Devir değişti Sayın Strauss-Kahn

Beterin beteri yoldaymış.

Fransa’da 2012 başkanlık seçimlerinin en güçlü aday adaylarından Stauss-Kahn, Manhattan’daki Sofitel Oteli’nde odasını temizlemeye gelen kadına tecavüz girişimi suçlamasıyla karşı karşıya.

İMF’nin, Fransa’nın ve Strauss-Kahn ile Sarkozy’yi iktidardan uzaklaştırmanın hesaplarını yapan Fransız Sosyalist�Partisi’nin imajı yerle bir.

Kaderin cilvesi.

Yunanistan’ın ekonomik krizini Almanya Şansölyesi Merkel ile görüşmek üzere New York’tan uçağa binen İMF Başkanı Berlin yerine New York’ta
gözaltında.

Yunanistan ise panikte.

Zira,  İrlanda, Portekiz, Yunanistan krizlerinden anahtar bir rol oynamış olan Strauss-Kahn, Merkel’in aksine Atina’ya karşı daha yumuşak politika izlenmesinden yanaydı.

Yunanistan’ın onun yokluğundan kötü etkileneceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Dün Fransız televizyonundan izlediğim kadarıyla yakın çevresi, Sosyalist Partisi’ndeki dostları “uluslar arası bir komploya” inanmış görünüyorlardı.

Hatta yakın bir arkadaşı “ Olanlara inanamıyorum ve göz yaşlarımı zorlukla tutuyorum” diye konuşuyordu

KADINLAR ARTIK SUSMUYOR

Komplo teorisi doğru mu, değil mi bilemiyorum.

Ne ki,  Dominique Strauss-Kahn’ın kadınlara zaafı herkesin kabul ettiği bir gerçek.

2008 yılında İMF’de Macar ekonomist Piroska Nagy ile aşk serüveni genç kadının kurumdan istifasıyla sonuçlanmıştı.

İMF Başkanı yerinde kalmıştı.

Yeni skandalın patlak vermesinden sonra dün Fransa’da Strauss-Kahn’ın cinsel tacizine uğradığını iddia eden bir genç kadın daha çıktı ortaya:�Tristane Banon.

Banon, 2002 yılında, yazmakta olduğu kitap nedeniyle Strauss-Kahn ile evinde söyleşi yaptığı sırada tacize uğradığını iddia ediyor.

O dönemde, mahkemeye başvurmaktan çekinen genç kadın şimdi harekete geçmeye hazırlanıyor.

Tacize uğrayan kadınlar artık daha cesur.

Susmuyorlar.

Dün sabah kadın örgütlerinin Başbakan Erdoğan’a hitaben kaleme aldıkları bir mektupla ilgili görüşlerine başvurduğum Ankara Üniversitesi’nden Dr. Selma Acuner’in saptaması bu yönde.

Acuner “Kadınlar artık taciz karşısında sessiz kalmıyorlar” diyor.

İşte böyle…

Devir değişti Sn. Dominique Strauss-Kahn.

Kadın Örgütlerinden Başbakana mektup 

GEÇEN hafta Avrupa Konseyi’nin inisiyatifiyle�“kadına karşı şiddeti önleme” sözleşmesinin imzalanması milyonlarca kadın için iyi haber.

Bir de kötü haber var.

Türkiye’de 1990 yılında kurulan, Başbakanlığa bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) ile 1991’de kurulan Kadından ve Aileden sorumlu Devlet Bakanlığı’nın kaldırılması gündemde.

6223 sayılı yasa ile Kadından sorumlu Devlet Bakanlığı’nın bir tür Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, KSGM’nin ise Kadın ve Aile Genel Müdürlüğü’ne dönüştürüleceği iddia ediliyor.

KSGM’nin daha güçlendirilmesi beklenirken yetkilerinin kırpılması kadın örgütlerini harekete geçirmiş durumda.

Neticede kadın politikalarında 20 yıllık birikimin gerisine düşmüş olacağız.

Dolayısıyla, “Eşitsizlik Mekanizmaları Platformu” adı altında biraya gelen 58 kadın örgütü Başbakan Erdoğan’a hitaben kaleme aldıkları mektupta 6223 sayılı yasaya itirazlarını dile getirmişler.

ŞEFFAFLIK NEREDE?

Kadın örgütleri söz konusu yasayla ilgili kendilerine danışılmadığından ötürü rahatsız.

Türkiye’deki kadın hareketinin önemli isimlerinden Dr. Acuner, “İşin tuhaf yanı meclisteki kadın vekiller de neler olup bittiğini bilmiyor” diye konuşuyor.

Kadın politikalarını etkileyecek yasalar hazırlanırken kadın örgütlerinin haberi yok.

Nerede kaldı şeffaflık?

“ KSGM etkisizleştirildiği takdirde kadın politikaları havada kalır. Kadın Bakanlığı’nın yok edilmesi ise kötü sonuçlar doğurur. Şiddetin önüne asla geçilemez” diye ekliyor.

Acuner, Avrupa başta  dünyanın bir çok ülkesinde “Kadın ya da Cinsiyet Eşitliği” bakanlıklarının olduğunu söylüyor.

Örneğin, Danimarka’da “Cinsiyet Eşitliği” Bakanlığı, İspanya’da ise “Sosyal Eşitlik Bakanlığı” var.

İtalya’da “Eşit Fırsatlar Bakanlığı”nı görüyoruz.

Acuner’in dediği gibi, kurulması planlanan “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı” kadını bir birey olarak ele almak yerine sadece aile kapsamında ele alacak.

Türkan Saylan Bilim ve Sanat ödülleri
 

1.Türkan Saylan Bilim ve Sanat ödülleri töreni, Türkan filminin gösterime gireceği 19 Mayıs günü.

Ödüller, bu yıl bilimde “ilköğretim eğitimi” alanına, sanatta ise “çocuk edebiyatı” na ayrılmıştı.

Ancak jürinin bilim alanında ödüle değer bir çalışma olmadığına karar vermesinden ötürü bu yıl 1. Türkan Saylan Bilim ve Sanat ödülleri sadece edebiyata veriliyor.

Sanat ödülünü ise�“Ankaralı” romanıyla Zeynep Cumali kazandı.

Süreyya Operası’nda düzenlenecek ödül törenin bir de sürprizi var.

Piyano sanatçıları, Güher ve Süher Pekinel, eğitimlerine destek verdikleri genç yeteneklerle birlikte bir konser verecekler.