Enerjide Türkiye’ye 2 mesaj

Birol’a “Raporda Türkiye’yi yakından ilgilendiren ne var?” diye sordum.

“Önemli iki mesaj çıkartabiliriz” dedi.

Birinci mesaj şu:

Geçen yıl ajansın 2009 raporunda vurgulandığı gibi “doğal gaz bolluğu” devam edecek.

Birol’a göre, eğer bir sürpriz olmaz ise doğal gazın bol olma durumunun en az 10 yıl daha sürmesi söz konusu.

2020 yılına kadar doğal gaz sıkıntısı yaşanmayacak.

Enerji ihtiyacının yüzde 30’unu doğal gazdan karşılayan ve bunun yüzde 60’ını Rusya’dan temin eden  Türkiye’nin enerji politikalarını ve en önemlisi fiyatı belirlerken dikkate alması gereken bir tespit.

Bizi ilgilendiren ikinci mesaja gelince “yenilenebilir enerjiyle” ilgili.

YENİLENEBİLİR ENERJİYE SÜBVANSİYON

Fatih Birol diyor ki “ Yenilenebilir enerjiye talep önümüzdeki yıllarda artacak. Türkiye eğer yenilenebilir enerjinin payını arttırmak istiyorsa devletin desteği önemli”.

Bütçeleri açık veren Hollanda, İspanya örneklerini veriyor.

“Gazın ucuzlamasına, ekonomik krize rağmen bu ülkeler yenilenebilir enerjiyi desteklemeden vazgeçmediler” diyor.

“Türkiye’nin yenilenebilir enerjide payını arttırması gerek. Finansal krizden fazla etkilenmediğini göz önüne alırsak diğer ülkelere göre daha çok desteklemesi gerekir ” diye ilave ediyor.

Uluslar arası Enerji Ajansı’nın baş ekonomistine bakarsanız, pazar şartlarına bırakıldığı takdirde “yenilenebilir enerjinin” payını arttırması zor zira konvansiyonel enerjiye göre daha pahalı.

YILDIZ NE DİYOR

Fatih Birol’un mesajlarına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’dan bir olumlu, bir olumsuz yanıt var.

Yıldız, “Yenilenebilir Enerji’de sübvansiyonda bazı ülkeler kadar cömert olmamızı beklemeyin” diyor.

Bu olumsuz olanı.

Olumluya gelince doğal gaz bolluğuyla bağlantılı.

Bakan Yıldız, Rusya ile daha uygun şartlarda doğal gaz alımıyla ilgili çabaların sürdüğünü söylüyor.

Gaz bol olunca Rusya’nın fiyatını kırması kaçınılmaz.

Birol geçen yıl bu gerçeği dikkat çekmişti.

Avrupa kararsız, Çin koşuyor

FATİH Birol ile Avrupa Birliği’nin enerji politikasını konuştuk.

Birol ayda bir, iki kez Brüksel’e gidiyor, enerji toplantılarına katılıyor.

Avrupa’nın enerji politikalarında ne kadar yavaş yol aldığını örnekleriyle anlatıyor.

“2020 yılına kadar karbon emisyonunun yüzde 20 mi yoksa yüzde 30 mu azaltılacağına ilişkin fikir ayrılığı var.İtalya, İspanya, Polonya yüzde 20’den yana, Almanya, İngiltere ise yüzde 30 istiyor” diyor.

Avrupalılar bu “kararsızlık denizinde” boğulurken Birol şu hatırlatmayı yapıyor:

“Anlamadıkları şu. Tartıştıkları yüzde 10’luk fark Çin’in 2 haftalık karbon emisyonuna eşit”.

Çin’in inanılmaz karbon emisyonu sizleri şaşırtmasın.

Önümüzdeki pazartesi günü Meksika’da Cancun’da başlayacak  İklim Zirvesi öncesi Çin’den “karbon emisyonunda birinci sıradayız” diye müthiş bir itiraf geldi.

Birol’a göre, Avrupa’nın bir diğer kararsızlığı Hazar Denizi’ndeki gazın hangi boru hatlardan eski kıtaya akacağı meselesi.

Birol “Avrupa tam 20 yıldır hangi boru hattı öne geçsin diye felsefi tartışmalar yapıp duruyor. Çin 3,5 yıl zarfında karar verip eyleme geçti bile.

Türkmenistan’dan gaz akmaya başladı” diye konuşuyor.

Evli, 3 erkekli

DÜN Hürriyet’in 8. sayfasındaki büyük ilan umarım gözlerden kaçmamıştır.

“Dünya Kadına Şiddete Son Günü” nedeniyle verilmiş ilan etkileyiciydi.

“Bugün bir kişi eşinize ya da sevgilinize şiddet uygulansaydı ne yapardınız” diye başlayan ilanı kaçıranlar varsa mutlaka bulup okusunlar.

Dün CNN gün boyunca şiddet gören, töre cinayetlerine kurban giden,�intihara zorlanan, kumaya boyun eğmek zorunda kalan kadın�hikâyelerini ekrana
getirdi.

Çok güzel iş çıkardı.

Son yedi yılda kadın cinayetlerinin yüzde 1400 arttığı bir ülkeden söz ediyorsak bu tür programları çok daha sıklıkla, üstelik tüm televizyon ekranlarında görmeliyiz.

Geçenlerde İstanbul’da 2010 Ajansı’nın düzenlediği bir kadın konferansında Başbakan Erdoğan konuşurken “Siz kadın erkek eşitliği yok dedikçe öldürülüyoruz” diye pankart açılması boşuna değil.

Türkiye’de kadının çilesi bir güne sığmayacak kadar büyük.

Kadına şiddet temasını sıklıkla işleyen sanatçı Şükran Moral, önceki gün açılışı yapılan Contemporary İstanbul’da bir anlamda tüm ezilen kadınların intikamını alıyor.

“Evli, 3 Erkekli” video çalışmasını Mardin’de Yukarı Aydınlı köyünde gerçekleştiren Moral, aynı gün geleneksel bir düğünle 3 erkekle birden evleniyor.

Kuma kültürünün yaygın olduğu topraklarda cesur bir manifesto.