Paylaş
Modele göre,ailelerin ihtiyaçları yerinde tespit edilecek.
Aile fertlerine rehberlik hizmeti verilecek.
Başbakan Erdoğan’dan önce geçenlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer de “sosyal hizmet uzmanlarının ailenin eğitiminden istihdamına kadar her konuda yardım edeceklerini” söylemişti.
AKP’nin “Aile Sosyal Destek Programı”nda anahtar sözcük “sosyal hizmet uzmanı” ya da “sosyal çalışmacı”.
Ailenin neye ihtiyacı olduğunu, ne tür destek yapılması gerektiğini tespit edecek kişiler sosyal hizmet uzmanları.
Ailenin fotografını çekenler bu kişiler.
Aile içi şiddeti de, çocukların eğitimiyle ilgili eksikleri de tespit edenler onlar.
Çok geniş bir yelpazede sosyal hizmetler söz konusu.
Ancak CHP’nin “Aile Sigortası” nı açıkladığı günlerde de yazmış olduğum gibi Türkiye’deki sosyal hizmet uzmanlarının sayısı yetersiz.
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Başkanı Murat Altuğgil’in vermiş olduğu sayıyı tekrarlıyorum.
5 BİN SOSYAL HİZMET UZMANI
Türkiye’deki tüm sosyal hizmet uzmanlarının sayısı 5 bin.
Almanya’da, sadece Berlin için bu sayının 3 bin olduğunu hatırlamakta yarar var.
Allah aşkına 5 bin kişiyle milyonlarca aileye nasıl ulaşacaksınız?
Kılıçdaroğlu’na “sosyal hizmet uzman açığı” nasıl kapacak diye sormuştum.
CHP lideri kamu çalışanlarının özel bir eğitimden geçerek sosyal hizmet alanına kaydırılabileceğini söylemişti..
AKP sosyal hizmet uzmanı açığını nasıl kapatacak?
Bununla ilgili hiçbir yerde bir açıklama görmedim.
Peki kendi meslekleri üzerinden parti programları yapılan sosyal hizmet uzmanları bu işe ne diyor?
Geçenlerde Maltepe Üniversitesi’nde düzenlenmiş “Sosyal Hizmetleri Yeniden Düşünmek” Konferansı’nın sonuç bildirgesi e-postamda.
ÇOK DİSİPLİNLİ BİR YAKLAŞIM
Bakın yetkilelere ne gibi uyarılar var?
Şimdi ortada tuhaf bir durum var.
CHP’nin “Aile Sigortası”ndan sonra AKP de nihayet sosyal devleti hatırlayarak sosyal hizmete dayalı aileye yönelik bir program açıklıyor.
Ama ortada bunları uygulayacak ne yeterli sayıda uzman, ne de TEPAV’ın Eylül 2010’da “Sosyal Hizmet Modeli” araştırma raporunda ortaya koyduğu gibi doğru dürüst bir sistem var.
Nasıl olacak bu?
Annem ev kadını ve milletvekili adayı
GEÇEN hafta kadın adaylarla ilgili yazıma bir okurdan itiraz geldi.
KA-DER’in açıklamasına dayanarak parti listelerindeki kadın adayları arasında “ev kadını” olmadığını, çoğunun yüksek eğitimli ve meslek sahibi olduğunu yazmıştım.
Kütahya’dan okurum Hülya Kiremit “Annem ev kadını, ilkokul mezunu ve DSP’den aday” diye yazıyor.
Hülya Kiremit, DSP’nin Kütahya’daki 5 adayının tümünün kadın olduğuna dikkat çekerek “Bu durum siyaset tarihimizde bir ilk” diyor.
E-postasına şöyle devam ediyor:
“ Üç kardeşiz. Ağabeyim GATA, ablam Gazi ve ben de Boğaziçi Üniversitesi mezunuyum. Şu ana kadar hep annem bizimle gurur duydu, bizi ayakta alkışladı şimdi ise sıra bizde. Annemle gurur duyuyorum çünkü çoğu kişinin gösteremeyeceği medeni cesareti gösterdi”.
Ben de DSP’den milletvekili adayı anne Fatma Nuran Yedekçi’ye seçimlerde bol şans diliyorum.
Paylaş