Gaziantep Uluslararası Gastronomi Festivali’nde fıstık başrolde  

Her seferinde aynı heyecan ve mutlulukla geldiğim  şehir “Gaziantep Uluslararası Gastronomi Festivali” için dünyanın her köşesinden ünlü şefleri ağırlıyor.

Aralarında, Bilbao’daki Guggenheim Müzesi restoranı Nerua’nın şefi Josean Alija gibi Michelin yıldızlı olanları da var.

Uluslararası Gastronomi Festivali, Gaziantep’in 3 yıl önce Unesco’nun Yaratıcı Şehirler Ağına “Gastronomi” kategorisiyle dahil olma başarısını taçlandırması bir anlamda.

Fatma Şahin şef Fatih Tutak ile birlikte

Filipinler’den, Tayland’dan, İspanya’dan, Brezilya’dan ve hatta Bolivya’dan ve tabii ki Türkiye’den  ünlü şefleri bir araya getiren kişi Food in Life Genel Yayın Yönetmeni Gökmen Sözen.

Sözen’in uluslararası gastronomi dünyasıyla sürdürdüğü ilişkiler sayesinde 40 yabancı, 100 yerli şef Gaziantep’te buluşuyor.

Ayrıca Unesco’nun aynı listesinde yer alan ülkelerden 100 şef ve yeme içme sektörüne yatırım yapmış 50’ye yakın isim de burada.

Önceki gün öğleden sonra, panayır gibi şenlikli festival alanındaki çadırda izlediğim şeflerle, bilmediğim çoğrafyalarda  gastronomi yolculuğuna çıkmak pek keyifliydi.

Bir dakikasını dahi kaçırmadım.

TÜRK MUTFAĞI İÇİN YENİ BİR DİL

Brezilyalı “Uluslararası Barbekü Şefi” diye bilinen Andre Lima De Luca’yı, “Floransalı Nusret” diyeceğim İtalyan et ustası Dario Cecchini’yi, iki yıl önce Asya’nın en iyi kadın şefi seçilen Margarita Fores’i,  yine iki yıl önce Latin Amerika’nın en iyi şefi seçilen Danimarkalı Kamilla Seidler’ı bir daha nerede dinleyeceğim?

Yoksullar için bir sosyal proje olan Bolivya La Paz’daki “Gustu Restoranı” Kamilla Seidler’in şefliğinde dünyanın en iyi 50 lokantası arasına girmişti.

2016 yılında Güney Amerika'nın en iyi kadın şefi seçilen Kamilla Seidler

Tüm yabancı şefleri can kulağıyla dinlemiş olsam da yüreğime en çok seslenen kim oldu derseniz?

Bangkok’ta The House of Sathorn isim restoranında Türk Mutfağı’nın modern gastronomiye uygulanmış tarzını sunan Türk şef Fatih Tutak.

Tutak 12 yıldan beri Asya’da çalışıyor.

Beijing, Tokyo, Honk Kong, Singapur ve Bangkok’ta Asya mutfağının inceliklerini öğrenmiş.

Annesinin mutfağının daima bir ilham kaynağı olduğunu söyleyen Tutak, iki yıl önce bir davette sunduğu mönüye “bir tutam Türk Mutfağı” katmış.

Çok beğenildiğini görünce Asya’da kazandığı deneyim, teknikle kendisini Türk Mutfağı’na adamaya karar vermiş.

Sunumunda “35 kişilik lokantamızda sadece modern Türk Mutfağı ver. Henüz yolun başındayız. Türk Mutfağı için yeni bir dil yaratmaya çalışıyorum” diyor.

Mönüsündeki bazı yiyecek isimlerini (İngilizce yazılış) sayarsam şöyle:

“Kagit Helva Besiktas to Kadikoy” “Menemen Everyday”, “Zeytinya of Summer”, “Katmer Tribute to Gaziantep”.

Müthiş değil mi?

YABANCI ŞEFLERİN MUTFAĞINDA FISTIK

Fıstık Gaziantep’in önemli bir gelir kaynağı ve dünyada sağlık açısından yükselen bir değer.

ABD’den Asya’ya tüketimi katlanarak artıyor.

Gaziantep’e gelen ve benim dinlediğim şeflerin tümünün sahnedeki sunumlarında reçetelerine fıstığı eklemeleri bu ürünün ne kadar lezzetli ve değerli olduğunun kanıtı.

Fatih Tutak’ın sunduğu katmerli levrek tereyağlı bir fıstık sosuna bulanmış.

Filipinli şef Margarita Fores, Kamilla Seidler önümüzde hazırladıkları salatalarında, tavuk yemeklerinde, soslarında hep fıstığı kullanıyorlar.

Bu arada Seidler Gaziantep’te “acur”u keşfetmiş, “neden bu şahane ürünü ihraç etmiyorsunuz?” diye soruyor.

Tanıtamadığımız ne hazinelerimiz var…

Fıstığa dönersem, Barselonalı ünlü pasta şefi, Escriba Pastahanesi’nin sahibi Christian Escriba’nın önümüzdeki hazırladığı şahane lezzetlerin tümü fıstıklı.

Fıstıklı lezzetler sunan Barselonalı pasta şefi Christian Escriba

Gaziantep’e gelmeden kendi mutfağında, fıstıklı lezzetleri denemiş olan Escriba en son hem şekliyle, hem rengiyle tam fıstığa benzettiği şekerlemeleri sunuyor biz izleyicilere.

Bu kadar ünlü şefin fıstığı başrole uygun görmeleri Gaziantep için büyük bir gurur kaynağı olmalı.

FATMA ŞAHİN:  “NEDEN MİCHELİN YILDIZLI ŞEFLERİMİZ YOK, NEDEN SAN SEBASTİAN DEĞİLİZ?

GAZİANTEP Belediye Başkanı Fatma Şahin ile birlikte Fatih Tutak’ın sunumundan sonra, festival alanında sohbet ediyoruz.

Festival alanı

Çalışmalarını hep takdir ettiğim Şahin’in Unesco başarısında payı büyük.

Daha önce Unesco’ya başvurusu reddedilmiş olan Gaziantep için bakın ne diyor?

“ Bu şehrin yerelden evrensele, gelenekten geleceğe uzanmak gibi bir iddiası var. Gaziantep’in küresel alanda rekabet gücünü, sürdürülebilir kalkınması için hangi alanlara odaklanmalıyız diye bir çalışma yaptık. Gastronomi, arkeoloji ve ekonomiyle birlikte öne çıktı. Ama hak ettiği yerde değildi”.

İşte hak ettiği yerde olmayan Gaziantep gastronomisi için Şahin göreve gelir gelmez kolları sıvamış.

Unesco’nun ana binasında sunum yapmaktan, çeşitli platformlarda lobi yapmaya kadar uzanan bir buçuk yıllık süreçten sonra prestijli Gastronomi Şehri ünvanı gelmiş.

Fatma Şahin ile birlikte fuar alanında

Göç alan mahallerde mutfaklar kurmak, çocuk, kadın ve engelli dostu mutfak yapmak, sertifika programları uygulamak, Mutfak Sanatları Merkezi açmak gibi Unesco’ya verilen taahhütler yerine getirilmiş.

GASTRONOMİDE GAZİANTEP MODELİ ÖNEMLİ

Böylece tüm şehirde gastronomiyle ilgili bir “zihinsel dönüşümün” temeli atılmış.

“Tabii sunum ve hijyen eğitimlerini ihmal etmedik” diye ekliyor Fatma Şahin.

Eğitim ve denetim çalışmalarında ise sanayi, ticaret odalarının da desteğini almış.

Gaziantep Geliştirme Vakfı’nın kurulması, 50’ye yakın ürünün çoğrafi işaretleri de alınması bu ortak çabalar sayesinde ki buna Fatma Şahin “Gaziantep Modeli” diyor.

Düşünün ki tüm odalar “gastronomiye” kafa yoruyorlar.

“Markalaşarak amacımız uluslararası gastronomi ekonomisinden pay almak. Bunu büyütmek. Önemli bir dönüm noktasındayız. Anadolu’da büyük bir hazine var, kadınlarımızın bilgi ve becerileri var. Neden bizim Michelin yıldızlı şeflerimiz olmasın? Neden San Sebastian olmayalım” diyor Şahin.

Gaziantep’in ekonomisinde artık gastronominin yeri var.

Geçen yıl 1 milyondan fazla ziyaretçi gelmiş ve tabii şehrin lokantalarını doldurmuş.

“Bölgede kriz varken, 500 binden fazla mülteciyi ağırlarken gastronominin yükselişiyle pozitif bir gündem oluşuyor” diyor.

Gaziantep’in gastronomi yolculuğu yurt dışı fuarlarla, Antepli şeflerin yurt dışı sunumlarıyla sürerken gençlerin gastronomiye ilgisi artıyor mu?

Fatma Şahin müjdeyi veriyor:

Gaziantep Üniversitesi’ndeki Gastronomi Bölümü’nün puanları artmış.

Antepli şefler gümbür gümbür geliyor.