Gümüştekin: 1 milyar Euro kaçarsa 7 milyar Euro da tehlikeye girer

DÜNKÜ Hürriyet’in manşetinde Zeynel Lüle’nin haberini okudunuz.

Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye katılım öncesi yardım olarak vereceği 1 milyar Euro tehlikede.

Yardımın Türkiye’ye ulaşmak yerine AB kasasına dönmesi ihtimali var.

Karar 26 Nisan tarihinde verilecek.

Merkezi Brüksel’de olan CPS danışmanlık şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Tulû Gümüştekin’e neler olup bittiğini sordum.

Doğrusu pek iç açıcı şeyler söylemedi.

1 milyar Euro, 2004 ile 2006 yıllarını kapsayan bir meblağ.

350 milyon Euro 2005 bütçesinden, 500 milyon Euro 2006 bütçesinden, 40 milyon Euro sivil toplum diyaloğundan ve 107 milyon Euro teknik yardımdan gelmesi gereken bir para.

Ankara’nın bu paranın gelmesi için gerekli adımları atmamış olması, daha doğrusu AB ile mali işbirliğinde işi hafife alması 1 milyar Euro’yu tehlikeye atmış.

Ancak Tulû Gümüştekin’in önemle işaret ettiği başka bir şey var.

Halen görüşmeleri devam eden Avrupa Birliği’nin 2007-2013 bütçesi.

Gümüştekin’e göre, bu bütçeden Türkiye’nin 7 milyar Euro ila 8 milyar Euro tutarında bir pay alması söz konusu.

Ama ne yazık ki, 1 milyar Euro’nun kaçması 7 milyar Euro’yu da tehlikeye atabilirmiş.

Gümüştekin diyor ki:

"1 milyar Euro’nun uçması bumerang etkisi yapar. 7 milyar Euro da tehlikeye girer, çünkü Avrupa Birliği Türkiye’nin böyle bir parayı kullanma kapasitesi olmadığı fikrine kapılabilir"...

İstanbul’da bugün TÜSİAD’ın düzenlediği toplantıya Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan da katılıyor.

Babacan
’ın 1 milyar Euro’luk yardımın tehlikede olup olmadığı konusuna açıklık getirmesini bekliyorum.

Gastronominin kábesinde Türk mutfağını tanıttı

MUTFAK Dostları Derneği’nin Başkan Yardımcısı Sevim Gökyıldız yıllardan beri Fransa’da Türk mutfağını tanıtmaya çalışır.

Kendi olanaklarıyla Annecy’de iki haftalık "Türk Gastronomi ve Kültür Festivali" düzenler.

Yıllardır kimsenin sponsorluğu olmaksızın didinir durur.

Türk mutfağının dünyada hak ettiği yerde olmadığına yürekten inandığım için Sevim Gökyıldız’ı bu sütunlarda desteklemeyi vazife bilirim.

Geçenlerde Gökyıldız ile buluştuk.

Müjdeli haberleri verdi.

Dünyanın en önemli aşçılık okullarından Cordon Bleu tarafından, Paris’te Türk mutfağını tanıtmak davet edildiğini söyledi.

Cordon Bleu’nün ders veren şefleri genellikle Michelin yıldızlı lokantaların şefleridir bu arada.

Dün Paris’ten gelen e-postada Sevim Gökyıldız, Cordon Bleu’de "misafir şef" olarak öğrencilere Türk mutfağını nasıl tanıttığını anlatıyordu.

Cordon Bleu’nün salonu Paris’teki Turizm Ofisimizin Müdürü Serpil Varol’un da katkılarıyla bayrak ve afişlerle süslenmiş.

Cordon Bleu öğrencilerine önce Türk yemek kültürüyle ilgili bilgi veren Sevim Gökyıldız, Türk Mutfağı’nın inceliklerini, zeytinyağı kullanımını anlatmış.

Öğrencilerin önünde yemek yapmış.

Avrupa’da "bulgur"un tanıtımı için çalışan Gaziantep’teki ABİGEM’e (Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi) destek amacıyla "bulgur"u da anlatmış.

Yıllardan beri sponsorsuz bu işleri başaran Sevim Gökyıldız, bu yıl iki önemli sponsorun yardımı almayı da başardı.

Bunlardan biri Cordon Bleu’deki tanıtıma zeytinyağı gönderen Tariş, diğeri de Sevim Gökyıldız ile yardımcısı Gülhan Kara’nın yol ve konaklama masrafını karşılayan İnoksan mutfak firması.

Gökyıldız e-postasında diyor ki "İlk kez cebimden para vermeden Türk mutfağını tanıtmak nasip oldu. Müteşekkirim".

Türk mutfağı, Türkiye’nın tanıtımı için elimizdeki en güçlü koz.

Dünyanın en zengin mutfağına sahip olduğumuz halde bunu tanıtmayı bugüne kadar başaramadık.

Avrupalı’ya "Türk mutfağı" dediğinizde hálá "kebap" diyor.

Yurtdışında Türk lokantaları, İtalyan, Yunan, Japon lokantaları kadar yaygın değil.

İşte bu yüzden Sevim Gökyıldız’ın arkasında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği olmaksızın yapmaya çalıştığı çok ama çok önemli.
Yazarın Tüm Yazıları