Muhtar Kent’ten istihdam reçetesi

Kent önceki gün, Ürdün’e gelmeye ikna ettiği ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin Arap ülkelerine destek için tayin ettiği eski Başbakan Edouard Balladur ve Filistin Yönetimi Başbakanı Salam Fayyad ile aynı platformda tartışmacı.
Aynı platformda Tahrir Meydanı’nda günlerce gösteri yapmış, sesini çıkartmış olan Mısırlı bir genç kadın Yasmin Galal da var.
Konu Arap Baharı ülkelerinde gençlerin işsizliği.
Devrim yapmayı başarmış gençler arasında işsizlik oranı bu çoğrafyada yüzde 40’ların üzerine tırmanıyor.
Özel sektör yeterince güçlü değil, yeni yatırımlar yok.
Önümüzdeki birkaç yıl zarfında 85 milyon kişiye iş yaratılması gerekiyor.
Yasmin Galal’a göre gençler politikacıların, iş dünyasının hemen harekete geçmesini bekliyorlar.
Muhtar Kent istihdam için ne yapılması gerektiğini sayıyor:
- Öncelikle bölgeye yeni yatırımların çekilmesi gerekiyor.
10 YILDA 5 MİLYAR DOLAR
Coca-Cola bölgeye önümüzdeki 10 yıl içerisinde 5 milyar dolarlık bir yatırım planlamış.
Kent, “Yatırımı çekmek için sadece büyük şehirdekiler değil, en küçük yerleşim merkezindeki yerel yöneticiler de harekete geçmeli.
Yerel
yöneticiler
iş adamı gibi davranmalı” diyor.
Küçük girişimcilere ve KOBİ’lere destek sağlamak üzere Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası benzeri yapıların acilen devreye girmesini öneriyor.
“Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra ziyaret ettiğim Doğu Bloku ülkelerinde küçük projelerin Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın desteğiyle ayağa kalktıklarına bizzat tanık oldum” diye anlatıyor.
Demokrasinin bel kemiği orta sınıflar dolayısıyla KOBİ’ler, küçük girişimciler.
Kent, “Herkese iş bulmamız mümkün olmayacağını göre küçük girişimcilerin yüreklendirilmeleri gerek” diyor.
Tam bu noktada bizde bazı üniversitelerin girişimcileri desteklemek için yeni başlattıkları “kuluçka merkezi” modelinin önemine değiniyor.
Yine üniversitelerdeki teknoparklar da girişimci yaratmak için yararlı.
Muhtar Kent önerilerini sayıyor ama “en önemlisi yerel çözümler” diyor.

Körfez’deki fonların bölgeye yararı yok

ORTADOĞU bölgesinde para olduğu ancak bunun bölgedeki yatırımlardan ziyade yurt dışına kaydığı iki gün boyunca en fazla üzerinde durulan konu oldu.
Körfez’deki özel sektörün hacmi milli gelirin ancak yüzde 15’i.
Özel sektör hemen hemen olmadığı gibi alt yapı yatırımları da eksik.
Dünya Ekonomik Forumu’nun aşina yüzlerinden olan Birleşik Arap Emirlikleri’nden işadamı Halit Abdulla-Janahi “çuvaldızı” kendilerine batırıyor.
“Körfez’deki dev fonlar birkaç kişinin elinde, oysa halkın elinde olmalı... İşe buradan başlayalım” diyor.
Gerçekten Körfez kaynakla fonları çevremizde giderek daha fazla duyar olduk.
Londra’nın ünlü mağazası Harrods bir iki yıl kadar önce bir Katar fonuna giderken, bizim Yargıcı’nın yarıdan fazlası Kuveyt fonuna gitti.
Aynı şekilde birçok satın almanın arkasında bu fonları duyuyoruz.
Abdulla-Janahi’nin telaffuz ettiği rakama göre Körfez’deki fonların büyüklüğü trilyon dolarları aşmış.
Bunlar ABD’den Singapur’a, Avrupa’dan Türkiye’ye yeni yatırımlar peşinde ama bölgeye hiçbir faydaları yok.

Blair: Ya değişim ya devrim

ÖLÜ Deniz’e gelenlerden biri de BM’nin Ortadoğu Dörtlüsü temsilcisi eski İngiltere Başbakanı Tony Blair.
Blair, sorulan bir soru üzerine Suriye’de durumun belirsizliğini koruduğunu ancak bölgedeki tüm ülkelerin için artık değişimin kaçınılmaz olduğunu söylüyor.
“Ya değişim ya devrim” diyor.
Blair ile aynı panelde konuşan ve geçen yıla kadar Arap Birliği Genel Sekreterliği üstlenmiş olan Amr Musa’ya göre bölge üçüncü kez tarihi dönüm noktasında.
“Birincisi Osmanlı İmparatorluğu’na, ikincisi sömürgecilere başkaldırıydı. Bu üçüncü halkın ayaklanması” diyor.
Arap Baharı’nda gençlerin çaktığı kıvılcım yayılıyor.
Sırada Suriye var, sonra belki İran.