Kadınlar Björn’ü seviyor

Rapor, Türkiye’ye “sürdürülebilir kalkınma”da yol haritası anlamında.

Sabancı Merkezi’nde toplantıda dikkatimi bir şey çekiyor.

“Türkiye bugün vereceği kararlarla kaynaklarını en iyi şekilde kullanabilir” diye uyaran TÜSİAD Başkanı bir kadın.

Raporu bizimle paylaşan,  TÜSİAD Sürdürülebilir Kalkınma Görev Gücü’nün başkanı başka bir kadın Okşan Attila Sanön.

Ümit Boyner’den hemen sonra sözü bir başka kadın alıyor.

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Yönetim Kurulu başkanı şapkasıyla sözü alan Galya Frayman Molinas.

“Vizyon 2050 Türkiye” toplantısının organizatörlerinden, moderatör TÜSİAD Şirket İşleri Komisyonu Başkanı Cansen Başaran Symes’ı da unutmayalım.

TÜSİAD’ın toplantısında konuşmacı olan Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi Başkanı Björn Stigson ile ertesi gün öğle yemeğinde biradayım.

Stigson ile birlikte öğle yemeğinde masanın etrafında Galya Frayman Molinas, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Engin Güvenç ve Coca Cola Kurusal İletişim Direktörü Ebru Bakkaloğlu Tüzecan var.

Björn Btigson’e de,�temsil ettiği “sürdürülebilir kalkınma” kavramına da kadınların daha yakın durduğu bal gibi ortada.

“Sürdürülebilir Kalkınma” deyince akla ne geliyor?

Dünyanın giderek artan nüfusu, hızla tükenen kaynaklar, tahrip edilen çevre, çılgın tüketim.

Doğurganlığı nedeniyle bir canın, hayatın değerini daha iyi bilen kadının bu saydıklarıma daha yakın olması doğal değil mi?

Şimdi gelelim öğle yemeğinde Björn Stigson ile konuştuklarımıza.

Stigson diyor ki:

“Sürdürülebilir Kalkınma açısından Türkiye avantajlı zira gelişmiş ülkelerin aksine alt yapısını yeni tamamlıyor. Bunu çevreye uyumlu, kaynaklarını daha dikkatlice harcayarak yapabilir”.

Devlet büyüklerimize önemli bir mesaj tabii ki.

“Sürdürülebilir Kalkınma”yı kendi inovasyonumuzla yaparsak geleceğimiz parlak Stigson’a göre.

Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi Başkanı’yla sohbet hem Türkiye’nin, hem çeşitli ülkelerin bu alanda neler yaptığını daha iyi anlamınızı sağlıyor.

Stigson’un yaklaşık bir buçuk yıldan beri kullandığı “Yeşil Yarış” kavramının şampiyonu Çin.

İkinci sırada ise Güney Kore geliyor.

Avrupa henüz “Yeşil Yarış”ta yok.

Zira “yenilenebilir enerjide” önemli bir ihracatçı olmakla birlikte iç tüketimde başarılı değil.

“Çin iç temiz enerjide tüketimin önemini kavradı” diyor Björn Stigson.

“Temiz Enerji”ye yapılan küresel yatırımın yüzde 21’i Çin’e, yüzde 10’u ABD’ye ait.

Sadece bu veri gelecekte dünyaya kimin yön vereceğinin açık göstergesi değil mi?

CHP,�kadına şiddet sözleşmesinin TBMM’de onayını istiyor

DÜN tam kadınlarla ilgili bu yazıyı yazarken CHP Ankara milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi üyesi Gülsün Bilgehan aradı.

CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan ile birlikte düzenledikleri ortak basın toplantısını haber verdi.

Basın toplantısında, Avrupa Konseyi’nin geçtiğimiz haziran ayında imzaya açılan kadına şiddetin önlenmesi sözleşmesini gündeme getirdiklerini anlattı.

Bilgehan ve Tarhan, Avrupa Konseyi’nin tam adıyla “ Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi” sözleşmesinin TBMM onaylanması için kanun teklifi vermiş.

Kanun teklifine ne gerek var diye sordum.

Uluslar arası sözleşmelerin mecliste onaylanması için böyle bir prosedüre gerek varmış.

Gülsün Bilgehan,�Türkiye’nin sözleşmeyi ilk imzalayan ülkelerden biri olduğunu hatırlatıyor.

Avrupa Konseyi’nin sonbahar genel kurulu için Deniz Baykal ve Haluk Koç ile birlikte Strasbourg’a gitmeye hazırlanan Gülsün Bilgehan sözleşme TBMM’de onaylandığı takdirde kadına şiddet mücadelesinde yol alınacağı görüşünde.

Aynı fikirdeyim.

Sözleşme onaylandığı takdirde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in de işi kolaylaşacak.

Yoksa Kafkas Baharı mı? 

ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Ross Wilson şimdi Atlantik Konseyi adındaki bir düşünce kuruluşunun başında.

Sıklıkla Türkiye’ye gidip gelen Wilson ile önceki sabah kahvaltıda bir araya geldik.

Wilson, Atlantik 17-18 Kasım günleri İstanbul’da düzenlenecek 3. Karadeniz Enerji ve Ekonomi Forumu’yla ilgili bilgileri paylaştı.

Yarın Şahdeniz 2 gazıyla ilgili ihalenin yapılmasıyla yeniden alevlenecek olan enerji meselesi belli ki kasım ayında düzenlenecek forumda enine boyuna masaya yatırılacak.

Yani Irak, Kafkasya, Orta Asya’nın gazı , petrolü konuşulacak.

Foruma katılacak isimler dikkat çekici.

ABD Dışişleri BakanıYardımcısı William Burns, Irak Enerji işlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Hüseyin El-Şahristani, Uluslar arası Enerji Ajansı baş ekonomisti Fatih Birol bunlardan bazıları.

Wilson forumla ilgili bilgileri paylaşırken gazetecilerin dikkatini çeken şöyle bir cümle sarf ediyor:

“Kafkasya ve Orta Asya’daki bazı ülkelerin durumu hem ekonomik, hem insan hakları açısından kaygı verici”.

Biz uyurken acaba bir Kafkas Baharı mı yolda?