Kadınlardan oy yok

PARTİLERİN aday listeleri kadınlar için büyük bir düş kırıklığı.

Bir iki isim dışında kadın adayların pek çoğu listelerin sonlarında.

CHP 60 ilde, DSP 61 ilde kadın aday göstermemiş.

Ka-Der'in (Kadın Adayları Daestekleme ve Eğitme Derneği) gazetelere verdiği ilanı hatırlıyorsunuz: ‘‘Kadın adayları desteklemeyen partiye kadınlardan oy yok.’’

Ka-Der
Başkanı Ayşe Bilge Dicleli'ye bakarsanız listeler tam bir feláket.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez 500'ün üzerinde kadın aday gösterildiğini ve seçmenin karşısına değişik bir kimlikle çıkmak isteyen partilerin büyük bir fırsat kaçırdığını söylüyor.

Daha geçen hafta 20 kadın adayı seçilebilir sıraya yerleştireceğini açıklayan AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın sözünde durmadı.

Tansu Çiller her hangi bir söz vermedi. Doğru. Ama hemcinslerini öylesine dışladı ki.

DYP'li kadınlar bile partinin kadın konusunda sınıfta kaldığında hem fikir.

Ancak en şaşırtan parti CHP.

Dicleli ‘‘Baykal, Derviş ile birlikte kadınları da yanına alıp yeni bir hava estirseydi büyük bir sıçrama yapardı’’ diyor.

İngiltere Başbakanı Tony Blair'in, Major'u büyük bir hezimete uğrattığı 1997 seçimlerini hatırlayın. Kadınlardan büyük destek alan Blair, siyasete fırtına gibi girmiş, 118 kadın milletvekili seçilmişti.

Oysa CHP ne yaptı?

Kadınlara sırt çevirdi, listelerin başına bildik, eski isimleri koydu.

İmaj tazeleme fırsatını ıskaladı.

Kadınlara en iyi fırsatı veren parti ise ANAP gibi görünüyor. ANAP'ın barajı aşması durumunda milletvekillerinin yüzde 10'unun kadın olacağı tahmin ediliyor.

Peki Ka-Der kadınları yok sayan partilere karşı nasıl bir politika izleyecek?

Dicleli ‘‘ Oy vermeyeceğiz. Partileri 5-6 milyon oydan mahrum edeceğiz. Kadın Koalisyonu'nu oluşturan derneklerin yarısı oy vermezse zaten bu 5-6 milyon demektir’’ diyor.

CHP Tuğrul Erkin'i düş kırıklığına uğrattı


CHP'den milletvekili adayı TEKSER Yönetim Kurulu üyesi Tuğrul Erkin'in, 2. bölge. 11. sırada olduğunu görünce kendisini aradım.

22 yıl boyunca devletin üst kademelerinde hizmet veren, 1983 yılından beri ise özel sektörde çalışan Tuğrul Erkin, CHP'ye katıldığında rozetini bizzat Deniz Baykal takmıştı.

Son günlerde parti programını şekillendirmek üzere Kemal Derviş ile sıkı bir işbirliği içersindeydi. Erkin'in ilk sıralara yerleştirilmesine kesin gözüyle bakılıyordu.

Kendisiyle son gelişmeleri konuştuğumda ‘‘Demek ki CHP benim hizmetimi uygun bulmamış’’ diyor.

Siyasete nasıl karar verdiğini şöyle izah ediyor: ‘‘Türkiye'nin en büyük sorunu tek kelimeyle ‘‘mismanagement’’ yani kötü yönetim. 40 yıldan beri işimi iyi yaparsam memleketime iyi hizmet etmiş olurum felsefesiyle hareket ettim. Ancak bireysel çabalarımın kötü yönetim yüzünden boşa gittiğini gördüm. O bakımdan siyasete girerek müdahele etmenin gerekli olduğunu düşündüm.’’

Erkin
, en yüksek düzeyde bürokrat olarak hizmet verdiği günlerden bu yana kendisini hep CHP çizgisinde görmüş. Bu yüzden CHP İl Başkanı'nın davetini alınca hiç tereddütsüz partiye katılma kararı almış.

‘‘Siyasete girmek için 40 yıl bekledim ve böylesine bir haksızlığa uğradım. Gençler ne yapsın’’

Bu durum, sadece Erkin açısından değil, yarına daha umutla bakmak isteyen hepimiz için son derece üzücü.

Oktay Ekşi'ye açık mektup


PARTİLERİN aday listelerini açıkladığı gün CNN'de Baş Sayfa programındaydık.

Programın sonuna doğru söz kadın adayların eksikliğinden açılınca Oktay Ekşi ‘‘Kadınlar herşeyi altın tepsi içersinde önlerine sunulmasını istiyor. Oysa bazı şeyleri elde etmeleri için daha çok mücadele etmeleri gerekir’’ dedi.

Programı izleyen Ekşi'nin bir okuru Pınar Perçinel, kendisine gönderdiği e-postayı bana da kopyalamış. Ekşi'nin izniyle, yazdıklarına yüzde yüz katıldığım Perçinel'in e-postasının bazı bölümlerini aktarıyorum.

‘‘CNN'de katılmış olduğunuz oturumu dinlerken dile getirdiğiniz düşünce karşısında üzüldüm. Sizin düşünceleriniz ben ve benim gibi daha pek çok insan için örnek ve yol gösterici olmaktadır.

Kadınların hayatı sadece büyük kentlerde görülen belli bir kadın topluluğunun hayatı değildir. Bir kadının parti çalışmalarına katılabilmek için neler yapması gerekmektedir?

Her şeyden önce etrafındaki insanları
‘bu erkek işidir', ‘senin erkeklerin arasında ne işin var' söylemlerinden vazgeçirmeye çalışmak. Kendine olan inancını yitirmemek ve diğer insanları bu işi yapabileceğine inandırmak. Koca faktörünü de asla gözardı etmemek lazım. En basitinden, bir partide kadın kollarında çalışmak isteyen bir kadın ev kadınlığı, annelik ve eğer iş hayatına katılabilmişse buradaki görevlerini yerine getirip, kocasını ikna ettikten sonra bir parti toplantısına katılabilir.

Hangi erkeğin bu zorluklardan geçtiğini bana söyleyebilirmisiniz?

Öte yandan toplumumuzun yarısını oluşturan kadınların ortak bir bilince sahip olması hemen olabilecek bir şey değildir.
‘Namus cinayetleri' kavram ve fili olarak bu ülkede var olduğu süreace kadınlar pek çok alanda kendilerini soyutlanmış hissedeceklerdir.’’
Yazarın Tüm Yazıları