İstanbul’daki konser Hillary Clinton’ı sevindirdi

ERMENİSTAN ile ilişkilerde tarihin en sıcak temmuz ayı.

Hem siyaset, hem sanat yönünden.

Haberin Devamı

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Bakü ve Erivan ziyaretlerinden sonra Ermenistan’da Türkiye’nin de katılacağı NATO tatbikatını, bu vesileyle sınırın açılabileceği iddialarını bir yana bırakın.
Türkiye-Ermenistan Gençlik Senfoni Orkestrası’na bakın.
Türkiye’den ve Ermenistan’dan 65 genç müzisyeni bir araya getiren Akbank Oda Orkestrası daimi şefi Cem Mansur ile Ermeni şef Nvart Andreassian.
İstanbul doğumlu kadın orkestra şefi geçen yaz böyle bir orkestra kurmayı kafasına koymuş.
Bir söyleşisinde, “Aklıma iki ülkeden genç müzisyenleri buluşturmak gibi çılgın bir fikir geldi”  diyor.
“Çılgın fikrini” Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı işadamı Osman Kavala’nın desteğiyle hayata geçiriyor.
Ermenistan’da ve Türkiye’de konservatuarlı yüzlerce genç arasından yaşları 18 ile 23 arasında değişen 65 genç seçiliyor.
KARANLIK TÜNELİN UCUNDAKİ IŞIK
Türkiye-Ermenistan Gençlik Senfoni Orkestrası’nın geçen akşam Cemal Reşit Rey Salonu’nda verdikleri konserdeydim.
Orkestranın Anadolu Kültür, İKSV ve Boğaziçi Üniversitesi’nin desteğiyle İstanbul’da gerçekleştirdiği konser serisinin üçüncüsüydü.
Baktım, Cemil Topuzlu Açık Hava’daki Grace Jones Konseri’ne rağmen salon bayağı doluydu.
Türkiye-Ermenistan Gençlik Senfoni Orkestrası’nın bazılarına Grace Jones’tan daha anlamlı gelmesi ne güzel.
Cem Mansur’un şu sözleri de öyle:
“Genç müzisyenlerle 12 gündür birlikteyiz. Her şeyi birlikte yaptık, en fazla da müziği paylaştık. Bu orkestranın varlığı 19 Ocak 2007 tarihinden sonra (Dink’in öldürüldüğü gün) girdiğimiz korkunç karanlık tünelin ucundaki ışık.”
Mansur, “karanlığın ucundaki ışığı” en iyi anlatan Beethoven’in Egmont Uvertürü ile konsere başlayacaklarını sözlerine ekliyor.
Beethoven’den sonra sırasıyla Türk besteci Ulvi Cemal Erkin, Ermeni besteci Aram Haçaturyan, Bizet  ve Smetana’nın eserleri geliyor.
CUMHURBAŞKANI GÜL BEKLENİYORDU
Gencecik müzisyenler harika.
Yanımdaki arkadaşımın dediği gibi, hangisi Türk, hangisi Ermeni kestirmek asla mümkün değil.
Konser sonrası herkes ayakta, “bis”lerin ardı arkası kesilmiyor.
İki halkı yakınlaştırmada politikacıların başaramadığını genç müzisyenler başarıyor.
Konseri izleyenler arasında iki hafta sonra Türkiye’den ayrılmaya hazırlanan ABD İstanbul  Başkonsolosu Sharon Wiener, Alman Başkonsolosu Brita Wagener var.
Türk tarafında protokolde kimseleri göremiyorum.
Ne vali, ne İBB Başkanı Topbaş ya da danışmanları, ne iktidar ya da muhalefetten bir parti yetkilisi.
Yoksa Türkiye-Ermenistan Gençlik Senfoni Orkestrası gibi çiçeği burnunda, umut verici bir oluşum bizim siyasilerden hiç birinin ilgisini çekmiyor mu?
İKSV yetkililerinden edindiğim bilgilere göre, konsere Cumhurbaşkanı Gül bekleniyormuş.
Ancak Cumhurbaşkanı Gül programını daha sonra değiştirmiş.
HİLLARY CLİNTON’A NOT
Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan da geleceğini bildirmiş.
O da yok.
Konser sonrası ABD Başkonsolosu Sharon Wiener ile ayaküstü sohbet ediyorum.
Wiener, “Böylesine umut verici bir etkinliği kaçıramazdım. Bu konser bizim için çok önemli” diyor.
“Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a hemen bir not göndereceğim. Çok sevineceğine eminim” diye ekliyor.
Ne diyeyim?
ABD İstanbul’daki Türkiye-Ermenistan Gençlik Senfoni Orkestrası’nın konserini ilgiyle izlerken bizim siyasiler “habersiz”, “ilgisiz”, “duyarsız”.
Artık ne derseniz deyin.

 

Yazarın Tüm Yazıları