Polat Akbulut'a sorular

GEÇEN hafta Mersinli işadamı ve oryantalist ressam uzmanı Erol Makzume'nin çalışmaları için Milli Saraylar'dan bir ressam envanteri istediğini ancak başvurusuna cevap alamadığını yazmıştım.

Milli Saraylar'dan gelen mektubun bir bölümüne yanda yer veriyorum.

Ancak olaylar hiç beklemediğim yönde gelişti ve e-postam Milli Saraylar'ın vahim durumunu dile getiren ihbar mektuplarıyla doldu.

Okuduklarımdan çıkardığıma göre, Dolmabahçe Sarayı'nda eserler ortada kalmış, çürümeye terk edilmiş.

Oysa yaptığım arşiv taramasında, Eylül 2002 tarihli haberde, Dolmabahçe Sarayı'nın TBMM Vakfı'ndan harcanan 12 trilyon karşılığında eski parlak günlerine döndüğünü okumuştum. Yine o haberde, Milli Saraylar Daire Başkanı Polat Akbulut, üç yıllık çalışmalar sonucu sarayın eski haline döndüğünü söylemişti.

Gelen e-postalarda ise bunun aksi iddia ediliyor.

Çürüdükleri için soruşturma açılmış olan altı ipek Hereke halısı örnek gösteriliyor.

Polat Akbulut bilindiği gibi, eski Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut'un yeğeni.

1999 yılından beri Milli Saraylar Daire Başkanı.

Şimdi aldığım e-postaların ve bir yıl önce Milli Saraylar’daki görevinden alınmış olan 35yıllık müzeci Dolmabahçe Sarayı eski Müdürü Savaş Savcı’nın verdiği bilgiler doğrultusunda Polat Akbulut'a bazı sorular sormak istiyorum:

Sarayların tüm eserleri belirlendi mi? Mal sayımı tamamlandı mı?

Yıldırım Akbulut, 1999 yılında Uğur Dündar'ın programında ‘‘ Yeğenim adına söz veriyorum. Bir yıl içersinde sayım işleri bitecek. Tüm eserler poşetlenecek, kurtlara karşı ilaçlama yapılacak ve rutubet önlenecek’’ demişti. Bunlar yapıldı mı?

Dolmabahçe Sarayı'nın bodrumunda Abdülhamid tuğralı gümüş takımlar, gümüş şamdanlar ve diğer yüzlerce madeni eser için gerekli önlem alındı mı? Madeni eserler için kadronuzda metal restoratörü mevcut mu?

Yine Dolmabahçe Sarayı'nda TBMM Vakfı'nın 12 trilyonluk ödeneğiyle restorasyon çalışmaları, tamiratlar yapılmıştı. Bu çalışmalardan sonra sarayın tabanı, duvarları su alıyor mu, almıyor mu? Almıyor ise tarihi ipek Hereke halılarının altısı nasıl çürüdü?

Kandilli Rasathanesi'nin Dolmabahçe için önerdiği deprem ölçümleri neden reddedildi?

Milli Saraylar'a en son müze araştırmacısı olarak kadroya neden bir matematikçi alındı?

İSO meclisine bir kadın daha

İSTANBUL
Sanayi Odası meclisinde kadın sayısı üçe çıktı. Zeynep Bodur Okyay, Meral Gezgin Eriş'ten sonra Kurtsan Medikal Sanayi ve Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı Meltem Kurtsan da İSO meclisinde.

Meclis Başkanı Hüsamettin Kavi'ye ‘‘neden kadınların önünü açmıyorsunuz’’ diye soran Meltem Kurtsan'a davet tam bir ay önce yapılmış.

İSO'da Tıbbi Müstahzarat Sanayi Meslek Komitesi üyesi, Fako İlaçları A.Ş. firması temsilcisi Kaya Turgut, meclis üyeliğinden istifa edince boşalan yere Meltem Kurtsan getirilmiş. TÜSİAD üyesi olan Meltem Kurtsan ayrıca bu örgütte Fikri Haklar Çalışma Grubu Başkanı ve kadın girişimcileri destekleyen KAGİDER'in kurucusu.

Yeri gelmişken, bir yıl önce Türkiye genelinde yüzde 0,7’lik bir payı olan kadın girişimcilerin önünü açmak ve dünyaya açılmalarını sağlamak için kurulan KAGİDER’in kısa sürede hayli yol aldığını belirtmek istiyorum.

Hindistan Cumhurbaşkanı'nın önümüzdeki eylül ayında Türkiye'ye yapacağı ziyaret öncesi Türkiye'yi ziyaret edecek olan 25 kişilik Hintli işkadını grubu KAGİDER tarafından ağırlanacak.

Milli Saraylar'dan gelen cevap

MİLLİ Saraylar Daire Başkanı Polat Akbulut'tan gelen mektupta özetle şöyle deniyor: ‘‘Sayın Makzume Milli Saraylar koleksiyonunun tamamına yakın bir sayıyı oluşturan 19. yüzyıl oryantalistlerine ait tablo envanter numaralarını ve Milli Saraylar bünyesinde bulundukları yerleri gösteren listenin tarafına verilmesini talep etmiştir. Milli Saraylar Araştırma Yönetmenliği ve Saymanlık kayıtlarının gizlilik esasları gereği bu talebin karşılanması mümkün değildir. Sayın Makzume, talebini belli bir konu başlığıyla sınırlandırdığı takdirde Milli Saraylar'da Araştırma Yönetmeliği esasları çerçevesinde bizzat yerinde araştırma yapabilecektir. Bu husus 31 Temmuz 2003 tarihli Başkanlığımızın resmi yazısıyla kendisine bildirilmiştir.’’

Ne yazık ki, yer darlığından ötürü mektubun tümünü yayınlamammümkün değil.

Ancak dikkat çekmek istediğim bir iki nokta var.

Milli Saraylar, Makzume'ye tam 40 gün zarfından cevap vermiş.

Oysa Cumhurbaşkanlığı Köşkü aynı talebi 10 günde yanıtlamış.

Makzume'nin, tabloların yerlerini gösteren liste ve saraylarda bizzat araştırma yapmak gibi bir isteği olmamış.

Sadece kendisine bir ressam envanter listesi gönderilmesini rica etmiş. Yani ressam adı, tablo ismi ve konusu, tablo ebatları gibi bilgileri istemiş.

Sanıyorum, Yıldırım Akbulut'un Uğur Dündar'ın programında söz verdiği gibi, mal sayımı tamamlanmış olsaydı ressam envanteri bilgileri Makzume'ye kolaylıkla iletilebilecekti.
Yazarın Tüm Yazıları