TÜSİAD bu sabah yine önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyor.
Son dönemlerin en hararetli konusu olan "kadının siyasetteki yerini" tartışıyor.
Toplantıya Belçika, İsveç, İspanya’dan da önemli isimler davet edilmiş.
Örneğin Stockholm Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Drude Dahlerup "kadın kotası" uzmanı.
Dahlerup’a göre, "kota" kadınlara karşı konulan engellerin tazmini anlamında.
İsveçli profesör "kota" sisteminin tüm sorunları çözmeyeceğini ancak "tarihi bir sıçrama" için etkili olacağı görüşünde.
Kadınların siyasette temsili için bize de gerekli olan "tarihi sıçrama" değil mi?
Ne ki, AKP kotaya karşı.
Başbakan Erdoğan’ın, partisinin Kadın Şûrası’nda "Kadın mal mı ki kota veriyorsunuz" dediği akıllarda.
Diğer yanda TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ her fırsatta "kadın kotası"ndan yana olduklarını söylüyor.
TÜSİAD’ın bugünkü toplantısının bir başka konuşmacısı da başarılı işadamı Ethem Sancak.
Hedef Holding’in sahibi Sancak, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı.
Bugünkü toplantıda Sosyal İşler Komisyonu Başkanı olarak konuşacak.
Peki AKP’ye yakınlığıyla bilinen Ethem Sancak "kota" konusunda ne düşünüyor?
Dün soruyu telefonla Ethem Sancak’a yönelttim.
Sohbetlerimden derin bir tarih ve antropoloji bilgisine sahip olduğunu bildiğim Ethem Sancak, Anadolu topraklarında antik çağlarda yani "anaerkil" dönemlerde kadının ne kadar "güçlü" olduğunu hatırlatıyor.
FEMİNİST ERKEK OLARAK
"Özgürlük elden gidince önce kadın özgürlüğü darbe aldı" diyor.
"Türkiye toplumsal olarak geri bir ülke. Feodolizm gibi olgulardan önce kadınlar etkileniyor" diye ilave ediyor.
"Kadını meydana çekmeliyiz" diyor.
Peki bunun için çare "kota" değil mi?
Batılı ülkeler kadının temsili sorunun çoğunlukla "kota" ile aşmamış mı?
Ethem Sancak nihayet baklayı ağzından çıkartıyor.
"Kota olacaksa yüzde elli olmalı. Toplumun yarısı madem ki kadın, kadınlar eşit sayıda mecliste temsil edilmeli. Yüzde elli, elli" diye konuşuyor.
İşte duymak istediğimiz sözler.
Sancak, "kota"nın erkeklerin işine gelmediğini de söylüyor.
Demek ki, hem "feminist" bir bakışa sahip bir erkek, hem TÜSİAD Sosyal İşler Komisyonu Başkanı olarak iktidardaki erkekleri "kota" konusunda ikna etmek büyük oranda Ethem Sancak’a düşüyor.
Sevgili Ethem Sancak...
Bu ülkenin kadınları sizden bunu bekliyor.
Aya İrini’de 200 öğrenci
İSTANBUL Müzik Festivali’nin bu yıl en hoş sürprizlerinden biri İKSV ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin birlikte başlattıkları "BitamBiöğrenci" projesi.
"BitamBiöğrenci" yle festivale bilet alırken maddi imkanları kısıtlı öğrencilere de katkı sağlama imkanı var.
Geçtiğimiz cuma günü baktım Borusan Orkestrası’nın konserinde Aya İrini öğrenci kaynıyor.
Hatta tam önümdeki sırada oturan iki erkek, bir kız öğrenci hayatlarında ilk kez Aya İrini’ye gelmiş, etrafı hayranlıkla seyrediyordu.
Sordum.
O gece Aya İrini’de tam 200 öğrenci varmış.
"BiTamBiöğrenci" tuttu galiba.
UNESCO su programının başına eski GAP başkanı
SU kıtlığı global bir mesele.
Birleşmiş Milletler uyarısını yaptı.
Artık hemen hemen her kıtada su kaynakları normalin altına düşüyor.
2025’ten itibaren dünya nüfusunun üçte ikisi su sıkıntısı yaşıyor olacak.
Su kıtlığının giderek dünyanın gündemine oturduğu bir sırada su yönetimi konusunda uzman bir Türk önemli bir göreve getirildi.
Sözünü ettiğim kişi eski GAP Başkanı Olcay Ünver.
2004 yılına kadar 13 yıl boyunca GAP Başkanlığını yürüten Olcay Ünver, artık BM’nin en önemli kurumlarından UNESCO’nun Su Programı’nın koordinatörlüğünün başında.
Ünver, GAP’tan ayrıldıktan sonra ABD’nin Kent Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlamıştı.
Kent Üniversitesi’nde "Dicle-Fırat İşbirliği İnisiyatifini" kuran Ünver 1995-2003 yılları arasında Dünya Su Konseyi’nin Yönetim Kurulu üyesiydi.
Ünver’in beşinci "Dünya Su Forumu"nun2009 yılında İstanbul’a yapılacak olmasında da önemli katkısı var.