KKTC’nin yıldız falına turizmciler bakınca gelecek parlak görünüyor.
Bundan önceki KKTC gezisinde TOBB’a eşlik etmiştik, bu kez Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği ile birlikteyiz.
Ada’ya dördüncü kez gelen turizm yatırımcılarını bu kez gelmeye ikna eden TYD Yönetim Kurulu üyesi, Kıbrıs kökenli işkadını Sıdıka Atalay.
Atalay, geziyi Lefkoşa’daki Yakın Doğu Üniversitesi’nin "Çevre: Yaşam ve Sürdürülebirlik" konulu uluslararası konferansına denk getirmiş.
Çevre konularına duyarlı, TURMEPA Deniz Temiz Derneği’nin Onursal Başkanı RahmiKoç’u konferansta bir konuşma yapması için KKTC’ye davet etmiş.
Dolayısıyla Rahmi Koç, TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Eşref Cerrahoğlu ile birlikte konferansa katılmak için burada.
Atalay, Koç’u davet ederek hem uluslararası çevre konferansına, hem Ada’daki yeni yatırımlara dikkati çekmek amacında.
Bir taşla birkaç kuş.
Gazeteciler için de yazacak bol malzeme.
KKTC’ye her gelişimizde Ada’nın turizm potansiyelinin önemini hep duyarız.
Ama turizm yatırımcılarıyla birlikte gelince tablo çok daha fazla somutlaşıyor.
Nereden başlasak?
Girne yakınlarında kaldığımız Mercure Oteli, Akfen’in Fransız Accor Grubu’yla Türkiye’de başlattığı işbirliğinin bir uzantısı.
Akfen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Keten,Accor ile Türkiye’de 10 yılda Gaziantep, Trabzon, Şanlıurfa, Van gibi şehirlerde 60’a yakın otel için anlaşma imzaladıklarını, KKTC’de Bafra’da yatırımları olduğunu anlatıyor.
Bafra, KKTC’nin Belek’i diye anılıyor.
Bafra’da 12 tane tesis için tahsis alınmış, bunlardan beş tanesi Akfen, Limak, Koçoğlu, Kaya, Mustafa Göçen inşaata başlamış.
TYD Başkanı ve Alarko Genel Koordinatörü Oktay Varlıer’den Alarko’nun Yeni Erenköy’de 450 dönümlük arazi tahsisi aldığını ve büyük bir tatil köyü projesi çalışmalarına başladığını öğreniyoruz.
Hillside konsepti Ada’ya geliyor.
Bu arada Sıdıka Atalay birkaç yıl önce Karpaz bölgesinde "Port Barbados" adıyla başlattığı 100 milyon dolarlık otel, marina projesini İngiliz LTG Grubu’na devretmiş.
LTG Grubu projeye "Karpaz Bay Resort" adını vermiş.
River Island mağaza zincirleriyle dünyada 25’e yakın oteli olan LTG Grubu’nun KKTC’ye gelmesi Atalay’a göre yabancı yatırımcının Ada’daki potansiyele inancını gösteriyor.
Hep Türk ve yabancı turizm yatırımcılarından söz etmek KKTC’li yatırımcıya haksızlık.
Korman İnşaat’ın sahibi Günay Çerkez, KKTC’nin ilk golf kulübünün sahibi.
14 milyon dolarlık yatırımla 1000 dönümlük arazide hizmete giren golf kulübünün üyelerinin üçte ikisi KKTC’de yaşayan yabancılar.
Rum kesiminde oturan İngilizlerden de gelenler oluyormuş.
Resmi açılışı önümüzdeki nisan ayında yapılacak golf kulübünde daha sonra otel de inşa edilecek.
Verdiğim örnekler sanırım KKTC’nin nasıl bir turizm atılımı içersinde olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
KKTC’nin bugün 8 bin dolayında olan "nitelikli" yatak kapasitesinin üç yıl içerisinde 25 bine çıkartılması hedefleniyor.
Güzel de, KKTC’ye gelen turist sayısı 400 bin:
Bu kadar oteli, tatil köyünü kimler dolduracak?
İşte bu noktada KKTC’ye izolasyonun kaldırılması önemli.
Erdil Nami başkanlığındaki Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın İngiliz Sivil Havacılık Dairesine havalimanının uluslararası uçuşlara açılması için bir başvurusu var.
Başvuru reddedildiği takdirde İngiliz mahkemelerine gidilecek.
Bu arada Brüksel nezdinde lobi faaliyetleri devam ediyor.
Atalay’ın önceki gece verdiği davette sohbet imkanı bulduğum KKTC Başbakanı Ferdi SabitSoyer, izolasyonda mayıs ayına kadar bir hareketlenme olacağı düşüncesinde.
AB Dönem Başkanı Almanya Şansölyesi Merkel’in de dün Katimerini Gazetesi’ne verdiği demeçte izolasyona değinmesi Soyer’i haklı çıkartıyor gibi.
İzolasyon kalkıncaya kadar KKTC Hükümeti’nın İstanbul ve Antalya aktarmalı gelen yabancı turistleri çekmek için uyguladığı sübvansiyon yöntemi var.
Turistin aktarma nedeniyle maddi zarara uğramaması için bilet başına yaklaşık 50 pound ödüyor.
Bu "sübvansiyon",Soyer’in masa komşusu Rahmi Koç’u çok şaşırtıyor.
Türkiye’den yılda 400 milyon dolar dolayında yardım alan KKTC’nin turisti sübvanse etmesine aklı yatmıyor.
KKTC 2012’de ’asma boru’yla suya kavuşuyor
1990’lı yılların sonundan beri gündemde olan KKTC’ye Türkiye’den su taşınması projesi nihayet gerçekleşiyor.
"1995 yılından beri KKTC’ye su taşınması üzerinde çalışıyorum. Üzeyir Garih ’Barış Suyu’ projesinin isim babasıdır" diyen Varlıer’e göre, "yılan hikayesine" dönen proje 3 başbakan, 2 cumhurbaşkanı ve sayısız bakan eskitmiş.
"Barış Suyu" projesinin çıkış noktası 1998 kararnamesi.
Daha önce tankerle ve balonla taşıma işi fiyasko ile sonuçlanınca, Alarko projenin sahibi olan DSİ için şimdiye kadar hiç uygulanmamış bir taşıma yöntemi için kolları sıvamış.
Projenin esası şu:
Dragon Çayı’ndan Anamur’a kadar inen su, Anamur’da bir barajda toplanacak ve buradan denize döşenecek "askılı poliüretan borularla" KKTC Geçit Köy mevkine getirilecek.
Deniz yüzeyinin 250 metre altına döşenecek "askılı boru" yöntemi dünyada bir ilk.
Danimarka’da yapılan testlerin başarılı sonuç vermesi üzerine Alarko 2008’de 300 milyon dolarlık maliyeti olan projeye start vermek için hazırlıklara başlamış.
2012’de tamamlanacak projeyle KKTC yılda 75 milyon metreküp suya kavuşacak.
Bugün gereksinimi 120 milyon metreküp olduğu halde sadece 60 milyon metreküp suyla idare eden KKTC için bu gerçekten önemli bir olay.
Şimdi 1 dolar 20 sent olan su 35-40 sente inecek.
Eğitim ve turizmden başka bir gelir kaynağı olmayan bu bereketli topraklarda "organik tarım" başlatılması için müthiş bir fırsat.
Varlıer’in işaret ettiği gibi, ilerde KKTC’nin Rum tarafına, hatta aynı yöntemle Ortadoğu’ya da su vermesi mümkün.
1.2 milyar dolarlık servet, 1.2 milyon dolarlık konferans
KKTC’li işadamı Suat Günsel, Forbes Dergisi’nin zengin Türkler sıralamasında 1.2 milyar dolarlık servetiyle 17’nci sırada.
Lefkoşa’daki Yakın DoğuÜniversitesi’nin kurucu rektörü ve onursal başkanı olan Suat Günsel’in eski bir çöplük alanına kurduğu üniversiteyle ulaştığı başarı dikkat çekici.
Kurduğu üniversite ise uluslararası konferanslarda iddialı.
Daha önce Akdeniz ülkelerinin ortak sorunları su ve deprem üzerine konferans düzenlemiş olan Yakın Doğu Üniversitesi bugünden başlayarak 24 Şubat tarihine kadar uluslararası bir çevre konferansına ev sahipliği yapıyor.
2 bini aşkın çevre bilimci ve araştırmacısını bir araya getirmeyi amaçlayan konferansın onur misafirlerinden biri Rahmi Koç, diğeri İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Ekmelettin İhsanoğlu.
1400 kadar tebliğ başvurusunun yapıldığı konferans için aralarında Nobel ödüllü üç bilim adamının da olduğu 110 kişilik bir bilim kurulu oluşturulmuş.
Ancak öğrendiğimize göre, Rum Yönetimi’nin bazı engelleme girişimleri nedeniyle Nobel ödül sahipleri Ada’ya gelmekten vazgeçmiş.
1.2 milyar dolarlık serveti olan Günsel’in bu konferansın düzenlenmesi için harcadığı para 1.2 milyon dolarmış.