Fil ölüsü gibi İnternet yasası

Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı’na göre Türkiye’deki internet erişimi tartışmasında esas sorun 2007’de yürürlüğe giren 5651 numaralı yasa: “İnternet yasası olarak da bilinen 5651 numaralı yasa fil ölüsü gibi. Kimse memnun değil ama yıllardır yerinde!”

Haberin Devamı

Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı ile görüşmeye giderken aklımda Dünya Ekonomik Forumu’nun raporu vardı. 2010-2011 Bilişim ve İletişim Teknolojileri Raporu’nda 138 ülke arasında Türkiye 71’inci sırada. Tabii bu sıralama, söz konusu teknolojilerde karnemizin ‘vasat’ olduğu anlamında.
Eczacıbaşı ile sohbette DEF’in raporundan önce son günlerin en sıcak konusu ‘internet yasaklarını’ konuştuk. Kafalar karışık. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer, 22 Ağustos’tan itibaren uygulanacak ‘filtre sistemi’nin sansür ya da yasak anlamına gelmeyeceğini iddia ediyor.
Ancak işin uzmanları kesinlikle ikna olmuş değil. Kimileri ‘filtre sistemi’ni sansür, internet erişiminin önüne çıkan kalın bir duvar diye tarif ediyor. Kimileri ‘internetin idamından’ söz ediyor.
Tabii, Youtube yasağını, blog yasağını kimse unutmadı. Dünyanın en ünlü ateisti, evrim teorisyeni Profesör Richard Dawkins’in sitesine konan yasağı da... Dawkins’in sitesi gibi Türkiye’de şu anda binlerce site erişime engelli. Bu arada, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın yasak sözcükler listesini de unutmayalım.

Haberin Devamı

TEKNOLOJİYE VAR; ŞEFFAFLIĞA YOK

Bu yasakların hiçbir hukuki dayanağı yok. Günlerdir tartıştığımız ‘filtre sistemi’ düzenlemesi de aynı şekilde yasal dayanaktan yoksun. Faruk Eczacıbaşı’na göre, esas sorunlu olan 2007’de yürürlüğe giren ‘internet yasası’ diye bilinen 5651 numaralı yasa. “5651 numaralı yasa fil ölüsü gibi duruyor. Kimse memnun değil yasadan ama yıllardır yerinde” diyor.
Türkiye Bilişim Vakfı, geçen kasımda yasaya hukuki altyapıyı sağlayan öneriler sunmuş. Hazırlanan yeni ‘internet yasası’ tasarısında vakfın önerileri dikkate alınmış. “Seçimden önce tasarı Meclis’ten geçer diye bekledik, olmadı” diyor Eczacıbaşı. Vakfın TÜSİAD ile birlikte internet yasaklarında hukukun rolünü sorgulayan bir çalışması da var.
Şimdi gelelim rapora. DEF’in raporunda beş yıl önce 122 ülke arasında 52. sıradaymışız. Ama geriliyoruz. Faruk Eczacıbaşı Türkiye’nin bazı sıralamalardaki yerine dikkat çekiyor. Basın özgürlüğünde 135’inci sıradayız. Fikri hakların korunmasında 116’ncı, yargı bağımsızlığında 82’nci, matematik ve bilim eğitimi kalitesinde 98’inci sıradayız.
Peki dünya birincisi olduğumuz bir sıralama var mı? Var. Cep telefonu kapsama ağında birinciyiz. Yani teknolojiye para yatırmaya gelince iş kolay. Ama teknolojinin, inovasyonun gelişmesini sağlayacak yaratıcı, özgür, şeffaf ortamı sağlamaya gelince tıkanıyoruz.
Bilmem, internet yasaklarıyla Dünya Ekonomik Forumu’nun Bilişim ve İletişim Teknolojileri Raporu’ndaki vasat skorumuz arasındaki ilişkiyi anlatabildim mi?

Haberin Devamı

Evine güneş enerjisi isteyen bakan kim

Vestas, rüzgâr enerjisinde dünyanın önde gelen şirketlerinden. Karada, global kurulu gücün yüzde 25’ini, denizdeyse yüzde 43’ünü karşılıyor. Dünyanın en büyük rüzgâr türbininin inşasına da girişmiş. Türbin dört tane Airbus A380’ün çapındaymış.
Her neyse, Vestas’ın üst düzey yöneticileri geçenlerde Danimarka Dışişleri Bakanı Lene Espersen ile birlikte Türkiye’deydi. Vestas yöneticileri, Espersen ve kendisine eşlik eden Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile bir öğle yemeğindeydik.
Şimşek ‘yenilenebilir enerji’nin faydalarına inanıyor. Rüzgâra, güneşe, HES’lere yatırımı destekliyor. Hele güneş enerjisine öylesine inanmış ki, “Güneş enerjisi ucuzladığında ilk iş olarak evimde kullanacağım” diyor.

Haberin Devamı

Ağaoğlu’nun Londra yatırımı İngilizleri pek sevindirmiş

İngilizi Ticaret ve Yatırımlardan sorumlu bakan Lord Green geçen günlerde Ankara ve İstanbul’daydı. İngiliz Konsolosluğu’ndaki buluşmada öncelikle söylediği şey 2015’te İngiltere ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin ikiye katlanacağı. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2010’da 11.9 milyar dolar. Bunu ikiye katlamak oldukça iddialı görünse de Lord Green bu konuda iyimser.
Konu ticaret hacminden açılınca, Londra’da en önemli kentsel dönüşümün gerçekleştiği Canary Wharf’ta Ali Ağaoğlu’nun yatırımını sordum. Ağaoğlu bilindiği gibi Canary Wharf’ta rezidans, otel ve ofisten oluşan büyük bir kompleks inşaatının hazırlığında.
Lord Green, “Kanada ve Körfez ülkelerinden sonra Canary Wharf’a bir Türk yatırımcının gelmesini sevinçle karşıladık. Ağaoğlu’nun İngiltere’deki yatırımlarını sürdürmesini bekliyoruz” diyor. Demek ki, dünyanın altıncı büyük ekonomisi de olsan yabancı yatırımcı daima sevindiriyor.
Peki Londra’nın 2012’de düzenleyeceği Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye’den girişimci var mı? Maalesef... Lord Green’in ifadesiyle ‘ulaşımıyla, binalarıyla dünyanın en çevreci Olimpiyat Oyunları’ndan bir pay kapamadık.

Yazarın Tüm Yazıları