Bu ikiliye dikkat

İrlandalı şarkıcı Bono ve ABD’li politikacı Al Gore çok isabetli bir karar alarak güçlerini birleştirmeye karar vermiş.

Dünya Ekonomik Forumu için Davos’a gelip mesajlarını buradan dünyaya duyuran Gore ve Bono’ya göre yoksulluk ve iklim değişikliği birbiriyle rekabet eden şeyler değil. Tam aksine birbirini tamamlayan iki şey.

Dünyanın sorunları bir değil bin tane.../images/100/0x0/55eb3864f018fbb8f8b32dbd

Hangisinin öncelikli olduğuna karar vermek öyle kolay iş değil.

Kendimden biliyorum. Sosyal sorumluluk projelerinin desteklenmesini isteyen sayısız kurum ve kişi karşısında çaresiz kaldığım çok olmuştur.

Yoksulluk mu? Eğitim mi? Ağaçlandırma mı? Meme kanseri mi?

Hangisi öncelikli?

Nihayet günün birinde benim için "eğitimin" öncelikli olduğuna karar vererek rahatladım: Her şeyin başı o çünkü.

Dünyanın iki önemli sorunuyla yakından ilgili ünlü iki ismi tanıyoruz hepimiz: Küresel iklim değişikliği denince akla gelen eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore. Ve yoksulluk, Afrika deyince İrlandalı rock şarkıcısı Bono.

Bono ve Al Gore çok isabetli bir karar alarak güçlerini birleştirmeye karar vermişler. Dünya Ekonomik Forumu için Davos’a gelip mesajlarını buradan dünyaya duyuran Gore ve Bono’ya göre yoksulluk ve iklim değişikliği birbiriyle rekabet eden şeyler değil. Tam aksine birbirini tamamlayan iki şey.

SARKOZY YAN ÇİZDİ

Amerikalı gazeteci Thomas Friedman’ın moderatörlüğünde bir araya gelen Al Gore ile Bono durumu şöyle izah ediyorlar: "İklim değişikliğinden en fazla etkilenen yoksul ülkeler. Seller, kuraklık nedeniyle Afrika’da milyonlarca kişi tarım yapamaz durumda. Isının birkaç derece artması demek yoksul çiftçinin aç kalması demek."

Hem Bono, hem Al Gore’a göre gelişmiş ülkeler hem iklim, hem yoksulluğu birlikte çözebilir. Güçlerini birleştirmek de seslerinin daha yüksek çıkmasını sağlayacak. "Bir elin nesi var? İki elin sesi var" durumu açıkçası.

Bono insan ilişkilerinde ve özellikle politikacıları ikna etmekte son derece başarılı. Merkel’den yardım vaadi almış. Sarkozy ise biraz yan çizip şöyle demiş: "Fransızların hayatlarını kolaylaştırmak vaadinde bulundum. Şimdi bu işe yoğunlaştım. Ama zamanı gelince yardım edeceğim."

İngiliz liderlerin desteği zaten arkasında.

Amerikan seçimleri öncesi de tüm adayları teker teker ziyaret etmiş.

BAŞKANLIK SEÇİMİ DÖNÜM NOKTASI

Bono’ya bakarsanız, ABD’deki başkanlık seçimi dünyada bir dönüm noktası.

Yoksulluk, iklim, fanatik ideolojiler gibi konularda dünya kasım ayından sonra bir dönüm noktasına girecekmiş. "Dünya facialardan sonra yeniden şekilleniyor, tasarlanıyor. Birinci ve ikinci dünya savaşlarından sonra öyle oldu. Şimdi dünyanın yeniden tasarlanacağı bir dönemdeyiz" diyor rock şarkıcısı.

Al Gore bu konuda biraz farklı düşünüyor. "ABD’de başkan kim seçilirse seçilsin ancak kamuoyu bilinçlendiği, harekete geçilmesini istediği takdirde başarılı olur."

İzin verin de Amerika ve Amerikalıları Bono’dan daha iyi bilsin. Al Gore tabandan gelen harekete inanıyor.

Biliyorsunuz bir süre önce ABD gibi Kyoto Anlaşması’nı imzalamakta direnen Avustralya nihayet imzayı attı. Meğer bunda Gore’un da parmağı varmış. "Avustralya’da sivil toplum kuruluşu, politikacı, akademisyen 300 kişiyi eğitimden geçirdik. Kyoto’nun imzalanması hareketinin çekirdeğini oluşturdular. Başbakan Howard’ın seçimleri kaybetmesinde rol oynadılar. Yeni başbakan göreve gelir gelmez Kyoto’yu imzaladı."

Peki Bono ve Al Gore nasıl tanışıp güçlerini birleştirme kararı almışlar.

Bono anlatıyor. "Günün birinde Dublin’deki evime damladı. Hemen etraftaki kağıtları gösterip geri dönüşümü bilip bilmediğimi sordu. Beş dakika sonra sıkı çevreci kesilmiştim."

Al Gore ve Bono. Bu ikiliye dikkat.
Yazarın Tüm Yazıları