Alzheimer’e şifa olacak bitki İstanbul’da ama geleceği tehlikede

İstanbul’da, yaklaşık 15 yıllık bir geçmişi bulunan Bahçeşehir’de, Alzheimer hastalığının tedavisi için çok önemli göl soğanı (Leucojum aestivum) bitkisinin yetiştiğini biliyor muydunuz?

Düşünün Alzheimer gibi günümüzün en çok konuşulan hastalığı. Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin Başkanı Neriman Özhatay’a göre buna şifa olabilecek bir bitkiye sahibiz ama onu korumaktan aciziz.

Türkiye’nin bitki envanteri tam dokuz ciltmiş. Üstelik envanter tamamlanmış durumda değil. Tamamlandığında kim bilir kaç cilt tutacak?

Türkiye’nin, birbiriyle buluşan üç değişik "bitki coğrafyası bölgesi" nedeniyle sahip olduğu benzersiz bitki örtüsünü Doğal Hayatı Koruma Derneği Başkanı Prof. Dr. Neriman Özhatay ile konuşuyoruz. İş kadını Meltem Kurtsan’ın evindeki sohbette derneğin Başkan Yardımcısı Fatih Orbay da var.

Doğal Hayatı Koruma Derneği (vakıfla karıştırmamak gerek) 1975’te, nesli tükenmekte olan kelaynakları kurtarmak amacıyla kurulmuş. Yani geçmişi Çevre Bakanlığı’ndan da eski.

Şimdiki başkan Özhatay, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik Anabilim Dalı Başkanı. Doğa ve bitkiler onun hayatı.

"Türkiye’nin florasının benzeri yok. Olağanüstü zengin" derken gözleri parlıyor. "Türkiye’deki bitki zenginliği ancak tropikal ülkelerle karşılaştırılabilir. Ama ne yazık ki insanımız bundan haberdar değil."

İSTANBUL’UN FLORASI BİLE FARK ATIYOR

Sayılarla örnek veriyor. İngiltere’deki toplam bitki türü sayısı 1850.

Sadece İstanbul il sınırları içinde tespit edilen bitki türü sayısı ise 2 bin 500. Neredeyse beton yığınına dönüşmüş İstanbul için şaşırtıcı değil mi?

Meğer Kilyos’taki, Şile’deki kumullarda, Terkos Gölü çevresinde ve yapılaşmaya yenik düşen bölgelerde endemik bitkiler yetişiyormuş.

Yaklaşık 15 yıllık bir geçmişi bulunan Bahçeşehir’de, Alzheimer hastalığının tedavisi için çok önemli "göl soğanı" bitkisinin yetiştiğini biliyor muydunuz?

Düşünün Alzheimer gibi günümüzün en çok konuşulan hastalığı. Buna şifa olabilecek bir bitkiye sahibiz ama onu korumaktan aciziz.

Bahçeşehir kadar, üçüncü Boğaz köprüsünün yapılacağı bölge de endemik bitkiler açısından son derece önemli. Üçüncü köprünün geçmesinin planlandığı alanda, uluslararası sözleşmelere göre koruma altına alınması gereken beş tür yetişiyormuş: Kum incisi, Çatalca peygamber çiçeği, Karadeniz siklameni, nadir yonca ve sahil sığırkuyruğu.

Profesör Özhatay "Olimpiyat Stadı için de, üçüncü Boğaz köprüsü için de raporlar hazırladık. Ama kimse dikkate almadı" diye konuşuyor. Hangi bitki yapılaşmanın karşısında direnebilir ki?

9 İLDE PİLOT ÇALIŞMA

Oysa Türkiye’de öyle bitkiler var ki, sadece bu ülkeye özgü olduğu için dünya bilim literatüründe "Türk" adıyla anılıyor.

Beyşehir civarında bulunan, baklagillerden "Termopsis Turcica" örneğin. Bu çiçeğin özelliği üç tohumu birden barındırmasında. Antalya’da yetişen nadide çiğdemleri, Bolu’daki kardelenleri görmeye turistler dahi geliyormuş.

Zaten kültür ve tarih varlıklarımızdan bihaber yaşıyoruz. Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin dikkat çektiği gibi çoğumuz da zengin bitki örtümüzden bihaber. Betonlaşma, turizm, küresel ısınma karşısında yitirdiklerimizin farkında bile değiliz. Şükür ki, dernek bitkilerin koruma altına alınması için sayısız proje üzerinde çalışıyor.

En son projesi ise Türkiye’nin önemli bitki alanlarının (ÖBA) koruma altına alınması için 9 pilot ilde başlattığı çalışma. Hollanda tarafından da desteklenen proje, "endemik bitki" meselesinde farkındalık yaratmak için yerel yönetim, STK’lar, özel sektör arasında bir iletişim ağı oluşturmayı amaçlıyor. Proje tutarsa Türkiye’nin tüm illerinde uygulanacak.

Otacı ürünleriyle doğal hayata destek

Sohbetimize ev sahipliği yapan Meltem Kurtsan, özel sektörden Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin son projesine destek veren bir isim. Otacı markasının bağlı bulunduğu Kurtsan Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Meltem Kurtsan, eczacılık fakültesinde Profesör Özhatay’ın öğrencisi olmuş. Hem okuduğu bölüm, hem mesleği nedeniyle bitkilere ilgisi var. Otacı ürünleri büyük oranda bitkisel zaten. Meltem Kurstan, Otacı’nın masaj ve bakım ürünlerinden elde ettiği gelirin bir bölümünü Doğal Hayatı Koruma Derneği’ne verecek. Yani Otacı ürünleri aldığınızda siz de derneği desteklemiş olacaksınız. Bitki örtümüzün korunmasında payınız olacak.
Yazarın Tüm Yazıları