Paylaş
İyi de oldu zira dünyada nicedir gündemde olan konu nihayet bizim medyanın dikkatini çekti.
Eşitsizlik her boyutuyla (gelir, cinsiyet vesaire) günümüzün en sıcak konularından biri.
Geçen hafta sonu Boğaziçi Üniversitesi’nde sohbet imkânı bulduğumuz Columbia Üniversitesi Earth İnstitute Direktörü Profesör Jeffrey Sachs yıllardır bu mesele üzerinde çalışıyor. Aynı şekilde “Kapital”in yazarı Fransız ekonomist Thomas Picketty, Nobel ödüllü Joseph Stiglitz, Nobel’i yeni kazanan Angus Deaton gibi isimlerde her fırsatta “eşitsizliğe” vurgu yapan isimler.
Hafızam yanıltmıyorsa eğer kapitalizmin günümüz sorunlarına çare olmadığı 2012 yılında Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda etraflıca ele alınmıştı.
DEF’in kurucusu ve CEO’su Klaus Schwab’ın “üretimde sermayenin yerini yaratıcılık, inovasyon gibi şeylerin aldığı” sözleri aklımda kalmış.
Ali Koç uzun yıllardan beri Davos’un müdavimleri arasında.
Burada ele alınan temaları yakından izliyor.
Öte yandan, Harvard’dan hocası olan Profesör Michael Porter, şirketlerin sadece kâr odaklı olmalarına karşı çıkan, toplumsal fayda sağlayacak iş modellerine geçmeleri gerektiğini savunan bir isim.
Arka plan böyle olunca Ali Koç’un G-20’deki çıkışına şaşırmıyorum doğrusu.
Kapitalizmin sonuna geldiğimizi iddia edenlerden biri de İngiliz gazeteci, yazar ve Channel 4 News’te ekonomi editörü olan Paul Mason.
Mason yeni yayınlanan Postcapitalism kitabında geçtiğimiz 25 yılda kapitalizmin sürekli değişime uğradığını iddia ediyor.
Mason’a göre, post kapitalizm dönemine bilgi teknolojileri sayesinde girdik.
Bilgi teknolojileri çalışma koşullarını, piyasa koşullarını, üretim modellerini değiştirdi.
Artık sermayeden ziyade “yaratıcı ekonomileri”, “paylaşım ekonomisini” konuşuyoruz.
OECD ülkeleri arasında gelir eşitsizliğinde, cinsiyet eşitsizliğinde listenin başında gelen Türkiye kabul edelim ki “vahşi bir kapitalizmin” pençesinde.
İş kazalarında Avrupa birincisi, dünya üçüncüsüyüz.
2015 yılında dokuz ayın bilançosu 1317 işçi.
Aynı şekilde insanı, çevreyi, kültürel mirası göz ardı eden vahşi bir “kentsel dönüşümün” pençesindeyiz.
Kapitalizmin geleceğini esaslı tartışması gereken bir ülke varsa o da Türkiye.
İyi ki Ali Koç tartışmayı başlatmış.
Barış İçin Müzik 10. yılında
PARİS şokundan sonra Barış İçin Müzik Vakfı’nın 10. Yıldönümü konseri karamsarlığı üzerimizden atmak, geleceğe umutla bakmak için vesile oldu.
Hafta sonunda, mimar Mehmet Selim Baki ve eşi Dr. Yeliz Baki’nin 10 yıl önce tohumlarını attığı Barış İçin Müzik Orkestrası’ndan 300 çocuk ve genci dinledik.
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın sanat yönetmeni Sascha Goetzel aynı zamanda Barış İçin Müzik Vakfı Sanat Yönetmeni.
Goetzel ve diğer genç orkestra şeflerinin yanı sıra Barış İçin Müzik Orkestrası’nda 5 yaşında iken müzikle tanışan Kübra Kızıltan’ın orkestrayı yönetmesi bu ülkenin gençlerine umutla bakmanın tek nedeni bile olabilir.
Konserin son bölümünde, Eskişehir Tepebaşı Çocuk Senfoni Orkestrası’nı da yanına alan Barış İçin Müzik Orkestrası, Mehmet Selim Baki’nin hayal ettiği gibi Türkiye çapına yayıldığı zaman bugünkünden çok ayrı bir gündem konuşuyor olacağız.
Paylaş