Paylaş
Dünya yeni bir küresel enerji krizinin kucağında.
Bölgedeki petrol ve doğalgaz kaynaklarının tam ortasında olmakla birlikte enerjide dışarıya bağımlı olan Türkiye bu durumda nasıl bir strateji izlemeli?
Petrol ve doğalgaz üreticisi durumundaki Suudi Arabistan, İran, Irak, Azerbaycan’ın enerji krizine tepkileri ne olacak?
Ekonomik krizle boğuşan Almanya, ABD gibi Batılı ülkeler nasıl bir politika izleyecekler?
Enerji koridoru durumundaki Gürcistan’ın tutumu ne olacak?
TÜSİAD’ın 40. yıl etkinlikleri çerçevesinde dün düzenlediği “Küresel Enerji Stratejileri Simülasyonu- Türkiye’nin Gelecek On Yılı” başlığı altındaki tartışma platformunda bu sorular çeşitli senaryolarla ortaya atıldı.
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in açılış konuşmasında dediği gibi, dünkü senaryolar yüzde yüz gerçekleşecek diye bir şey yok.
Ancak ülkelerin enerji stratejilerine satranç oyunundakihamleler gözüyle bakarsanız dünkü senaryolar hamlelerin ipuçlarını vermek açısından oldukça ilginçti.
“Küresel Enerji Stratejileri Simülasyonu”nun moderatörü tanıdığımız bir isim.
Startfor Enstitüsü’nun Başkanı Dr. George Friedman.
İki yıl kadar önce İstanbul’da dinlediğimiz Friedman, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne boşverip Doğu’ya, İslam Dünyası’na odaklanmamız gerektiğini söyleyince epey afallamıştık.
Friedman “Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya, Ortadoğu’yu etkinize alacak bölgesel güç olacaksınız” demişti hatırlatmam gerekirse.
RUS-TÜRK ANLAŞMAZLIĞI
Her neyse dünkü toplantıya dönersek, Türkiye adına konuşan enerji uzmanı Mehmet Öğütçü, varili 250 dolar olmasa bile artan enerji fiyatlarınız üzerimizde “Demokles’in Kılıcı” gibi görüyor.
Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji üzerinde daha fazla durmamız gerektiğini, Karadeniz’de doğalgaz ve petrol aramalarına hız vermemiz gerektiğini söylüyor.
Öğütçü ile Rusya adına konuşan Alexander Dynkin arasındaki diyalog gelecekte Türkiye ile Rusya arasında patlak verecek anlaşmazlığın ipucu olabilir mi?
Dynkin, Türkiye’nin Boğazlar’daki petrol trafiğine getireceği kısıtlamadan kaygılı.
Öğütçü haklı olarak bugünkü tanker trafiğini zor kaldıran Boğazlar’ın daha büyük bir yükü taşıyamayacağını söylüyor.
Dynkin, Rusya’nın “Güney Akım” Projesinin Türkiye tarafından bloke edilmeye çalıştığını iddia edince Öğütçü, Nabucco kartını masaya sürüyor.
Rusya da Nabucco ile diğer güney koridor projelerine gönülsüz değil mi?
Enerji deyince elbet ulusal çıkarlar çatışıyor.
Senaryolarda diğer bir çatışma alanı Suriye.
Suudi Arabistan Prensi Turki-al-Faysal’ın özel danışmanı Navaf Obeid’e göre, Suriye’deki gelişmeler bir enerji krizine dönüşebilir.
Türkiye ve Suudi Arabistan İran ile karşı karşıya gelebilir.
Tüm senaryoları buraya almam mümkün değil.
Ancak çevremizdeki enerji pazarlıklarını az çok izlemeye çalışan biri olarak dünkü simülasyondan oldukça faydalandığımı söyleyebilirim.
Satranç tahtasındaki hamleleri önceden görmek gibi bir şeydi.
Dünyayı durgunluktan ancak girişimci kurtarır
HÜSNÜ Özyeğin, Davos Dünya Ekonomik Forumu’nda tanıştığı Carl Schramm ile Türkiye’nin geleceği açısından önemli bir işe imza attı.
Carl Schramm kim?
ABD’de, yeni şirketlerin kurulmasına önayak olan,ekonomik büyüme, girişimcilikle ilgili araştırmalara fon sağlayan Kauffman Vakfı’nın CEO’su.
The Economist’in “Girişimcilerin Misyoneri” olarak tanımladığı Schramm ekonomi profesörü ve girişimcilikle ilgili sayısız kitabı var.
Başında olduğu vakıf 1960’lı yıllarda kurulmuş.
MİT, Harvard gibi üniversitelerle girişimciliği araştırma konusunda işbirliği yapıyor.
Carl Schramm’ı, Özyeğin Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Erhan Erkut ile İstanbul’da ağırlayan Hüsnü Özyeğin buluşmamızda önce küresel ekonomik krize değiniyor.
Avrupa’daki durgunluğun yıllarca sürebileceğine dikkat çekerek “Avrupa20 yıldan beri büyümeyen Japonya’ya benziyor giderek. Avrupa Japonlaştı” diyor.
Özyeğin’e göre, durgunluğu yenmenin yollarından biri girişimci sayısını arttırmak.
“Bu krizde tüm dünyada girişimcilik daha çok önem kazandı” diyor.
Carl Schramm da aynı fikirde.
YENİ ŞİRKET SAYISI VE BÜYÜME ORANI
Bir ülkenin büyüme oranının yeni şirketlerin kurulmasıyla yakından ilişkili olduğunu söylüyor.
ABD’de yeni kurulan şirketler –kriz döneminde sayıda düşüş olsa da- yılda ortalama 3 milyon kişiye istihdam sağlıyor.
Hüsnü Özyeğin, Amerikan üniversitelerinin girişimcilikte güçlü olduklarını ve girişimciliği destekleyecek araştırma fonlarının yüksek olduklarını söylüyor.
Amerikan üniversitelerinin girişimciliği destekleyen modeli Avrupa’da yok.
Özyeğin böyle bir modeli Türkiye’de uygulamanın peşinde.
Kauffman Vakfı ile işbirliğiyle bu modeli uygulayıp geliştirecek..
Türkiye’deki girişimci sayısının artmasını sağlayacak.
Mütevelli Heyeti Başkanı olduğu Özyeğin Üniversitesi’ndeki “Girişim Fabrikası” bu modelin bebeklik dönemi.
“Girişim Fabrikası” halen 11 yeni şirketin serpilip büyümesine destek oluyor.
Wall Street’teki göstericileri tanımıyorum
HAFTA başında Garanti Yatırım ile Cerberus ortaklığı nedeniyle İstanbul’a gelen Cerberus CEO’su ve ABD’nin 44. Başkan Yardımcısı Dan Quayle ile sohbet fırsatım oldu.
Baba Bush döneminde Başkan Yardımcılığını ve ünlü gaflarını iyi hatırladığım Quayle’e Wall Street gösterilerini sordum.
“Wall Street’i işgal edenlerin kim olduklarını bilmiyorum. ABD açık ve özgür bir toplumdur. Dileyen herkes dilediğini söyleyebilir, gösteri yapabilir” cevabını verdi.
Peki başkanlık seçimleri?
İş hayatına atılmasına rağmen politikayı daha çok özlediğini belirten Dan Quayle’e göre ABD’deki başkanlık yarışı cumhuriyetçi ve demokratlar arasında
kıyasıya geçecek.
“Obama’nın yüzde 9’luk işsizlik oranı ile başı büyük dertte. Cumhuriyetçiler iktidara gelebilir” diyen Dan Quayle “Bir yıl önce Obama sağlam duruyordu. Bugün öyle değil” iddiasında bulundu.
Paylaş