Paylaş
Böyle düşünenlere kötü bir haberim var.
Dünyanın ilk 500 şirketi arasında üst sıralarda yer alan Nestle, Avrupa’da iki büyük yatırıma hazırlanıyor.
Türkiye’deki 4 fabrikası dahil dünyada 500’e yakın fabrikası olan Nestle’nin en son yatırımları için Avrupa’yı seçmiş olması sizce yeterince anlamlı değil mi?
Geçtiğimiz günlerde sabahın erken saatlerinde, İstanbul’a uğrayan Nestle’nin üst düzey yöneticilerinden, satış ve pazarlamadan sorumlu Başkan Yardımcısı Partice Bula ve Nestle Türkiye CEO’su Reinhold Jakobi ile buluştuk.
Nestle’nin Türkiye’de köklü bir geçmişi var.
2 yıl sonra 150. yıldönümünü kutlamaya hazırlanan şirket, Türkiye’ye süt tozu ve bebek mamasını ta 1875 yılında göndermeye başlamış,
1909 yılında Karaköy’de ilk ofisini açmış.
1927 yılında da Feriköy’de Türkiye’nin ilk çikolata fabrikasını.
Bugün ne yazık ki, o fabrikanın yerinden yeller esiyor.
Mecidiyeköy’deki ilk likör fabrikası gibi onu da koruyamamışız.
Bula ve Reinhold ile buluşmadan önce tesadüfen Nestle’nin Avrupa’da 3 yıl zarfında 20 bin genci işe alacağını okumuştum.
Ayrıntıları önümüzdeki eylül ayında açıklanacak projeye göre, şirket mesleki eğitimden satış, pazarlamaya kadar çeşitli alanlarda 30 yaş altı 20 bin Avrupalı gence istihdam yaratacak.
En son verilere göre, Avrupa’daki işsizlik oranı 19.3 milyon ve bunun 3.6 milyonu 25 yaş altı gençler.
Bula, sohbetimizde işsizlik sorunun hükümetler tarafından tek başına çözülemeyeceğini belirtirken, bu projenin Nestle’nin büyümesine ve yeni yatırımlarına bağlı olduğunu söylüyor.
“İnovasyon sayesinde Avrupa’da büyümeye devam ediyoruz. Önümüzdeki aylarda biri İsviçre’de, diğeri Almanya’da olmak üzere iki yeni fabrika açıyoruz” diyor.
İsviçre’deki fabrika, biraz da George Clooney sayesinde dünyada bir fenomen haline gelen “Nespresso”, Almanya’daki ise Nescafe’nin kapsüllü hali “Dolce Gusto” fabrikasıymış.
“Avrupa pazarı büyüyor... Özellikle Fransa, Almanya, İsviçre pazarları bizim için önemli. Krizdeki ülkeler için yeni stratejiler belirledik” diye konuşuyor.
Nestle en derin krizin pençesindeki Yunanistan’da dahi 2012 yılında yüzde 4-5 oranında büyümeyi başarmış.
“Yunanlıların kemerleri sıkmak zorunda olduklarını düşünerek aynı kalitede, daha düşük gramajlı, daha ucuz alternatif ürünler sunduk”.
Partice Bula’ya açıkca “Peki Avrupa ekonomisinin geleceğine güveniyor musunuz” diye sordum.
“Avrupa’nın borç ve euro sorununu çözme adımları attığını görüyorum. Gelişmekte olan piyasalarla rekabet için yapısal reformları hızlandırmak gerekiyor. İş dünyası da reformlara dört elle sarılmalı. İki büyük yatırım Avrupa’ya güvenimizi gösteriyor. Doğru stratejilerle krizde de büyümek mümkün”.
Bula, büyümekte oldukları pazarlar arasında da Türkiye’yi ilk sıralarda sayıyor.
George Clooney faktörü
NESPRESSO’nun marka yüzü olan ünlü oyuncu George Clooney’nin nasıl ikna edildiğini merak ettim.
Bula, Clooney’nin 2008 yılında marka yüzü olmadan önce, internet ve butiklerde satılan Nespresso Club üyesi olduğunu söylüyor.
“Markayı tüketiyor ve seviyordu. Clooney’den önce hiçbir ünlüyle çalışmamıştık. Kapısını çaldığımızda kabul etmeden önce ürünü araştıracağını söyledi. Gitti Kosta Rika’daki kahve üreticileriyle konuştu, sürdürülebilirlik konusunda ikna olup anlaşmayı imzaladı”.
Partice Bula’ya bakarsanız, 2008 yılından beri çalıştıkları George Clooney markanın “doğru zamanda, doğru seçimi”.
Özenle Nespresso markasının önüne geçmemeyi seçen Amerikalı oyuncu, hafta başında Nestle’nin Yağmur Ormanları Birliği ve bizde pek bilinmeyen Adil Ticaret Örgütüyle yeni açıkladığı sürdürülebilirlilik kampanyasında önemli bir rol üstlenmiş durumda.
Clooney sayesinde iki yıl önce bağımsızlığını ilan etmiş Güney Sudan’daki kahve üreticileri Nestle tarafından desteklenecek.
Paylaş