Paylaş
TÜRK-Amerikan İş Konseyi'nin bu yıl 25-28 Mart tarihleri arasında Washihgton'da düzenleyeceği konferans bu yıl oldukça hareketli geçecek.
Ritz-Carlton Oteli'ndeki konferansa ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş katılıyor.
Derviş, konferansın ilk günü Amerikalı işadamlarına yeni ekonomik programı anlatacak.
Konferansın açılışını ise Dışişleri Bakanı İsmail Cem yapıyor.
Türkiye'den gidenler arasında Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı Akın Öngör, Başkan Yardımcısı Yılmaz Argüden, Nuri Çolakoğlu, Muharrem Kayhan, Dış Ticaret Müsteşarı Kürşat Tüzmen, emekli elçiler Özdem Sanberk, Cem Duna var.
Öğrendiğime göre, bu vesileyle Türk-Amerikan İş Konseyi, TÜSİAD eski başkanı Erkut Yücaoğlu'na bir plaket, konseyin ABD'deki muhatabı ATC ise Boeing'e bir plaket verecek.
Zorlu Holding Tekstil Grubuna da ‘‘Turkish Commercial Leaderspih’’ ödülü veriliyor.
Türk-Amerikan İş Konseyi konferansın hemen ardından bir grup Türk işadamını Silicon Vadi'ye götürüyor.
Yeni ekonominin dibe vurduğu günlerde (Amazon Başkanı Jeff Bezos bile BBC'de çıktığı Money programında ‘‘bizim hisseleri almayın’’ demiş) Silicon Vadisi'si pek tatsız olsa gerek ama program aylarca önceden hazırlanmış.
Aynı günler denk düşürülen başka bir program daha var.
Türkiye dostu diye bilinen senatör Robert Byrd'in girişimiyle Amerikan Ticaret Bakanlığı, 23 Mart günü West Virginia'da Amerikalı işadamlarına Türk pazarını tanıtacak.
Bu faaliyetlerden önce de ABD'den 13 kişilik bir ticaret heyeti, Türk işadamlarıyla görüşmek üzere İstanbul'a geliyor.
Yani ABD ile ilişkiler bu aralar tam doludizgin.
Şimdi Derviş geldi, böyle oldu demesin kimse.
Çünkü herşey aylar öncesinden belliydi.
Bizde Derviş onlarda Lopez Murphy
ARJANTİN ile garip bir şekilde kader birliği yapıyoruz.
IMF Başkan yardımcısı Stanley Fischer'ın Davos'ta ‘‘Arjantin ile Türkiye iyi yolda’’ demesinin üzerinden bir buçuk ay geçti geçmedi her iki ülke yeni krizlerin pençesinde.
Şimdi bizde umutlar ABD'den gelen Kemal Derviş'e bağlanmış durumda.
Arjantin'in ‘‘Mesihi’’ ise geçen hafta ekonomi bakanlığı görevine gelen Lopez Murphy.
33 aydan beri devam eden feci durgunluğu sona erdirmek için başvurulan çarelerin hiçbiri işe yaramamış: Ne vergileri arttırmak, ne kamu harcamalarını kısmak Arjantin'i düzlüğe çıkartamamış.
The Economist son sayısında iyi bildiğimiz bir soruyu soruyor: ‘‘Lopez Murphy Arjantin'i kurtarabilir mi?’’
Cevabını şöyle veriyor: Murphy'nin öncelikle yapması gereken şey bütçe açığını kontrol altına almak.
Derviş'in mi işi zor, yoksa Murphy'nin ki mi zaman gösterecek.
Dünya Su Konseyi'nde bir Türk kadını
İSTANBUL önümüzdeki pazar günü İstanbul önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyor.
Dünya Su Konseyi'nin ‘‘guvernörler kurulu’’ diye bilinen yöneticileri burada toplanıyor.
Peki Dünya Su Konseyi nedir?
Yeryüzünün nazik konularından su meselesine dikkati çekmek için 1996'dan beri faaliyet gösteren bir ‘‘düşünce kuruluşu’’.
Özellikle su kaynaklarının yönetimi, su kullanımı, dağıtımı, muhafazası gibi konularda politikalar ve stratejiler üretiyor.
40 ülkeden 294 üyeyi biraraya getiriyor.
Üyeleri arasında kamu kuruluşları, özel sektör şirketleri, BM örgütleri, STK'lar var.
38 kişilik ‘‘guvernörler kurulu’’ nun üyeleri arasında sadece iki kadın var. Biri Türkiyeli Ceylan Orhun, diğeri Mısırlı Mona el Kadi.
Kurulda iki Türk daha var: GAP İdaresi Başkanı Olcay Ünver ile Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı'ndan Doğan Altınbilek.
Ceylan Orhun Güneydoğu'daki çalışmalarıyla bilinen Anakültür'ün kurucusu da aynı zamanda.
Biliyorsunuz, bizde kırsal kesimlerde olduğu gibi dünyanın bir çok yerinde su yokluğu en fazla kadınları etkiliyor. En ücra köşelerden, evlerine kovalarla su taşıyan onlar. Yıllardan beri sahada çalışan, kırsal kesimlerdeki kadınların sorunlarını iyi bilen Ceylan'ın görevi bu noktada önemli. Konseyin karar mekanizmalarında etkili olmayı umut ediyor.
Özkan: Katmandu'ya bir-iki
BAŞBAKAN Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın yıllar önce bir dans yarışmasında birinci olduğunu duymuştuk.
Özkan gençken dans tutkunuydu.
Onu gençliğinden tanıyan biriyle sohbet ediyordum geçenlerde.
‘‘Sultanahmet'te bir zamanların ünlü Lale Pudding Shop'unu hatırlarsın’’ dedi. ‘‘Bir dönem hippilerin uğrak yeriydi. İşte o dönemlerde Hüsamettin Özkan da buranın müdavimlerindendi. Saçları hippilerin saçları gibi uzundu. Hatta yanılmıyorsam Katmandu'ya otobüs bile kaldırırdı. Kendisi de çok gitmiştir oralara’’.
Demek ki, Hüsamettin Özkan, yıllardır çektiği Hindistan özlemini ancak geçen yıl giderebilen Başbakan Bülent Ecevit'ten de hızlı davranmış.
Paylaş