YENİ hükümette Kültür Bakanlığı'na gelen Erkan Mumcu‘‘Ben bir kültür adamı değilim, politikacıyım’’ demiş.
Kültür ve Turizm Bakanlıkları'nın birleşmesiyle her iki bakanlıktan sorumlu olmaya hazırlanan Erkan Mumcu, tek bakanlığın yapılanmasıyla bizzat ilgileniyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan Kültür Bakanlığı'na geçerken beraberinde getirdiği 11 danışmanı da (aralarında Sabri Bayar, Betül Duman, Hasan Karabacak, Deniz Gökçe gibi isimler var) kültür ve turizmi birleştirecek yasa tasarısının üzerinde çalışıyormuş.
Şimdi burada çok hassas bir nokta var.
Zira yasa tasarısını hazırlayan Mumcu'nun danışmanları, halen Kültür Bakanlığı'nda görevli deneyimli 200'e yakın bürokrata kesinlikle danışmadan işlerini yürütüyormuş.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan gelen danışmanların Kültür Bakanlığı'nın sorunlarını bu kadar kısa bir sürede kavramaları mümkün mü?
Hepimiz biliyoruz ki, bütçeden ancak binde 8 oranında pay alan Kültür Bakanlığı'nın
sorunları dağ gibi.
Müzelerin bekçi olmadığı gerekçesiyle kapatıldığı, Zeugma gibi kültürel miraslara sahip çıkılamadığı, bunların dünyaya tanıtılamadığı bir ortamda böyle bir yasa tasarısının deneyimli kişilerle birlikte daha titizlikle hazırlanması gerekmez miydi?
Bu işin bir boyutu.
Diğer boyutu ise Mumcu'nun Turizm ve Kültür Bakanlıklarını hallaç pamuğu gibi atmaya hazırlanıyor olması.
Öyle ki, bu iki bakanlıkta çalışan 400'e yakın bürokrattan sadece 100 tanesi kalacak diğerleri emekli olacak ya da başka görevlere kaydırılacak. Ancak gelen bilgilere göre, Mumcu'nun amacı küçük bir kadroyla çalışmak değil.
Zira sınavla 400 kişinin alınacağı ‘‘sıfır bir kadronun’’ oluşturulması planlanıyor.
Özetle, AKP'nin yeni kültür ve turizm politikasını, Mumcu'nun, yeni bakanlıklara atandığı her defasında yanında taşıdığı danışmanları oluşturacak ve sınavla alınan deneyimsiz bir kadro uygulayacak.
Kültür ve Türkiye ekonomisinin büyük umut bağladığı turizm için daha vahim bir tablo düşünemiyorum.
Sponsorluk yasası yoksa kültür de yok
ERKAN Mumcu'nun Kültür Bakanlığı'nda yapmaya hazırlandığı değişiklikler esasında‘‘sponsorluk yasası’’nı araştırırken karşıma çıktı.
Bu da nereden çıktı diye merak edebilirsiniz.
Biliyorsunuz, yanıbaşımızdaki dehşetli savaşa rağmen yaşam devam ediyor ve İstanbul önümüzdeki günlerde bir film festivaline hazırlanıyor.
Film festivalinin yanı sıra, müzik, tiyatro, caz festivallerini, bienali ve çeşitli etkinlikler düzenleyen İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı haliyle bu yıl her zamankinden fazla sponsor sıkıntısı çekiyor.
Düşünün ki 13 milyon dolarlık bütçesinin yüzde 75'ini sponsorlar karşılıyor.
Bir önceki Kültür Bakanı Hüseyin Çelik, vakıf yöneticilerine ‘‘sponsorluk yasası’’ çıkartmayı vaat etmiş.
Nedir ‘‘sponsorluk yasası’’?
Sponsorlara vergi indirimi sağlayan bir yasa.
Avrupa'da sponsorlar kimi zaman yüzde 80, kimi zaman yüzde 100 bir vergi indirimi alabiliyorlar. Sanatın ve kültürün daha geniş kitlelere yayılmasının bir nedeni de sponsorluk.
Hatırlarsanız yine bu sütunda, Berlinli sanayicilerin Orhan Pamuk'un Beyaz Kale'sini Almanca'ya çevirttiklerini yazmıştım.
Bize dönersek, ekonomik kriz nedeniyle büyük şirketlerin kemer sıktığı bir dönemde İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın işi gerçekten çok zor.
Tiyatro Festivali'nde ‘‘İstanbul’’u sahnelemeye hazırlanan dünyanın önde gelen koreograflarından Pina Bausch'un bu projesi için gerekli paranın bir bölümü henüz ortada yok.
Oysa Pina Bausch‘‘İstanbul’’ oyununu New York, Tokyo gibi önemli kültür merkezlerinde sahneye koyabilir, İstanbul'un tanıtımında önemli bir rol oynayabilir.
Mumcu'nun danışmanları acaba bunları da hesaba katıyorlar mı?
Rusya’dan 2 milyon turist
BİLMEM dikkat ettiniz mi, savaş aleyhtarı gösterilerin en düşük seviyede olduğu yerlerden biri de Rusya.
Geçen gün radyolardan birinde bu tespit ile ilgili yorumda ‘‘Ruslar bu savaşa başkalarının savaşı diye bakıyorlar’’ deniyordu.
Yorum ne derece doğru bilemem. Ruslar, Çeçenistan nedeniyle her türlü savaşı kanıksıyor ya da gerçeklerle yüzleşmek istemiyor olabilirler.
Türk turizmcilerin de tespiti ‘‘Rusların krizlerden etkilenmedikleri’’ yolunda. İşte bu yüzden, bu sancılı dönemlerde gözler Rus turistlerde.
Halen Moskova Turizm Fuarı'nda temaslarını sürdüren Turizm Bakanı Güldal Akşit dün düzenlediği basın toplantısında 2003 yılı için Rusya’daki hedefin 2 milyon turist olduğunu söylemiş.