İstanbul ‘şeffaflık’ istiyor

BİRKAÇ yıldan beri “şehircilik”, “geleceğin şehirleri” oturumları Davos’ta pek gözde.

Genellikle bunları kaçırmamaya özen gösteririm.

Neler konuşulduğunu duydukça İstanbul için üzüntüm hep katlanır.

“Şehircilikte” dünya nereye gidiyor, biz nereye?

Bu yıl Columbia Üniversitesi Rektörü Lee Bollinger ve ekibiyle birlikte şehircilikle ilgili bir sunum hazırlamıştı.

Üniversitenin mimarlık, sanat, kamu sağlığı, çevre mühendisliği fakültelerinin dekanlarını dinledik.

Columbia Üniversitesi, bir süreden beri disiplinler arası bir yaklaşımla, çeşitli fakülteleri biraraya getirip şehircilik üzerine yeni fikirler geliştiriyor.

“Şehirler insanların daha iyi, daha mutlu yaşamaları için var olmalı” düşüncesi bu hareketin çıkış noktası.

Geleceğin şehirlerinde her şey hesaplanıyor artık.

Örneğin 2050 yılında dünyada 2 milyar yaşlı olacak.

Bunların bakım hizmetlerine nasıl ulaşacaklarını, kalabalık caddelerde rahatça nasıl hareket edeceklerini, nefes alabilecekleri park sayısını bugünden hesaplamak zorundasınız.

ÜNİVERSİTELERİN BİR NUMARALI KONUSU


Gençlere, yaşlı şehirlere yeni soluk getiren sanatçılara da yaşam alanları bugünden planlanıyor.

Önlemler alınıyor.

Columbia Üniversitesi Sanat Fakültesi Dekanı Carole Becker’in dikkat çektiği şeyi İstanbul’da hangi yönetici kaale alır?
“Genç sanatçılar yaşlı şehirleri hareketlendiriyor. Yaşadıkları, çalıştıkları mahalleler kısa sürede moda oluyor. Sonra bu mahallelere zenginler gelip yerleşiyor ve sanatçıyı dışarı itiyor. Berlin’de Mitte çok moda ama artık sanat yapılmıyor” diyor Becker.

“Sanatçıları yerlerinde korumalıyız” diye ekliyor.

İstanbul vahşi bir “kentsel dönüşümden” geçerken sanatçıyı düşünen olmuş mu?

Hiç sanmıyorum.

Rektör Bollinger’in iddiası da önemli

“Önümüzdeki yıllarda şehircilik üniversitelerin bir numaralı konusu haline gelecek” diyor.

98 BİN METREKARELİK BİR ALAN

Şimdi İstanbul’a geliyoruz...

Taksim Meydanı, Haydarpaşa Tren Garı, Emek Sineması. Tarlabaşı ve Fener-Balat’taki kentsel dönüşüm gibi projeler ve diğerleri hangi üniversitelerle birlikte geliştirilmiş?

Günlerdir Taksim Meydanı projesi, yeniden inşa edilecek Taksim Kışlası’yla gazetelerde boy gösteriyor.

Şaka değil, 98 bin metrekarelik bir alanı “yayalaştırma projesi”nden söz ediyoruz.

İstanbul’un kalbine böylesine önemli bir “kentsel müdahale” planlanırken kimlere danışılmış?

Eğer Taksim Meydanı yeniden düzenlenecekse uluslararası bir yarışma neden açılmıyor?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2006 yılında Kartal-Maltepe “kentsel dönüşümü” için pekâlâ bir uluslararası yarışma açmıştı.

Hoş yarışmayı kazanan Zaha Hadid’in projesine ne olduğunu bilmiyoruz.

MARSİLYA KADAR OLAMADIK


Zaten İstanbullular’ı en fazla huzursuz eden şey de ne olup bittiğini, ne olacağını tam olarak bilmemek.

Yine eskiye döneceğim.

2005 yılında bir Euro-Med toplantısı için gittiğim Marsilya büyük bir “kentsel dönüşümden” geçiyordu.

1995-2005 yılları arasında tren garlarına, limanlarına, sosyal alanlara 400 milyon Euro harcanmıştı.

Halkın yüzde 78’inin desteğini alan Marsilya Belediyesi “kentsel dönüşümü” 10 yıl daha uzatma kararı almıştı.

Ama İBB’den farklı olarak Marsilya Belediyesi, şehrin gelecekte nasıl olacağına dair her yere panolar astığı gibi, belediye binasına herkesin gezip göreceği bir maket yerleştirmişti.

Geçtiğimiz haftalarda da Abu Dabi’de, müzeler adası Saadiyat Adası’nın gelecekte nasıl olacağına ilişkin bir maket görmüştüm.

Abu Dabi bu konuda bizden şeffaf.

Taksim Meydanı için bilgisayardan çıkmış, kötü mü kötü bir çizimle idare ediyoruz

İstanbul’un 5 yıl sonra, 10 yıl sonra nasıl görüneceğini bilmek hakkımız değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları