Paylaş
Kapıdan girdiğinizde bir duvarda bağışçıların, diğer duvarında kurucuların adları karşınızda.
Kurucuların listesinde birinci isim Sultan Abdülaziz, ikincisi Zübeyde Hanım.
Meğer Zübeyde Hanım, Darüşşafaka’da okuyan öğrencilerin her gün taze meyve yemelerini vasiyet etmiş.
Darüşşafaka Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Öktem’in aktardığına göre, günümüze kadar devam eden bir gelenek bu.
Kurumun en genç yönetim kurulu başkanlarından biri olan Tayfun Öktem ile Darüşşafaka’da yeni bir rüzgarın estiğini söyleyebiliriz.
“Esasında eski başkanlardan Zekeriye Yıldırım yönetimi sırasında başlayan, Talha Çamaş ile devam eden bir yenilenme hareketi” diyor Öktem.
Yönetim Kurulu’nun gençleşmesi ve kadınlara yer açılması bunun en önemli göstergelerinden biri.
Yönetim Kurulu’nda kadın oranı yüzde 28.
“Deneyime saygımız var ama bu eğitim kurumu 21. Yüzyılda daha enerjik bir yapıya sahip olmalı ki bu gençlerle ve kadınlarla mümkün” diyor Öktem.
Öktem ve ekibinin yeni tamamladığı 5 yıllık stratejik planda, Darüşşafaka’ya kabul edilecek öğrencilerin hem kalitesini hem sayısını arttırmak da yer alıyor.
Darüşşafaka Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Öktem
ÖĞRENCİLERİN YÜZDE 60’ı ANADOLU’DAN
Sohbetimizin en can alıcı noktalarından biri şu:
Bugün Darüşşafaka’ya kabul edilen (yılda ortalama 120 öğrenci) öğrencilerin yüzde 60’ı Anadolu’dan geliyor.
Oysa Tayfun Öktem’in Darüşşafaka’da eğitim gördüğü 30-35 yıl kadar önce bu durum tam tersineymiş.
Öğrenci profili daha çok ülkenin Batı’sından, özellikle Marmara Bölgesi’ndenmiş.
Profilin Anadolu’ya kaymasından önemli faktörlerinden biri kuşkusuz İş Bankası’nın 81 ilden 81 öğrenciyi destek veren ve 12. yılına giren projesi.
Öte yandan kurumun Doğu ve Güneydoğu illerine açılmasında bölgedeki bireysel çabaların da payı büyük.
Öktem bununla ilgili “Kimi zaman öğrencileri sınava sokmak için aşiretler önderlik yapabiliyor. O bölgelerde ailelerin okul müdürlerinin ve öğretmenlerin nezdinde Darüşşafaka’nın önemli bir saygınlığı, bilinirliliği var” diye konuşuyor.
Bu arada her yıl Van, Diyarbakır gibi illerden, öğrencisini elinden tutup sınava sokan genç idealist öğretmenler de çıkıyor.
“Bizler gönüllü insanlarız. Dolayısıyla bizi en çok heyecanlandıran işte bu genç idealist öğretmenler” diyor Öktem.
Burgazada’daki Sait Faik Abasıyanık Müzesi
BAĞIŞCI SAYISI GEOMETRİK OLARAK ARTIYOR
“Bu kuruma ayak basan öğrencinin hayatı kurtuluyor. Liseyi burada bitirmese de öyle. Burada aldığı eğitim, dil bilgisi ile gittiği diğer okullarda sınıf birincisi ya da ikinci oluyorlar” diye anlatıyor.
5 öğrenciye 1 öğretmenin düştüğü Darüşşafaka mezunu gençler daha sonra üniversite ve mastır eğitimlerinde kurumdan destek almaya devam ediyorlar.
Tabii Darüşşafaka’nın 156 yıldan beri kesintisiz devam eden bağışçıları sayesinde.
Bağışcı sayısını merak ettim doğal olarak.
10 yıl önce sayıları 450 civarında iken bugün 70 bin.
Öktem “Bağışcı sayımız geometrik olarak artıyor. Bazen bir aile nesilden nesile devam ediyor. Yeni bağışçılarımız elbette var. Kurumsal bağışçılarımız çok önemli” diyor.
İşte bu bağışçılar sayesinde okul dezavantajlı kesimlerden gelen çocukların önüne bir hayat koyuyor.
Kendi hayatı ve hatta ailelerinin hayatı değişiyor.
Buna pek çok örnek vardır mutlaka ama en son iki örnek Melis Alphan’ın “Ben İstersem- İlham Veren Hayatlar” kitabından.
Defne Hadiş ile Belsu Seyran.
2019 Darüşşafaka Lisesi mezunu Defne Hadiş’in resme yeteneği bu okulda keşfedilmiş.
Kişisel ve karma sergilerin yanı sıra, ulusal ve uluslararası ödüllerin sahibi genç kız.
Ayrıca bu yıl Felsefe Olimpiyatları’nda Türkiye birincisi olduktan sonra Dünya Felsefe Olimpiyatları’ndan mansiyona hak kazandı.
Halen 12. Sınıfa devam eden Mersinli Belsu Seyran ise Türkiye’nin ilk robot kulübü, çeşitli ödüllerin sahibi Darüşşafaka’nın “Sultans of Turkey”nin kaptanı.
Kaptanlığındaki kulüp Houston’daki “Robotik Yarışması”ndan ödülle döndü.
Sait Faik Abasıyanık
SANAT DÜNYASINDAN DESTEK
Darüşşafaka her yıl 120 çocuğa değiyor, onlara bambaşka ufuklar açıyor.
Peki bu çocukların sayısı iki kat olabilir mi?
“Tabii ki olur. Fiziksel kapasitemizi arttırmanın çarelerini arıyoruz. Öte yandan bağışların da miktarını arttırmak ve bunları sürdürülebilir kılmak zorundayız” diyor Öktem.
Darüşşafaka’ya küçük, büyük her türlü maddi desteğin önemi büyük.
Hatta tam bu dönem bütçelerini yapmaya başlayan buradaki çokuluslu şirketlerin desteği de.
Bu kurumda eğitim gören çocukların sayısını arttırmak bireysel, kurumsal herkesin sorumluluğu.
Öte yandan Darüşşafaka’ya önemli bir destek sanat dünyasından.
Geçenlerde yönetmen Ali Özgentürk, film, senaryo, kitap gibi tüm eserlerinin telif haklarını Darüşşafaka’ya bağışlamıştı.
Öktem bununla ilgili “Topluma mal olmuş bir sanatçı eserlerinin geleceği için bize güveniyor. Bu bizim için gurur verici. Önümüzdeki günlerde yine sanat dünyasından önemli bir ismin böyle bir bağışını duyacaksınız” diyor.
Sanat dünyasında Darüşşafaka’ya bağışın yolunu açan isim Sait Faik Abasıyanık.
1954 yılında Darüşşafaka’da katıldığı bir edebiyat gününden etkilenen Sait Faik annesi Makbule Hanım’dan ailenin mal varlığının ve eserlerinin yayın haklarının bu kuruma bağışlanmasını talep etmiş.
Vasiyeti aynı yıl ölümünden birkaç ay sonra annesi tarafından hayata geçirilmiş.
Darüşşafaka bugün hem Burgazada’daki Sait Faik Abasıyanık Müzesi’nden, hem ünlü edebiyatçı adına düzenlenen yarışmadan sorumlu.
Paylaş