Ilısu Barajı yapılmayacak

DÜN sabah erkenden Hasankeyf’ten haberler geldi.

12 bin yıllık tarihi sular altında bırakacak Ilısu Barajı’nı protesto için yola çıkan "Hasankeyf’e Sadakat Treni" keyifleri yerine getirmiş.

Treni karşılayan "Hasankeyf Gönüllüler Derneği" Başkanı Arif Arslan "Bizi yalnız bırakmadılar" diyor.

Doğa Derneği ve Atlas Dergisi’nin ortak girişimiyle 320 kişiyle Haydarpaşa’dan kalkan "Hasankeyf’e Sadakat Treni" yerine ulaştı.

Bu sıcakta trenle 40 saatlik yolculuğu göze alanlara hepimizin teşekkür borcu var.

Peki bundan sonra ne olacak?

Ilısu Barajı hikayesinde durum oldukça karışık.

Geçen haftalarda barajın yapımı için 1.2 milyar euro’luk kredi için imzaların atıldığını okuduk.

DSİ Genel Müdürlüğü ile Almanya, İsviçre ve Avusturya’dan oluşan konsorsiyum arasında imzalanan kredi anlaşması Hasaneyf’in sonu mu?

Bizans, Sasani, Emevi, Abbasi, Hamdani, Artuklu-Eyyubi ve Osmanlı izleri taşıyan Hasankeyf sular altında kalacak mı?

"Hasankeyf Gönüllüleri Derneği" Başkanı Arslan "Mücadelemiz sürecek" diyor.

Gelişmeleri günü güne takip ediyor dernek.

Hem Türk kamuoyunun dikkatini Hasankeyf’e çekmek için çeşitli etkinlikler peşinde.

Hem Avrupa’da yandaş arayışında.

Örneğin Berlin Eyalet milletvekili PDS’lı Gıyasettin Sayan dernek ile ilişki içinde.

Sayan, konsorsiyum ülkelerinden Almanya, Avusturya, İsviçre hükümetlerine "tarihi suya gömmeyin" diye mektup göndermiş.

Milletvekili sıfatıyla yazışmaları devam ediyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Ilısu Barajı’nın yapılmaması için açılmış bir dava var.

Doğa Derneği de işin peşini bırakmamakta kararlı.

Dernek, "Ilısu Barajı yapılmayacak, yapılamaz" diyor.

Bir yanda Enerji Bakanlığı, DSİ, güçlü konsorsiyumlar.

Diğer yanda asla yerine konamayacak bir tarihin, kültürün sular altında kalmaması için mücadele eden bir avuç insan.

Bakalım kim kazanacak?

Müzik dinlemeye karşı yakadan geldik

DOĞUŞ Grubu, Bodrum Turgutreis’teki D-Marin’i 2003 yılında açtı.

Açıldığı ilk yıl yolum düştüğünde marina pek ıssızdı.

Birkaç yat ya vardı ya yoktu.

Aradan dört yıl geçti.

Bugün yatlara kapasitesinin üzerinde hizmet veriyor.

Dükkanlarıyla, lokantalarıyla olağanüstü canlı.

Üç yıldan beri de Uluslararası Klasik Müzik Festivali’ni ağırlıyor.

Festivalin üç yıl gibi kısa bir geçmişi olmasına rağmen marinada bu yıl dünyaca ünlü sanatçıları dinleme şansını yakaladık.

Kendi sanatçılarımızı bir kez daha keşfettik.

Geçen yıl dört gün boyunca 12 bin kişinin izlediği klasik müzik konserine bu yılki katılım 15 bin kişi.

Festival her geçen yıl büyüyor.

Bodrum’daki turistleri çektiği gibi, karşı yakadaki Yunan Adaları’ndan Kos’tan da müzikseverleri çekiyor.

Açılış gecesinin konserinde oturduğum yerde Türkçeden fazla İngilizce konuşulduğuna bizzat şahit oldum.

Karşı yakadan gelenlere gelince...

Bodrum’un, Kaş’ın hatta Ayvalık’ın pazarlarında Yunanca dinlemeye zaten alışmıştık.

Mallarımız onlara cazip geliyor.

Demek ki bundan sonra sanat ve kültür hayatımız da "karşı yakadakilere" cazip gelecek.

IMF Başkanlığı için Fransa ile Rusya arasında sinir savaşı

IMF Başkanı Rato ekim sonu "kişisel" nedenlerle görevinden ayrılıyor.

Fransa eski Ekonomi Bakanı Dominique Strauss-Kahn başkan adaylığına en yakın isim.

En yakın isim "idi" demek daha doğru.

Çünkü yaklaşık 2 hafta önce Rusya ortaya sürpriz bir isim attı:

Çek Merkez Bankası’nın eski başkanı Josef Tosovsky.

Rusya
, Tosovsky adını ortaya atmakla kalmadı.

Fransız adayına karşı bir karalama kampanyası da başlattı.

IMF’nin Rusya direktörü Alexei Mojine, geçen hafta Financial Times Gazetesi’nde kaleme aldığı bir yazıda, "profesyonel politikacı" olarak tanımladığı Strauss-Kahn’ın göreve uygun olmadığını iddia etti.

Rusya’nın tezlerine İngiltere de katıldı.

Fransız adaya karşı Rusya’nın adayını destekleyen bir diğer ülke ise Brezilya.

Aynı zamanda Fransız Sosyalist Partisi’nin ağır toplarından olan Strauss-Kahn destek arama turlarına devam ediyor.

Bir ayda altmış bin kilometre yol katetmiş olan IMF Başkan adayı halen Güney Amerika’da.

Şili ve Bolivya’dan sonra Arjantinlileri ikna etmeye çalışıyor.

Strauss-Kahn AB ülkelerinin, ABD’nin, Japonya’nın, Kanada’nın, Çin’in ve bazı Afrika ülkelerinin desteğini almış durumda.

Yani başkanlığa en güçlü aday gibi görünüyor.
Yazarın Tüm Yazıları