Paylaş
Sabiha Gökçen Havaalanı’na yaptığım sayısız yolculuk sırasında hemen yanı başında yer alan, Türkiye’nin en büyük inovasyon merkezi olmaya aday Teknopark İstanbul’u her seferinde kaçırmışım.
Geçenlerde TeknoPark İstanbul’un Genel Müdürü Turgut Şenol’un daveti üzerine bir kez daha, uçmamak üzere Sabiha Gökçen yoluna saptım.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı, İstanbul Ticaret Odası, Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş ortaklığıyla açılan teknopark Turgut Özal’ın fikri.
Özal, İstanbul için ikinci havaalanına karar verildiğinde yanında havacılık ve savunmaya odaklanacak bir teknoparkın da açılmasını istemiş. Özal’dan yıllar sonra ilk binalarının temeli 2011 atılan Teknopark İstanbul kasım 2013’de ilk şirketleri kabul etmeye başlamış.Henüz çiçeği burnunda bir teknopark anlayacağınız. Şenol “Biz Türkiye’de ilk kez odak alanlarını ilan etmiş, sanayiciye ile bilimi buluşturmayı hedefleyen bir teknoparkız. ” diyor.
Odak alanlarını “Havacılık ve savunma sanayinin yanı sıra Denizcilik, Enerji, Endüstriyel Yazılım, İleri Elektronik, Nanoteknoloji, Sağlık Bilimleri” diye sayıyor. Enerji ve sağlık bilimleri önemli.
Zira Turgut Şenol’un da dikkat çektiği gibi Türkiye’nin kaynaklarını en fazla yiyen iki sektör enerji ve sağlık.
Sadece bu ikisi için yurt dışına giden miktar yılda 30 milyar dolar.
Teknopark İstanbul’a şu ana kadar yerleşmiş olan 86 şirket arasında sağlık sektöründe faaliyet gösteren 22 şirket var.
“Yurt dışından gelen ürünleri yerlileştirmeye yönelik çalışmalar sürdürüyorlar. Hesaplarına göre 1 milyar dolara yakın tasarruf sağlanacak” diyor Şenol.
Rüzg^ar ve güneş enerji şirketlerinden de oldukça fazla başvuru varmış.
Şenol “Önceliği Türkiye’ye katma değer yaratacak firmalara veriyoruz. Zira Teknopark İstanbul, kendi markalarını yaratacak bir teknoloji üssü olmak iddiasında” diye konuşuyor.
Teknopark İstanbul, Avrupa’nın en büyük teknoparkı Berlin’deki Adlershof Bilim ve Teknoloji Parkı ile işbirliğine giderek uluslar arası arenaya da açılmak istiyor.Nitekim geçtiğimiz yıl “Airbus Group” adını alan Avrupa Hava Savunması ve Uzaycılık AŞ EADS, havacılık ve savunmanın önde gelen şirketlerinden Fransız Thales ile görüşmeler devam ediyor.
General Electric, İBM, Siemens burada faaliyete başlayan şirketler. Kale Havacılık, Teknopark İstanbul içinde kendi binasını yapmaya hazırlanıyor. Aralarında İTÜ, Yıldız Teknik, Piri Reis, Sabancı’nın da bulunduğu sekiz üniversiteyle işbirliği imzalanmış.
82 bin metrekarelik bir alanda teknoparkın ikinci aşamasına geçmeye hazırlanan Şenol şimdiye kadar yaklaşık bin 400 başvuru yapıldığını ve bunun neredeyse 500’unun yazılım şirketi olduğunu belirtiyor. “Ar-ge, inovasyon deyince yazılım şirketleri ilk başvuranlar. Oysa bizim amacımız farklı sektörlere odaklanmak” diyor.
Andrew Mango Türkiye’nin yurtdışındaki sesiydi
DÜN aramızdan ayrılan İstanbul doğumlu İngiliz araştırmacı, yazar Andrew Mango ile söyleşi yapmış, birçok vesileyle sohbet imkânı bulmuştum.
Mükemmel derecede Türkçe bilen Mango Batı’da Türkiye’nin sesiydi.
Her seferinde özlemle andığı eski İstanbul kadar, karış karış gezdiği Anadolu’yu da iyi biliyordu.
Türkiye’ye üzerinde sayısız araştırmaları olan Mango’nun Atatürk biyografisi bu alanda yapılmış en iyi çalışmalardan biri.
Türkiye’yi anlatmak üzere sıklıkla uluslararası toplantılara davet edilen Andrew Mango’ya yıllar önce İstanbul’da en son rastladığımda HSBC tarafından yatırımcılarla konuşmak üzere New York’a çağrılmıştı ve çocuklar kadar neşeliydi.
Andrew Mango’nun kardeşi Profesör Cyril Mango ise Bizans sanatı ve mimarisinde dünya çapında bir isim.
Paylaş