BİLİYOR MUSUNUZ ki, salatanızdaki domatesi, zeytinyağlısını sevdiğiniz fasulyeyi, kızartmasına bayıldığınız patatesi büyük bir çoğunlukla tarladaki kadınlar yetiştiriyor.
Tarlada ‘kadının el emeği’nin ne kadar önemli olduğu rakamlarıyla ortada.
Tarım Bakanlığı’nın verilerine göre, bugün Türkiye’de 28 milyon çiftçi var.
Bunun 18 milyonu yani yüzde 65’i kadın.
Gelişmiş ülkelerde tarım iş gücünün yüzde 40’ı, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 80’i kadın.
Geçen cuma günü Dünya Çiftçiler Günü’ydü.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bu vesileyle ilk kez ‘kadın çiftçiler’ arasında bir bilgi yarışması düzenlemiş.
‘Kadın çiftçileri’ merak edip, yakından tanımak isteyince soluğu Ankara’da, yarışmanın yapıldığı salonda aldım.
81 ilde yapılan elemelerden sonra Ankara’ya gelmeye hak kazanmış 14 kadın sahnede.
Kırıkkale, Gaziantep, Kars, Trabzon, Bilecik, Aksaray ve Denizli’den gelenler ikişer kişi yarışıyor.
30 sorunun ilk 10 sorusu hayli kolay.
10. sorudan sonra güçleşiyor.
Neticede Denizli 280 puan alarak birinci oluyor.
Birincilik ödülü 25 altın olunca yarışma çekişmeli geçiyor.
Emine Erdoğan ile birkaç bakan eşinin de izlediği yarışmaya katılan ‘kadın çiftçiler’ tek kelimeyle müthiş.
Pantolonunun üzerine giydiği sade gömleğiyle son derece modern, alımlı.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın davetlisi olarak yarışmayı izlemeye gelen yanımdaki ‘kadın çiftçi’ Necibe Torun İzmir’in Kiraz İlçesi Yağlar Köyü’nden. Bakanlığın ‘kırsal alanda sosyal destek’ adında kredi dağıtımıyla ilgili projesini radyodan duymuş.
‘Daha önce bakandan kredi alan köyün erkekleri yüzde 100 faiz nedeniyle güçlük çekmişlerdi. Bu yüzden bu sefer krediye sıcak bakmadılar. Köyün kadınları örgütlendik, kooperatif kurup krediden yararlandık’ diye anlatıyor.
Yağcılar Köyü’nde, 100 kadının kurduğu kooperatifin, yöneticileri de, denetçileri de kadın.
Necibe Torun da kooperatif başkanı.
Bakanlık kasım ayında kurulan kooperatife 200 büyükbaş hayvan, kişi başına 2,5 milyar ve işletme parası olarak 50 milyar veriyor.
Kooperatif üyelerinden her biri borçlandığı 8 milyarı sıfır faizle 5 yıl içerisinde ödeyecek.
GENLERİYLE OYNANMIŞ TOHUMLAR
‘Ayağımıza çizmelerimizi giyiyoruz dalıyoruz ahıra, yakında süt ihalelerine gireceğiz’ diye konuşan Necibe Torun ilerde yoğurt, peynir de yapacaklarını anlatıyor.
Hayvanların yemini de kendileri yetiştiriyormuş.
Mısır tohumlarını alıp ekiyorlarmış.
Peki mısır yetiştiren Necibe Torun geçen hafta Türkiye’nin gündemine oturan ‘genleriyle oynanmış tohumlardan’ (GMO) haberdar mı?
‘Hayır duymadım... Ne yazık ki tohum yetiştiremediğimizden yabancı tohumlar kullanıyoruz.’
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde ‘Kırsal Kalkınmada Kadın Dairesi’ diye bir birim oluşturmuş.
Bakan Sami Güçlü konuşmasında, dairenin tarladaki kadının verimliliğini artırmak, üretici özelliklerini ön plana çıkartmak için kurulduğunu söylüyor.
Üyesi olduğu AKP hükümeti kadını siyasette güçlendirmek için gerekli adımları atmadı...
Türkiye’de ancak ‘binde 25’i’ ücret karşılığı çalışan tarladaki kadının güçlenip güçlenmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.
İstanbul turizminin sahibi Kadir Topbaş
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi’nin bünyesinde, eski başkan Ali Müfit Gürtuna’nın döneminde başlatılan ‘Kentim İstanbul’ diye bir proje var.
Hatırlarsınız geçen yıl bir ara İstanbul sokaklarında ünlü kişilerin posterleri asılmıştı ‘Ben İstanbulluyum’ diye...
İşte o kampanyanın arkasında da bu proje vardı.
Her neyse yeni başkan Kadir Topbaş’ın da devam ettirdiği ‘Kentim İstanbul’ geçenlerde benim de katıldığım ‘İstanbul’un Turizm Potansiyeli’ başlığı altında bir toplantı düzenledi.
Toplantının moderatörü gazeteci/yazar ve iletişim profesörü Haluk Şahin.
İstanbul 2010 yılı için önüne 10 milyon turist hedefi koymuş.
Bu hedefe ulaşabilecek mi?
İstanbul’a halen 3 milyon turist geliyor.
Paris’i ziyaret edenlerin sayısı ise 25 milyonu Fransızlar, yani yerli turistler olmak üzere 45 milyon.
İstanbul doğal güzelliği, tarihi, kültürüyle abartısız dünyanın bir numaralı çekim merkezi olabilir.
Yeter ki akıllı bir turizm politikası, bir tanıtım politikası izlensin.
İstanbul turizmini kurtarmaya çalışırken bir kez daha ortaya çıkıyor ki, bu şehrin turizmi sahipsiz.
Oysa Büyükşehir Belediye Başkanı’nın sahiplenmesiyle işler değişebilir.
Örnek yine Fransa’dan.
Geçen haftaki L’Express Dergisi ülkenin turistik şehirlerini seçmiş.
Deneyimli bir politikacı olan Pierre Mauroy belediye başkanı olduğu Lille şehrinin resmen kaderini değiştirmiş.
Kadir Topbaş İstanbul için gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsa vakit kaybetmeden turizmden başlamalı.