Fatih Terim,
Beyaz ve
Yılmaz Erdoğan KA-DER’in bir önceki kampanyasında bıyık takmış
Ümit Boyner,
Demet Akbağ,
Lale Mansur ile yanyana.
Bıyıklı kampanyasıyla hayli dikkat çekmiş olan
KA-DER’in bu yeni kampanyasının sloganı
"Bu Meclise Kadın Şart".
İkinci sloganı ise
"Hedef: Listelerde ilk 3".
Parti liderlerine kadınları ilk üç sıradan aday gösterme çağrısında bulunuyor.
Geçen seçimlerde gördük ki, listelerin en sonlarına atılan kadınlar meclise giremedi.
Sonuç yüz kızartıcı yüzde 4.4’lük bir oran.
KA-DER’in
kampanyası, medyanın desteği derken 22 Temmuz seçimleri için aday adaylık başvurusunda bulunan kadınların sayısı bir önceki seçimlere göre daha çok.
KA-DER önemli bir çalışma yapmış.
Siyasi partileri teker teker arayarak başvuruda bulunan kadın aday adayların sayısını çıkartmış.
Ortada ilginç bir durum var.
Başvuru ücretini düşük tutan partilere kadın aday adayları daha çok rağbet etmiş.
Örneğin erkeklerden başvuru parası olarak 1000 YTL, kadınlardan ise 100 YTL alan
Genç Parti’ye
başvuran kadın aday aday sayısı 980.
Oysa başvuru ücretinde kadın erkek ayırımı yapmayan
CHP’de bu sayı sadece 300.
Aşağıdaki tabloda ayrıntılı bir şekilde görüleceği gibi bazı partiler ücretlerde kadın erkek ayrımı yaparken,
AKP,
CHP yapmamış.
"81 ile 81 kadın aday" slyoganıyla ortaya çıkan AKP’ye aday adayı başvurularının sadece yüzde 12.4’ü kadın.
CHP diğer bazı partilerin izinden gidip kadınlardan daha düşük bir ücret talep etseydi büyük bir olasılıkla başvuru sayısı daha fazla olacaktı.
KA-DER MYK üyesi Profesör
Nükhet Sirman’ın dün işaret ettiği gibi Türkiye’de kadınların
yüzde 80.2’si mülksüz.
Evi, arabası, kendi serveti yok.
Dolayısıyla aday adaylık için yüksek başvuru ücretini verecek durumda değil.
Kendisini
"solda" bir parti olarak gören
CHP’nin bunu hesaba katması gerekirdi kuşkusuz.
Tam 10 yıldan beri
CHP’nın Kadın Kolları başkanlığını yaptığı halde kadınlarla CHP’yi barıştırmayı başaramayan
Güldal Okuducu’nun bizzat başvuru ücretlerinde kadın-erkek ayırımı istemediği iddia ediliyor.
KA-DER’in, listelerin ilk 3 sırasına kadın adayları yerleştirme çağrısına dönersek gözümüz parti liderlerinde.
Ne yapacaklarını dikkatle izliyoruz.
Bakalım bu çağrıya kulak verecekler mi?
Yoksa meclisin yüzde 4.4’lük ayıbını görmezden gelmeye devam mı edecekler?
İstanbul’um sana ne oldu?SÖZ siyasi partilerden, seçimden açılmışken geçenlerde gelen bir kitaba değinmeden geçemeyeceğim.
Kitabın başlığı şöyle
"İstanbul’um sana ne oldu".
CHP İstanbul İl Başkanı
Şinasi Öktem’in hazırlattığı kitapta şöyle deniyor:
"Bugün AKP’nin temsil ettiği zihniyetin 13 yıldır hükümranlık sürdüğü İstanbul karanlığa doğru sürüklenmektedir"...
Kitaba çeşitli gazetelerden kesilmiş kupürler konmuş.
Tahmin edebileceğiniz gibi çoğu
Topbaş’ın icraatlarıyla ilgili.
Her sayfanın başında da şöyle bir cümle var:
"CHP sorguluyor, uyarıyor, öneriyor".Bakıyorsunuz öneriler nerede?
Yok...
205 sayfalık kitapta zaten ne olduğunu bildiğimiz gazete kupürleri var.
İnsan merak ediyor, madem böyle bir kitap gereği duymuş
CHP’nin İstanbul için önerileri nelerdir?
İstanbul için projeleri nelerdir?
Madem
CHP İstanbul ile o kadar ilgili mesela dün
İKSV’nın düzenlemiş olduğu
"İstanbul’da Yaşam Kültürü" Sempozyumuna bir yetkilisini gönderdi mi?
CHP ve diğer partiler bence şunu anlamak zorundalar:
Seçmen artık bilinçli.
Oy vereceği partinin programını, projelerini bilmek istiyor.
Kadınsam partinin kadınlarla ilgili programını, İstanbul aşığıysam İstanbul için önerilerini bilmek istiyorum.
Eğitim, sağlık, ekonomi programını da bilmek istiyorum.
Zira oyumu ona göre kullanacağım.