MARDİN’de Akkoyunlular tarafından 15. yüzyılda yapılmış Kasımiye Medresesi.
Medresenin küçük süs havuzunun başında 3 yaşından beri Almanya’da yaşayan sanatçı Nezaket Ekici’nin performansı var. Ekici’ye bu zor gösteride eşlik eden kadınların tümü Mardinli. Süs havuzuna ise Hüseyin Çağlayan tarafından çekilmiş dev bir fotografın gölgesi düşüyor. Ekici performansını tamamladıktan sonra karanlığın çökmekte olan Kasımiye Medresesi’ne Burhan Öçal’ın ile Murat Uncuoğlu’nun nağmeleri doluyor bu kez. Kasımiye Medresesi, Nezaket Ekici, Hüseyin Çağlayan ve Burhan Öçal’ı yan yana getiren şey 1. Mardin Bienali. Güncel sanatla, Mardin’in benzersiz tarihi dokusunu buluşturan bienal sloganı “AbbaraKadabra”. Abbara’yı bilmeyenlere anlatmak gerek. Mardin’de, sokakları birbirlerine bağlayan ve evlerin altından geçen kuytu tünellere “Abbara” deniyor. Kadabra da sihirbazların bir şeyi yok edip tekrar bulmak için kullandıkları “Abrakadabra”dan. GAP İDARESİ VE VALİLİK Bienalin sihirli dokunuşları Kasımiye Medresesi’nin yanı sıra Zinciriye Medresesi ve Tokmakçılar Konağı’nda. Ama Mardin sokaklarında yürürken aniden karşınıza metruk bir binanın üzerinde, İstanbul Bienali’nden tanıdığımız Bertrand Davidoff’un floresanlı bir enstalasyonu da çıkıveriyor. Mardin Bienali, İstanbul’dan sonra Türkiye’nin ikinci bienali. 30’u yabancı 61 sanatçının eserlerini buluşturuyor. GAP İdaresi Başkanlığı ve Mardin Valiliği yarı yarıya üstlenmiş masraflarını (650 bin lira). Küratörlüğünü Döne Otyam’ın yaptığı, koordinasyonunu ise GAP İdaresi halkla ilişkilerden sorumlu Gül Gemalmaz’ın üstlendiği bienalin Mardin’in “çekim merkezi” yolculuğunu hızlandıracağı kesin. Zaten hem GAP İdaresi Başkanı Sadrettin Karahocagil, hem Mardin Valisi Hasan Duruer bienalin Mardin’e katkısını özellikle vurguluyor. MARDİN’İN 2023 HEDEFİ Ortak basın toplantısında Karahocagil, “Bienaller ile Mardin, Venedik, İstanbul gibi şehirlerle rekabet edebilecek düzeye gelecek” diyor. Karahocagil’in verdiği bilgiye göre, 2012 Mardin Bienali’ni de GAP İdaresi ve Mardin Valiliği üstlenecek. Daha sonra bienal tümüyle özel sektörün desteğiyle yoluna devam edecek. 2009 yılı ocak ayından beri Mardin’de görevde olan Vali Hasan Duruer, Mardin’i ancak Floransa, Toledo, Kurtuba gibi şehirlerle kıyaslıyor. “Dünyanın önde gelen sanat ve kültür merkezlerinden biri olmak istiyoruz” diyor. Bunun için Mardin’in önüne koyduğu hedefleri sayıyor. * İstanbul’dan sonra Avrupa Kültür Başkenti unvanına sahip olmak. * UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesine dahil olmak * 2023 yılına kadar 5 milyon turist. YATAK KAPASİTESİ ARTIYOR 1990’lı yılların sonlarına doğru ilk kez ziyaret ettiğimde kalacak doğru dürüst bir oteli bile olmayan şehrin bu vizyonuna ancak şapka çıkartılır. Halen 2 bin 500 yatak kapasitesi olan Mardin önümüzdeki yıl bu kapasiteyi 4 bine çıkartacak. Birbirinden güzel butik otellere ilaveten Hilton, Dedeman da otel hazırlığında. Geçtiğimiz yıl açılan Sakıp Sabancı Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi de şehrin iddialı yolculuğuna katkıda bulunmuş. Vali Duruer “kentsel dönüşümün” kapsamında altyapı çalışmalarının sürdüğünü, tarihi binaların restore edildiğini ve “göze hoş gelmeyen” beton binaların yıkılacağını söylüyor. Mezopotamya Ovası’na doğru çevrili sayısız çanak antenlerinin dahi kaldırılabilecek. Her şey masal şehri Mardin’in “tazelenmesi” için. Ve anladığım kadarıyla bunun için yaklaşık 100 milyon lira gerekiyor. Bu şehir gerçekten 2023 yılına kadar 5 milyon turist çekebilirse eğer bu harcamaya fazlasıyla değer.