“Yenilenebilir Enerji” finansmanında lider bir banka olarak 60. yılın anısına “Rüzgârın Kanatları” diye anlamlı bir kitap hazırlamış. Kitabın yazarı, yıllar önce Hürriyet dış haberler servisinde birlikte çalıştığımız, Atlas Dergisi’nin Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek. Rüzgârın bol olduğu Anadolu şehirlerinde, artık kullanılmayan yel değirmenlerinin peşinde koşan Özcan Yüksek aynı zamanda fotografları çekmiş. Ortaya çıkan kitap gerçekten çok değerli. “Bizler rüzgârın peşinde, onun tükenmez gücünü geleceğimize taşıyacak bir yolculuğun içindeyiz” diyen TSKB Genel Müdürü Halil Eroğlu ve Özcan Yüksek ile birlikte Bodrum, Gümbet’te yeni onarılmış şirin bir değirmende buluştuk. Aramıza 1986 yılına kadar değirmen taşlarında un öğütmüş olan Osman Mazı’nın yardımıyla değirmeni onaran ekibi de aldık. Deli rüzgâra tutulmadan önce Eroğlu’na kulak verdik. TSKB, yedi yıl önce “hangi sektörler öncelikli” diye DPT’nin kapısını çalmış. DPT “Türkiye’nin enerji koridoru olarak ciddi finansmana ihtiyacı var” diye bankaya yol göstermiş. Eroğlu, “İşte o zaman yenilenebilir enerji kavramıyla tanıştık” diyor.
84 PROJEYE PARA
TSKB o dönemden günümüze çok sayıda “yenilenebilir enerji” projesini finanse etmiş. 75 hidroelektrik santral, 4 adet rüzgâr, 2 adet jeotermal ve 3 adet biokütle santralı alt alta koyduğunuzda söz konusu olan 84 proje. Bankanın finanse ettiği tüm enerji yatırımları devreye girdiğinde Türkiye’nin karbon emisyonunda 4.7 milyon ton civarında azalma gerçekleşecek. İşte bu yüzden Eroğlu rahatlıkla “en çevreci bankayız” diyor. “Ama biz kendi içimizde de çevreciyiz” diye ekliyor. TSKB Türkiye’nin ilk “karbon-nötr” bankasıymış. Peki bu ne anlama geliyor? Yani banka faaliyetlerinden doğan karbon emisyonunu azaltmayı hedefliyor. Atmosferi kirlettiği kadar karbon sertifikası satın alıyor. Ayrıca kağıt, elektrik tüketimini azaltıyor, uçak seyahatlerine dikkat ediyor, çalışanların da karbon emisyonlarını kontrol altına alıyor. Bununla ilgili ilginç bir örnek veriyor Halil Eroğlu. “Bankamız Fındıklı’da. Anadolu yakasında oturanlar için tekne kiraladık. Yaklaşık 250 kişi arabayla seyahat etmek yerine tekneyle işe gidip geliyor” diye anlatıyor.
G-20’DEN KARAR BEKLİYOR
Bu çevreci politika TSKB 2008 ve 2009 yıllarında Financial Times ve IFC tarafından iki yıl üst üste Doğu Avrupa-Gelişmekte Olan Ülkeler kategorisinde “Yılın Sürdürülebilir Bankası” ödülünü getirmiş. Eroğlu bununla yetinmiyor ve “dünya çapında bu ödülü kazanacağız” diyor. Bankanın çevrecilikte iddialı olması önemli tabii zira verdiği krediler de doğal olarak doğaya zarar vermeyen projelere gidiyor. Kamuoyunun da talebi o yönde zaten. Hasankeyf örneğinde olduğu gibi, insanlar, çevreyi, tarihi dokuyu, kültürel mirası yok sayan projelere kredi veren bankalara artık iyi gözle bakmıyorlar. “Yenilenebilir enerji”ye dönersek, Halil Eroğlu, dünyadakı önemli finans kurumlarının bu enerjiye odaklandıklarını söylüyor. “Dünya Bankası. Avrupa Yatırım Bankası gibi kurumların durmadan yenilenebilir enerjiye yönelik konferanslar düzenlemeleri boşuna değil” diyor. Önümüzdeki haziran ayında Kanada’da yapılacak G-20 Zirvesi’nde “yenilenebilir enerji”nin finansmanıyla ilgili kararların çıkmasını bekliyor.