Kültür ve Turizm Bakanlığı Antakya’ya neden kayıtsız

GEÇENLERDE Metro Grubu’nun kızların okutulmasıyla ilgili Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’yle birlikte sürdürdüğü kampanya çerçevesinde yolumuz Antakya’ya düştü.

Yıllardan beri görmeyi düşlediğim Antakya hem şanslı, hem şanssız.

Şanslı çünkü Kudüs ve Efes ile birlikte Hıristiyan dünyasının üçüncü en önemli merkezi.

Hıristiyanların ilk mağara kilisesi Sen Piyer burada.

Hazreti İsa’nın müritleri ilk kez Antakya’da "Hıristiyan" diye adlandırılmış.

Yani Hıristiyanlar için çok çok önemli bir yer.

Şanssız, zira turizm potansiyelini kullanamıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Yunan, Roma ve Bizans dönemi benzersiz eserlerin olduğu bu şehre gereken ilgiyi göstermiyor.

Antakyalılar bir hazinenin üzerinde oturuyor ama bu işlerine yaramıyor.

Tunus ve Gaziantep-Zeugma ile birlikte dünyanın en güzel mozaiklerine sahip müzesi hem küçük, hem çok eski.

Barındırmakta olduğu eşsiz yapıtların çapına yakışmıyor.

Mozaikleri modern bir müzeye taşınırsa şehre dünya çapında ilgi artabilir.

Antakya Belediye Başkanı Mehmet Yeloğlu ile bir öğle vakti bunları konuşuyoruz.

Antakya CHP’nin kalesi olarak biliniyor ne zamandır.

CHP lideri Deniz Baykal son seçim kampanyasına Antakya’da start vermiş.

Yeloğlu, AKP’den seçimlere girerek bir önceki CHP’li belediye başkanından bayrağı devralmış.

"Antakya’ya yazık oluyor" diyor "turizm potensiyelini değerlendiremiyor".

TURİST SAYISI BELLİ DEĞİL

Kuşkusuz Türkiye’de turizm potansiyelini kullanamayan tek şehir Antakya değil.

Ama burası gerçekten farklı.

Mehmet Yeloğlu’nun Antakya için hazırlamış olduğu "turistik parkura" Kültür ve Turizm Bakanlığı yeterli ilgili göstermemiş.

Antakya’nın neredeyse antik çağlardan bu yana en uzun caddesi olan Kurtuluş Caddesi’nin rehabilitasyonu için projesi hazır.

Kaynak yok.

4 kilometre uzunluğundaki Kurtuluş Caddesi antik çağlarda mermer sütunlarla bezeliymiş.

Aynı zamanda Türkiye’nin ışıklandırılan ilk caddesi unvanını taşıyor.

Caddenin üzerindeki güzel binalar harap.

Kiminin alt katlarında ya dökülen kahvehaneler işletiliyor ya da tamirhaneler konmuş.

Binalar elden geçse Kurtuluş Caddesi abartısız Türkiye’nin en güzel caddelerinden biri olabilir.

Yeloğlu’nun dediğine göre Antakya’nın yirmi, otuz yıl sonrası için master planı hazır.

Göç alan şehir batıya doğru genişliyor.

Şehre gelen turist sayısını merak ediyorum.

İşte bu noktada rakamlar hayli kafa karıştırıcı.

Belediye Başkanı’na göre yılda 15 bin turist geliyor Antakya’ya.

Aynı masayı paylaştığımız Antakyalı bir turizmciye göre 2006’da 50 bin turist gelmiş.

Hangisi doğru?

Bu arada, Antakya’nın turist sayısını önemli derecede artıracak havaalanının yıl sonuna doğru devreye gireceğini öğrendik.

Bugün Adana Havaalanı’na inen yolcuların yüzde 40’ı Antakya yolcusuymuş.

Havaalanının devreye girmesi Antakya’nın kaderini değiştirebilir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu tarihi şehre kayıtsız kalmaması koşuluyla elbet.

Eski sabunhane 4 milyon dolara butik otel oldu

ANTAKYA gezisi sırasında konakladığımız Savon Oteli yukarıda sözünü ettiğim Kurtuluş Caddesi üzerinde.

Osmanlı döneminde imparatorluğun önemli bir sabun imal etme merkezi olan Antakya’da bir zamanlar 16 tane sabunhane olduğu söyleniyor.

İşte bunlardan bir tanesi de şehrin önde gelen ailelerinden Şehoğlu’lara ait.

Ailenin genç kuşak temsilcilerinden Abdullah Şehoğlu, Kurtuluş Caddesi üzerinde bir kervansarayı andıran bu sabunhaneyi değerlendirmek istemiş.

Ve yaklaşık dört yıl önce "inanç turizmi" rüzgarının estiği günlerde, Kalkınma Bankası’ndan aldığı krediyle sabunhaneyi otele çevirmiş.

Yaklaşık 4 milyon dolara mal olan otelin 43 odası var.

Doluluk kapasitesi yüzde 60 dolayında.

Abdullah Şehoğlu da aynen Belediye Başkanı gibi havalaalanı devreye girdikten sonra bu kapasiteyi arttıracağına inanıyor.

Değerli ama köhnemiş Kurtuluş Caddesi üzerinde bir "vaha" etkisi bırakan Savon Oteli’nin 1860’lı yıllarda bir sabunhane olarak inşa edildiğine inanmak güç.
Yazarın Tüm Yazıları