NİCEDİR GAP ile ilgili güzel bir haber gelmiyordu.
Eski GAP Başkanı Olcay Ünver döneminde bölgede neler olup bittiğini takip edebiliyorduk.
AKP Hükümeti’nin iktidara gelmesinden bir süre sonra Olcay Ünver gitti.Türkiye’nin en büyük projesi GAP sanki unutuldu.
Şimdi Kadın Girişimciler Derneği KAGİDER ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın işbirliğiyle GAP yeniden hareketlenecek gibi.
Perşembe yani 14 Ekim günü, Diyarbakır’da BM Kalkınma Programı Türkiye Temsilcisi Jakob Simonsen ile KAGİDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yasemin Tutal Güzelkan arasında bir işbirliği anlaşması imza töreni var. 14 Ekim anlamlı bir tarih. Dünya Yoksullukla Mücadele Günü.
Bu vesileyle burada hatırlatmakta fayda var.
Dünyadaki 6 milyar insandan 2.8 milyarı günde 2 dolardan az bir parayla geçiniyor. 1.2 milyarının eline geçen ise günde bir doların altında.
Türkiye’de ise yoksulluktan en fazla payını alan bölgelerin bazıları GAP sınırları dahilinde.
KAGİDER ile BM Kalkınma Programı’nın Dünya Yoksullukla Mücadele Günü’nde imzalayacakları anlaşma yoksulluğun en fazla etkilediği kadınlara yönelik.
Esasında BM Kalkınma Programı’nın AB fonlarıyla bölgedeki KOBİ’leri desteklediği GAP-GİDEM Projesi var.
KAGİDER ile işbirliği ise kadınlara yeni iş imkanları sağlayacak.
GAP bölgesindeki kadınlar hangi iş sahalarında çalışabilir?
BM’de bu projeyle ilgilenmekte olan Bartu Soral bir tablo göndermiş.
Adıyaman, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep gibi illerde kadınların neler yapabilecekleri gayet açık görünüyor.
Meselá Adıyaman’da ev tekstili, çinicilik, bağcılık gibi şeyler varsa Gaziantep’te kuyumculuk, hizmet sektörü ön planda.
Güneydoğulu girişimciye kendi sektöründe faaliyet gösteren İstanbul’daki bir KAGİDER üyesinde staj imkanı da sağlanmış.
Proje kadınların ekonomik gücünün arttırılmasına yönelik demiştim.
Ancak sadece bununla kalmıyor. Kadını kendi hakları ve özellikle maruz kaldığı şiddet konusunda eğitmeyi de amaçlıyor.
Dünya Yoksullukla Mücadele Günü’nde Güneydoğulu hemcinslerini unutmayan KAGİDER’in bir kolu da Glasgow’a uzanıyor demişim.
Dernek, İskoçya’nın bu şehrinde 10 kişilik bir grupla 52. Uluslararası Kadın Girişimciler Derneği (FCEM) Kongresi’ne katılıyor.
Derneğin üyelerinden Ticketturk’un kurucusu Gülseren Onanç burada ‘Türkiye’nin AB’ye Katkıları’ konusunda bir konuşma yapacak.
FCEM’e 2005 yılında tam üye olmayı planlayan KAGİDER’in yine bu hafta içersinde Brüksel’de önemli bir buluşması var.
Verheugen’in yerine gelen Finlandiyalı Olli Rehn, Türkiye’den bir STK ile yapacağı ilk buluşmaya KAGİDER’i seçmiş.
Kadınlar dünyanın hal ve gidişinden karamsar
KADIN girişimcilerimiz AB’nin yeşil ışığından da aldıkları güçle her zamankinden daha faal, daha iddialı.
Gelecek için daha umutlu. Peki dünyada kadınlar gelecek için ne düşünüyor?
Dünya Ekonomik Forumu ile Uluslararası Gallup’un birlikte yaptıkları araştırma kadınların dünyanın geleceği konusunda erkeklerden daha karamsar olduklarını ortaya koymuş.
Araştırma 50 ülkeden 43 bin kişiyle gerçekleştirilmiş.
‘Ülkeniz 10 yıl öncesine göre daha güvenli mi? Yoksa daha az güvenli mi?’ sorusuna kadınların yüzde 61’i daha az güvenli demiş.
Erkeklerin ise yüzde 53’ü.
‘Ülkenizin ekonomik durumu 10 yıl öncesine göre daha iyi mi; daha kötü mü’
sorusunda da kadınların karamsarlığı erkeklerin önünde.
185 yıllık başarının püf noktası
HAFTA sonunda yolum Harbiye’deki ADesign Tasarım Fuarı’na düştü.
Askeri Müze’de ‘Bir Mobilya Markasının Hikayesi’ konferansından sonra Philipp Thonet ile kısa bir sohbet fırsatım oldu.
Philipp Thonet kim? Dünyanın en ünlü sandalye markasının 5. nesil sahibi. Çevrenize bir sorun, varsa eski eşyaların olduğu mahzene filan bakın, karşınıza mutlaka bir Thonet marka sandalye çıkacaktır.
Thonet Şirketi Philipp Thonet’in büyük büyükababası tarafından 1819’da Almanya’da kurulmuş ve sandalye tasarımında ustalaşmış.
Düşünün ki, 1859’dan bu yana 60 milyon üretilen bir sandalye modeli mevcut.
Şirketin en büyük özelliği ise 19. yüzyılda global bir dağıtım ağı kurmayı başarmış olması. Moskova’dan Milano’ya, Buenos Aires’ten Bombay’a Thonet markasını tanıtmayı becermiş.
‘185 yıllık başarının püf noktası ne?’ diye soruyorum Philipp Thonet’e.
‘Kaliteden ödün vermemek, sağlamlığı ön planda tutmak ve yeni malzemeleri kullanmayı bilmek’...
Sağlamlığa örnek olarak Dresden’de bir kütüphanede 1930’da yapılmış olan ve günümüzde hálá kullanılan sandalyeleri örnek gösteriyor. Bunlar 74 yıllık.
Benim evde, anneannemden hatıra Thonet’ler en az 100 yıllık.