Paylaş
Dün öğle yemeğinde buluştuğumuz serginin sponsoru Akbank Yönetim Kurulu Başkan Suzan Sabancı Dinçer, “Zero, Geleceği Geri Sayım” Sergisi’nin yenilikçi, dinamik ama en önemlisi umutsuzluğu dağıtmak ve “beyaz sayfa” açmak konseptini barındırdığını söylüyor.
Türkiye’nin bugünkü koşullarında ayrı bir anlamı olan Zero Sergisi’nin “beyaz sayfa açmak” konseptine Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer açıklık getiriyor.
Zero Akımı, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’daki maddi, manevi yıkıma, umutsuzluğu son vermek isteyen bir avuç Alman genç sanatçının ortaya çıkardığı bir akım.
En belirgin özelliği, karanlığın antitezi ışığın, beyazın, şeffaflığın ön plana çıkartması.
Eserlerde kullanılan malzemeler altın, gümüş, alüminyum gibi parlak malzemeler.
Akımın ortaya çıktığı 1950’li yılların sonu Avrupa’daki bunca yıkım karşın ABD ile Sovyetler Birliği’nin uzay savaşını başlattığı yıllar.
Dolayısıyla akımın sanatçıları uzaya, gökyüzüne uzanan eserler de yapıyor.
Örneğin Sabancı Müzesi’nde 2 Eylül’de kapılarını açacak serginin en gözde eserlerinden biri sergilenecek gökyüzüne uzanan altın mozaik kaplı sütunlar.
Geçtiğimiz yıl Venedik Mimarlık Bienali’nde de sergilenmişler.
Nazan Ölçer, eserin 84 yaşındaki sanatçısı ve aynı zamanda Zero’nun kurucularından Heinz Mack’ın sütunların Doğu ile Batı medeniyetlerinin kesiştiği noktalarda sergilenmesini şart koştuğunu söylüyor.
İstanbul bunun için biçilmiş bir kaftan.
NEW YORK, BERLİN’DEN SONRA İSTANBUL
Peki Zero akımı neden güncel? Neden yenilikçi?
Akım 1957-1967 yıllarında fırtına gibi esmiş, sonra etkisi geçmiş ancak dünyanın yeniden karşı karşıya kaldığı finansal krizler, çevre felaketleri, göçmen krizleri gibi nedenlerle son yıllarda tekrar parlamış.
2014 yılında dünyanın en önemli müzelerinden New York Guggenheim’da ziyarete açılmış, ardından 2015 yılında Berlin’de tekrarlanmış.
Şu anda Amsterdam’da ünlü Stedelijk Müzesi’nde de Zero Sergisi’nin başka bir versiyonunu gezmek mümkün.
Yani İstanbul, New York, Berlin, Amsterdam gibi sanat merkezleriyle hemen hemen eş zamanlı günümüzün en konuşulan, en yenilikçi sergisini ağırlıyor.
Ölçer’in de işaret ettiği gibi, dünyada Türkiye’nin terör olaylarıyla, hükümet kriziyle manşetlerden düşmediği günlerde böyle bir sergi tanıtım açısından önemli.
Suzan Sabancı Dinçer de bu tanıtım meselesinin üzerinde önemle duruyor.
“Anish Kapoor Sergisi dünyada büyük ses getirmişti. Bunun da böyle olacağına inanıyorum. Türkiye’nin başka yüzünü de göstermek zorundayız” diyor.
İstanbul Bienali için beklenen 500 kadar yabancı gazetecinin böyle uluslararası çapta bir sergiyi de ziyaret etmeleri tanıtım açısından kaçırılmayacak bir fırsat.
Suzan Sabancı Dinçer’e göre, 14.İstanbul Bienali’nden tam gün önce yani 2 Eylül’de ziyarete açılacak Zero Sergisi iki yıl önce büyük ses getiren Anish Kapoor Sergisi’nden sonra çıtaya daha yukarı çıkartacak.
Paylaş