göre, Dünya Bankası Başkanlığı için konuşulan isimler arasında eski Afganistan Maliye Bakanı Aşraf Ghani, İsrail Merkez Bankası Başkanı Stanley Fisher ve HP’nin eski CEO’su Carly Fiorina var.
Baktım, dün ortaya atılan isimler arasına haziran ayında görevini bırakmaya hazırlanan Tony Blair de katılmış.