DAVOS’ta, alanında dünyanın sayılı kurumları arasında gösterilen İsviçre Alerji ve Astım Araştırma Enstitüsü’nün direktörü bir Türk.
Prof. Cezmi Akdiş.
Akdiş aynı zamanda iki yıllığına Avrupa Alerji ve Klinik İmmünoloji Akademisi’nin başkanlığını yürütüyor.
Bundan birkaç yıl önce Davos’ta, Prof. Akdiş ile aynı merkezde çalışan karısı Doç. Mübeccel Akdiş’i evlerinde ziyaret etmiştim.
Bu kez DEF’in yoğun temposu başlamadan hemen önce Prof. Akdiş ile Davos’un ünlü kafesi Schneider’da buluştuk.
Davos’taki enstitünün kapılarını daima genç Türk bilim insanlarına açan Akdiş bir süre önce önemli bir projeyi hayata geçirmiş.
Alerji ve Astım Araştırma Enstitüsü’nde, bünyesinde “yenilikçi buluşları” ticarileştirmek için iki şirket kurmuş.
Nedense bilim insanı deyince aklımıza ticaretle uğraşabileceği hiç aklımıza gelmez.
Oysa Batı’da öyle bir trend var.
İki İsviçreli fizikçinin, alerjinin kısa sürede tanımlanmasını sağlayan buluşlarını geliştirmekte olan Prof. Akdiş ve ekibi önümüzdeki aylarda bu buluşu kurulan şirket sayesinde ticarileştirecek.
DEĞERİ 200 MİLYON DOLAR
İsviçre’de “yenilikçi” buluşlar finansman bulmakta güçlük çekmiyorlarmış. Örneğin Zürih’teki “İnovasyon Vakfı” bilim insanlarına gerekli finansmanı sağlıyor.
Yaklaşık 20 yıl önce Davos’a yerleşen Prof. Akdiş Türkiye’deki bilim dünyasına da kafa yormaktan geri kalmıyor.
“Türkiye’de bırakın orijinal buluşa finansal destek sağlanmasını patent almaya dahi destek yok” diyor.
Buluşu ticarileştirmek ise en büyük sorunumuz.
Sadece Zürih’te buluşlarını ticarileştirmek isteyen 130 bilim insanının kurduğu şirket var.
Avrupalı bilim insanları, akademisyenler kendilerini neden böyle bir trende kaptırmış durumda?
Akdiş yanıtlıyor:
“Avrupa şunu fark etti. Şu andaki maliyetlerle üretmek kesinlikle kârlı değil. Avrupa hızlı ve ucuz üreten ülkelerle rekabet edemez. Tek çare yenilikçi ürünler. Avrupa Birliği’nin çerçeve programları bunlar için gerekli finansal desteği sağlıyor.”
Kurduğu şirketlerden biri “Davos Diagnostics”in yüzde 2’sini 4 milyon dolara satmış.
“Şirketin değeri 200 milyona çıktı. Türkiye’nin böyle bir modeli oluşturması gerek” diye konuşuyor.
PROF. HASAN MANDAL
Akdiş ile sohbette geçtiğimiz aylarda Sabancı Üniversitesi Araştırma ve Lisansüstü Politikalar Direktörü Prof. Hasan Mandal ile yaptığım sohbet aklıma geldi.
Prof. Mandal, Dünya Seramik Akademisi’ne kabul edilen ilk Türk akademisyen.
Bu kısacık yazıda işte bizlere gurur veren iki Türk bilim insanı.
Prof. Mandal, sohbetimizde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’e “üniversite kaynaklı bilginin ticarileştirilmesi” konusunda bazı önerilerde bulunduğunu söylemişti.
Prof. Mandal, Sabancı Üniversitesi’ne geçmeden önce Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde Seramik Mühendisliği Bölümü’nde öğretim görevlisi olduğu yıllarda “yenilikçi ürünleri” ticarileştirmek için kendi şirketi MDA İleri Teknoloji Seramikleri LTD’yi kurmuştu.
Demek ki, bilim insanları da şirket kurarmış.
Davos sadece DEF değil
PROF. Akdiş kısa bir bilgi notu göndermiş. “Davos sadece Dünya Ekonomik Forumu’ndan ibaretmiş gibi yanlış bir algı var” diyor.
Davos kendi alanlarında dünyanın en üst sıralarında olan dört tane enstitü barındırıyor.
Akdiş’in direktörü olduğu İsviçre Alerji ve Astım Enstitüsü.
Fizik ve Meteoroloji Enstitüsü.
Kar ve Çığ Enstitüsü.
Ortopedik Osteosentez Enstitüsü.
Davos birçok yazara da ilham kayağı olmuş.
Bunlardan en bilineni “Sihirli Dağ”ı burada kaleme almış olan Thomas Mann.
Define Adası’nın yazarı Robert Louis Stevenson, Sherlock Holmes’un yaratıcısı Sir Arthur Conan Doyle Davos’ta yaşamış diğer ünlü yazarlar.
Erich Von Daniken “Tanrıların Arabaları”nı burada bir otelde müdürlük yaparken yazmış.