PAKİSTAN Devlet Başkanı Pervez Müşerref, iktidara geldiği 1999 yılından bu yana ilk kez yaptığı tatil için çok iyi tanıdığı ve sevdiği Türkiye'yi seçti.
Annesi, çocukları ve torunlarıyla İstanbul'a gelen Müşerref, ayağının tozuyla Başbakan Erdoğan'ın kızının nikahına katıldı.
Geçtiğimiz aylarda, 11 gün arayla 2 bombalı suikast girişiminden kurtulan Müşerref ile İstanbul'da kalmakta olduğu Huber Köşkü'nde, El Kaide'yi, Irak'ı, İslam'da rönesansı, Türkiye-Pakistan ilişkilerini konuştuk.
İslam'da bir rönesansın gerekliliğinden söz ediyorsunuz. Bir süre önce ortaya atmış olduğunuz "aydınlanmış ılımlılık" diye bir kavram var? Bunun ne olduğunu açıklar mısınız?
- Ne yazık ki dünyadaki Müslüman ülkeler sosyo-ekonomik açıdan dünyanın en alt sıralarında. Başta eğitim birçok alanda dünyanın en kötüleri arasındayız. Yüzyıllardan beri çizgimiz sürekli aşağılara doğru gidiyor. Bu gidişatı tersine çevirmek zorundayız. İslam dünyasına ve Batı'ya "aydınlanmış ılımlılık" diye tanımladığım stratejinin iki boyutu var:
İslam dünyası radikalizmi reddedecek ve rotasını sosyo-ekonomik kalkınmaya doğru çevirecek.
Diğer yandan başta ABD olmak üzere Batı, politik uzlaşmalara son vererekİslam dünyasına yardım edecek. Özel sektör de yoksullukla mücadelede üzerine düşeni yapacak. Dünyayı terör tehlikesinden kurtarmanın tek çaresi bu.
Bu stratejiyi Batılı liderlerle de tartıştınız mı?
- Evet... Başkan Bush, Alman Şansölyesi Shröder, Blair, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac hepsi bu görüşüme katılıyorlar. İslam Konferansı Örgütü'nün Kuala Lumpur'daki toplantısında İslam ülkeleri bu stratejiyi benimsediler.
İslam Konferansı Örgütü'nün genel sekreterliğini üstlenen Türkiye'nin rolü ne olacak böyle bir stratejide?
- Türkiye önemli bir İslam ülkesi. Kendi deneyimlerini, görüşlerini ortaya koyarak katkıda bulunabilir. Kaldı ki, İslam Konferansı Örgütü'nün yeniden yapılanmasında yeni seçilen Ekmeleddin İhsanoğlu'nun büyük katkısı olacak. Kendisiyle yarın Ankara'da biraraya geleceğim. İslam Konferansı Örgütü'nde reform yapılması şart. Eğitim, bilim ve teknoloji, kadın hakları ve daha çok sayıda alanla ilgilenecek bölümlerin oluşturulması gerek.
İslam ülkeleri arasında belirli konularda uzlaşma nasıl sağlanacak... Mesela kadın haklarında çeşitli İslam ülkeleri arasında dağlar kadar fark var. Bunlar nasıl aşılacak?
- Tam bir uzlaşma olması mümkün değil, gerekmez de zaten... Önemli olan sosyo-ekonomik kalkınma için bir şeylerin yapılması gerektiğinde görüş birliği sağlamak. Mesela kadınların önü nasıl açılacak? Her ülke kendi koşullarına göre bir yol izleyebilir. Bu oldukça uzun soluklu bir süreç, ancak sürekli aşağıya doğru bir trend izleyen İslam ülkelerini yukarıya çekmenin bir yolu olmalı mutlaka. Liderler bir şeyler yapmalı. Liderlik akışı değiştirmeyi becermektir bir anlamda. Aksi takdirde lider değilsiniz.
Pakistan BM şemsiyesi altında Irak'a asker göndermeyi planlıyor mu?
- Irak'a asker göndermek konusunda henüz bir fikir oluşturmadık. Irak halkı asker isteyip istemediğine karar vermeli ayrıca kendi halkımızın da taleplerini göz önüne almak zorundayız.
Beyinleri hedef almazsak terörün kökü kurumaz
El Kaide ile mücadelenin neresindesiniz?
- Pakistan terörizme karşı uzun vadede stratejik, kısa vadede ise taktik anlamda mücadele ediyor. Uzun vadeli stratejik perspektif, politik uzlaşma, eğitim ve yoksullukla mücadeleyi kapsıyor. Kısa vadede ise askeri güce başvurmak ve terörün beyinleriyle uğraşmak zorundasınız. Teröristleri üç kategoriye ayırmak mümkün. Saldırıyı gerçekleştiren taşeronlar, planlayanlar ve en üstte beyinler. Direkt beyinleri hedef almazsanız sorunu kökünden kurutamazsınız. Taşeronları bertaraf ederseniz sadece ağacın yapraklarını, eylemi planlayanları bertaraf ederseniz sadece dalları kesmiş olursunuz. Suikast yüzünden eve kapanmıyorum
İki bombalı suikastten kurtulmayı başardınız. Sürekli ölüm tehdidi altında yaşamak nasıl bir şey?
- Cesur olmak ve gerçeği kabul etmek zorundasınız. Elbet Tanrı'nın yardımına güveneceksiniz. Güvenlik önlemleri almayı da bileceksiniz. Kendimi eve kapatmıyorum, hareketlerime kısıtlama getirmiyorum. Bir yerlere gitmeyi, insanlarla bir arada olmayı seviyorum. Gecenin 11.00'inde İslamabad'da bir otele kahve içmeye gidebilirim. Ailem de bu tür güvenliklere alıştı.
Türkiye-Pakistan ticaret hacmi 2005'te 1 milyar dolar
TÜRKİYE'nin İslamabad Elçisi Kemal Gür iki yıldan beri Pakistan'da görevli. Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref'ten önce sohbet imkanı bulduğum Gür, Türkiye ile Pakistan arasında iki yıl önce 138 milyon dolar olan ticaret hacminin bu yıl 500 milyona ulaştığını söylüyor.
2005 yılında ise öngörülen rakam 1 milyar dolar. İki ülke arasındaki ticarette en önemli pay tekstilde. Kemal Gür, Türkiye'den Pakistan'da imal edilen ameliyat malzemelerine, ilaç ham maddesine, yün ipliğine talep olduğunu anlatıyor. Geçenlerde İslamabad'ı ziyaret eden Gaziantepli işadamları Somali'ye ihraç etmek üzere toz şeker talebinde bulunmuşlar. Pakistan ise son zamanlarda Vestel'in Manisa'da imal ettiği bir nevi insansız uzay aracıyla ilgili.