Mersin-Tarsus Organize'nin tek kadın sanayicisinin hayali

Biri son beş yılda ihracata yönelmiş olan Mersan Kasa Sanayi’nin patronu sanayici Berrin Dalkılıç Mis, diğeri Mersin Kent Konseyi Başkanı Yasemina Lokmanoğlu.

Mis ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şeraffettin Aşut vasıtasıyla tanıştım.

Mersin -Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde tek kadın sanayicisi(sermaye ve ortaklık yapısı bakımından hisse çoğunluğu yüzde 50’nin üzerinde) olan Berrin Dalkılıç Mis hikayesini anlatırken gözlerindeki yaşlara şahidim.

Genç yaşta eşini kaybettikten sonra, “frigorifik kasa” üretimi gibi bir işte tek başına mücadele vermenin, tüm zorluklara göğüs gererek sektörde Mersin’de bir numaraya yükselme başarısının gözyaşlarıydı bunlar.

Berrin Dalkılıç Mis

Lise mezunu Berrin Dalkılıç Mis çocuklarını büyüttükten sonra kamyon kasaları için önce proje çizen sonra üretime geçen mühendis eşinin yanında işe başlıyor.

Organize sanayi bölgesinde “frigorifik kasa” ve diğer gıda ve eşya taşıyan kasaların üretimi için atölye kurma aşamasına geldikleri bir dönemde 2001 yılında, henüz 33 yaşında eşini kaybediyor.

Yeni kurulmuş bir atölyede tek başına kalıyor.

Üniversitede hoca  olmak

“Atletizmde lisanslı bir sporcuydum. Sanıyorum bu yüzden azimliyim ve kolay vazgeçmem. Ailem, eşimin yakın dostları da kol kanat gerince işe dört elle sarıldım” diye anlatıyor.

Bölgede şehirden şehre, Coca Cola, Danone, Lipton, Migros, Bim, Ülker, Eti, Efes Pilsen gibi markaların distribütörlerini tek tek arabasıyla dolaşıyor.

Siparişleri topluyor, finanstan üretime, insan kaynağına dek her aşamasında yer aldığı işini kısa sürede büyütüyor.

2008 yılındaki krizde fena sarsılıyor, borçlar birikiyor.

“Yine yılmadım, borçları yapılandırdım. 2010 yılı ile 2014 yılı arasında yüzde yüzün üzerinde büyüme kaydettik” diyor.

Mersan Kasa Sanayi, Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesinde, 10 bin metrekarelik alanda Türkiye’nin karoser sektörünün ilk beş firması arasında.

Bugün eğitimlerini tamamlamış olan 29 yaşındaki kızı ve 26 yaşındaki oğlu da artık Berrin Dalkılıç Mis’in yanında.

“Yavaş yavaş tüm işlerimi çocuklarıma devredeceğim zira başka bir hayalim var” diyor.

Üniversite sınavlarına hazırlanarak bu yıl Mersin Üniversitesi’nde İşletme Yönetimi ve Pazarlama Bölümü’ne kaydolmuş Berrin Dalkılıç Mis.

“Hocalarımdan bile yaşlıyım. Patron olduğumu da kimselere söylemedim. Hedefim üniversitede hoca olmak. Çünkü üniversiteye gelen çocukların girişimcilik konusunda hiçbir şey bilmiyorlar. Ben yaşayarak öğrendim. Deneyim, bilgilerimi aktarmak istiyorum” diyor.

Böyle bir hayale ben şapka çıkartıyorum.

SURİYELİ ÇOCUKLARIN KORUYUCU MELEĞİ

YASMİNA Lokmanoğlu uzun yıllar belediye meclisinde görev yaptıktan sonra iki yıldan beri Mersin Kent Konseyi Başkanı.

Kaleme almış olduğu “Mersin Mutfağı” kitabında kendisini beşinci kuşak, çok kültürlü bir Mersinli olarak tarif ediyor.

Yasmina Lokmanoğlu bizim “Mersin’i Keşfet” ziyaretimizin son günü, belediyenin yöre yemeklerinin sunumuyla verdiği davetin arkasındaki isim.

Kaleme aldığı kitabından anlaşılacağı gibi Mersin’in yeme-içme kültürüyle yakından ilgili.

Mersin’i yakından ilgilendiren her meseleye Lokmanoğlu yüreğini koyuyor.

Dolayısıyla Akkuyu Nükleer Santrali’ne karşı verilen mücadelenin başını çektiği gibi sayıları 300 binin üzerinde olan Suriyeli mülteciler arasında yoksulların iyi koşullarda yaşamaları içinde de uğraşıyor.

Özellikle de okula gitmeyen, tarım işçisi olan Suriyeli çocuklarla yakından ilgileniyor.

“Mersin’de okula devam etmeyen binlerce çocuk var. Bunlar büyüdüklerinde ne olacak? Ya uyuşturucu kullanacak, ya da suça karışacak. Kamuda herkes topu birbirine atıyor” diyor.

Suriyelilerin çoluk çocuk tarım işçisi olarak derme çatma çadırlarda yaşadığı Adanalıoğlu köyünde Lokmanoğlu 1500 çocuğa aşı yaptırmayı başarmış.

Aynı köyde çocukların eğitimiyle ilgili çalışmalar sürdürüyor ve her doğan çocuğun kayıt altına alınmasını sağlıyor.

Yasmina Lokmanoğlu

Suriye göçü alan söz konusu köyün nüfusu yaklaşık 12 bin.

10 bin Suriyeliyi mülteci olarak barındırıyor ve yardım eli uzatan yok anladığım kadarıyla.

Üstelik köy Nusayri köyü ve gelenlerden çekiniyor.

Lokmanoğlu’nun aktardırdıkları Suriye göçmen sorununun küçücük bir yüzü.

Sayı 3 milyon olunca buzdağının altında neler olduğunu varın siz tahmin edin.