Antik çağların tekstil markası Laodikeia küllerinden nasıl doğdu?

TÜRSAB Kültür Turizmi İhtisas Komitesi Başkanı, Fest Travel Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Pekin, bir süreden beri Kültür Turizmi Sohbetleri düzenliyor.

Haberin Devamı

Sohbetler herkese açık.

Memleketin kültür mirasını, tarihini öğrenmek isteyenler için bulunmaz bir nimet.

Geçenlerde, Lütfi Kırdar’da “Kültür Turizmi’nin Parlayan Güneşi Laodikeia” başlığı altında, Pekin ile Laodikeia kazı başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek’in katıldığı sohbetlerden birine katıldım.

Laodikeia özel bir ilgi beslediğim antik şehirlerden biri.

Prof. Dr. Şimşek kazılarına 2003 yılında başlamış.

Antik çağların tekstil markası Laodikeia küllerinden nasıl doğdu
TÜRSAB’ın toplantısında Prof. Dr. Celal Şimşek  ( solda) ve Faruk Pekin (sağda)

Kazıların başlamasından iki yıl sonra, 2005 yılında yolum Denizli’nin 6 kilometre kuzeyindeki Laodikeia’ya düşmüştü.

O sıralarda henüz doçent olan Celal Şimşek ve genç ekibiyle antik şehri gezmiş ve hayli etkilenerek “Antik çağın finans merkezi Laodikeia” başlığı altında bir yazı yazmıştım.

Haberin Devamı

14 yıl sonra Prof. Dr. Şimşek’in sunumunda gördüğüm kadarıyla bambaşka bir Laodikeia var karşımda.

Türkiye’de kültür turizminin öncülerinden Faruk Pekin’in söylediği gibi, 30 yıl önce ziyaret edildiğinde pek bir şeyin olmadığı antik şehir sanki yoktan var edilmiş.

Antik çağların tekstil markası Laodikeia küllerinden nasıl doğdu
Antik çağların tekstil merkezi Laodikeia

TEKSTİL 5 BİN YILDAN BERİ SÜREN GELENEK

130 yıldan beri kazınmakta olan Efes ile karşılaştırırsak Laodikeai’nin 16 yıl zarfında aldığı yol mucize gibi.

Mucizenin arkasında Prof. Şimşek ve ekibinin 2008 yılından beri yılda 365 gün, aralıksız 24 saat çalışmaları var tabii ki.

Türkiye’de aralıksız her gün kazı yapılan tek antik şehir.

İzlemek isteyenler için canlı yayın da yapılıyor.

Pamukkale Üniversitesi’nde, kurucusu olduğu Arkeoloji Bölümü’nün Başkanı olan Şimşek, Faruk Pekin’e göre bu antik şehrin en büyük şansı.

“Arkasında dış kaynak ya da güçlü şirketler olmadan büyük bir azimle bu işi götürdü” diyor Pekin.

Öyle ki, Laodikeai 2013 yılında Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmış.

Prof. Şimşek’in hedefi Unesco Kalıcı Kültür Mirası Listesi’ne girmek.

Haberin Devamı

Peki küllerinden yeniden doğmakta olan bu antik şehir neden önemli?

Öncelikle Pekin’in işaret ettiği gibi Laodikeai antik çağlarda bir tekstil markası.

Fransa’da ortaya çıkartılan bir mezar taşında “Burada Laodikeai kumaşının tüccarı olan bir kişi yatıyor” yazdığını söylüyor.

2014 yılı kazılarında toprak altında yumak halinde bin 500 yıllık bir kumaş parçası bulunmuş.

Tekstil boya kalıntıları, boyahaneler de ortaya çıkartılmış.

Şöyle düşünün.

Denizli’nin tekstil geçmişi ta antik çağlara uzanıyor.

Nerden bakarsanız 5 bin yıl devam eden bir gelenek.

Antik çağların tekstil markası Laodikeia küllerinden nasıl doğdu
 Antik şehre gece düşerken...

ANTİK DÖNEMDE HAM MADDE PAHALI

Meşhur Denizli horozunun da geçmişi antik çağlara dayanıyor.

Haberin Devamı

Zira Şimşek’in sunumunda ekrana yansıttığı görüntüler arasında, Laodikeai kazılarında ortaya çıkartılan duvar kabartmaları arasında iki horoz görülüyor.

Suriye Kralı II.Antiokhos tarafından karısı Kraliçe Laodike adına M.Ö. 3. yüzyılın ortalarında kurulmuş olan antik şehrin tekstili Büyük Menderes kanalıyla Efes limanına götürülüyor.

Buradan tüm Akdeniz limanlarına gönderiliyor.

Şehir tekstil, tıp, finans merkezi ve ticaretten zenginleşiyor.

Laodikeai ne kadar zengin olursa olsun, depremlerde zarar gördüğünde tapınaklarında, evlerinde kullanılan malzemeleri restorasyonda tekrar kullanıyor.

“Antik dönemlerde ham madde pahalı. Tam 5 kez aynı malzemelerle restore edilmiş yapılara rastladık” diyor Şimşek.

Haberin Devamı

Biri Helenistik, diğeri Roma döneminden olmak üzere iki antik tiyatrosu olan Laodikeai’nın kilisesi önemli.

Zira İncil’de adı geçen yedi kiliseden biri.

Antik çağların tekstil markası Laodikeia küllerinden nasıl doğdu
Denizli horozu kazılarda ortaya çıkan duvar kabartmalarında

Bu yüzden Laodikeia kültür turizminde olduğu kadar inanç turizminde de iddialı.

İlk gidişimde henüz ortada olmayan son derece modern iki laboratuvara sahip bir kazı evi yapılmış.

Kazıda çıkartılanlar burada korumaya alınıyor, restorasyon sürecinden geçiyor.

“Zira kazmak kolay, korumak zor” diyor Prof. Şimşek.

Yazarın Tüm Yazıları