Özgür kadın geri döndü

Nurhan Hanım’ın dostları, sevenleri, düşünenleri vardı mutlaka ama ona gerçekten sahip çıkan, sahile geri dönmesi için çalmadık kapı bırakmayan Sevda Karaca’ydı.

Bir dönemin ünlü sesi, şimdi "Sokak Hayvanlarını Yaşatma ve Koruma Derneği"nin Başkanı Sevda Karaca. Meğer Nurhan Hanım, tam 14 yıldan beri onun koruması altındaymış.

Deniz ve martılarla ayrılığı pek uzun sürmedi.

Özgür kadın evine, sahiline geri döndü.

"O kaldırıldığı huzurevinde kalamaz, kaçar gelir buraya" diyenler haklı çıktı.

Önce ağustos ayının son günlerinde kaldırılmış olan pleksiglas üç metreye üç metre küçük kulübesi yerine kondu.

Yanında yeşil damlı üç köpek kulübesiyle birlikte.

Sonra kedileriyle birlikte kendisi çıkageldi.

Nurhan Hanım.

"Özgür kadın"ın adı.

Sanırım eylül ayının ilk haftasıydı, onun Büyükşehir Belediyesi tarafından sahilden koparılması nedeniyle "Özgür kadın artık burada oturmuyor" diye yazdığımda.

Ne kadar çok e-posta geldi yazıyla ilgili.

İsmini bilmiyordum, öğrendim.

Yaşını ve hayat hikayesinin ayrıntılarını bilmiyordum.

Onları da öğrendim.

En ayrıntılı bilgi, yıllar önce Uğur Dündar’ın ekibinde çalışırken Nurhan Hanım ile ilgili haberler yapmış olan bir meslektaşımdan geldi.

Evliliğini, evliyken yaşamış olduğu dramı, çocuklarını, her şeyini biliyordu.

Gerçekten hayatı roman gibiydi.

Evliliğinden sonra asla kendisine ait bir yuvası, evi olmamıştı.

Hep sokaklarda yaşamıştı.

GİZLİ GİZLİ GIPTA EDENLER

E-postalardan anladım ki, sahilde yürüyüşe çıkanların çoğunun tanıdığı biriydi.

Sahildeki yalnızlığını, özgürlüğünü, başıboşluğunu sevenler...

"Demek ki böyle de yaşanırmış, kuşlar kadar özgür" diye içlerinden gizli gizli ona gıpta edenler...

Aralarından birkaç tanesi Kayışdağı’nda kalmakta olduğu Darülaceze’ye onu ziyarete gitmişti.

Nurhan Hanım’ın dostları, sevenleri, düşünenleri vardı mutlaka ama ona gerçekten sahip çıkan, sahile geri dönmesi için çalmadık kapı bırakmayan Sevda Karaca’ydı.

Bir dönemin ünlü sesi, şimdi "Sokak Hayvanlarını Yaşatma ve Koruma Derneği"nin Başkanı Sevda Karaca.

Meğer Nurhan Hanım, tam 14 yıldan beri onun koruması altındaymış.

Altı-yedi yıl önce Nurhan Hanım verem olduğunda Heybeliada’ya hastaneye kaldıran, sahildeki ilk kulübesini tüm içindeki eşyalarla birlikte alan, yine ikincisini tedarik eden, Darülaceze’nin anlayışlı müdürünü ikna eden oydu.

Güvenliğini de düşünen ve sağlayan.

Öyle ya, ilk yazımdan sonra beni arayan Kayışdağı’ndaki Darülaceze’nin müdürü Tayfun Karaali, "Özgür Kadını"nın birkaç kez tinercilerin tecavüzüne uğradığını söylememiş miydi?

Aynı mahallede oturduğumuz, dolayısıyla Nurhan Hanım vesilesiyle tanışıp konuştuğumuz Sevda Karaca, Nurhan Hanım’ı kanatları altına aldığından beri başına kötü bir şey gelmediğini söylüyor.

Ona inanıyorum elbet ama o ıssız, karanlık kış gecelerini düşündükçe?

"Nurhan Hanım’ın kaldığı küçük koyun hemen diğer tarafında balıkçılar var. Benim tanıdığım, sevdiğim genç çocuklar. Tehlikeyi sezdikleri, Nurhan Hanım’ın polis düdüğünü duydukları anda onun yanıbaşındalar."

Nurhan Hanım gerçekten iri yarı üç köpeği, polis düdüğü ve genç dostlarıyla emniyette hissediyormuş kendisini.

Geçenlerde gördüm.

Penceresinin önüne minik bir yılbaşı ağacı yerleştirmişti kırmızı süsleriyle.

Kedilerinden biri de yatağının üzerine kurulmuştu.

Nurhan Hanım böyle mutluysa kime ne?
Yazarın Tüm Yazıları