Ağaçlandırma seferberliği yoksa bir aldatmaca mı

BUGÜN Dünya Ormancılık Günü.

Dolayısıyla Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 2 Aralık 2007 tarihinde başlattığı "Ağaçlandırma Seferberliği" konusunda yazmanın tam zamanı.

Peşinen söyleyeyim ki, söz konusu 2008-2012’yi kapsayan 5 yıllık seferberliği sorgulayan pek çok kişi var.

Bunlardan biri yıllar öncesinden tanıdığım emekli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürü İsmail Özkahraman.

Özkahraman,
Türkiye’de "Anı Ormanı" geleneği başlatmış kişidir.

Ülkemizin "ağaçlandırılmasına" çok emek vermiş, bu işi en iyi bilen uzmanlardan biridir.

Bu yüzden işaret ettiği noktalar çok ama çok önemli.

Özkahraman, seferberliği tam 7 sayfalık yazısında eleştiriyor.

Bakın ne diyor?

"Kamuoyu yanıltılıyor. Zira seferberlikle ilgili ’Eylem Planı’ kitapçığının kapağında ’ağaçlandırma’ denirken içerdeki sayfalarda ’rehabilitasyon’ deniyor."

"Ağaçlandırma"
ve "rehabilitasyon" ayrı şeyler.

"Rehabilitasyon" iyileştirme, ıslah anlamında.

Ağaçlandırma kampanyası gösterişli bir şekilde başladığında biz ne duyduk?

"Yeşil bir Türkiye için ağaçlandırma seferberliğine sen de katıl..."

Seferberlik, 5 yılda 2 milyon 300 bin hektarlık bir alan için.

Ama "Eylem Planı"nı nokta nokta incelemiş olan Özkahraman "1 milyon 683 bin hektarlık alanda ’rehabilitasyon’ öngörülüyor" diyor.

Seferberliğin yüzde 70’i neredeyse "rehabilitasyon".

Yani kamuoyuna söylenen ayrı, eylem planındaki ayrı.

Bu bir.

Vatandaşa "rehabilitasyon" yerine "ağaçlandırma" diyorsunuz.

Artık bir "aldatmaca" mı, değil mi siz karar verin.

Özkahraman’ın dikkat çektiği ikinci nokta şu:

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu kampanya başladığında ne demişti?

"Dünyadaki en büyük ağaçlandırma seferberliğinin meşalesini yakıyoruz. Ağaçlandırmada 2007 yılında dünya üçüncüsü olduk. 2008’de birinci olacağız."

Dünya birincisi olmak için elinizde fidan olması gerek değil mi?

Oysa AKP iktidarı 2002 yılından bu yana fidanlık sayısını azaltmış.

Özkahraman’a kulak verelim:

"2002 öncesi 178 tane fidanlık vardı. Yıllık toplam üretim sayısı 1 milyar adet fidana ulaşmıştı. Şu anda 111 tane fidanlık var. Kapasiteleri yıllık 460 milyon fidan."

Bu arada bir bilgi notu.

Atatürk
döneminde açılan, Türkiye’nin ilk fidanlığı "Söğütözü Fidanlığı" da kapatılanlar arasında.

Fidanlıkları kapatan, kapasiteyi neredeyse yarı yarıya indiren bir hükümetin "ağaçlandırma seferberliği" biraz tuhaf kaçmıyor mu?

Peki bu içi kof görülen bu ağaçlandırma seferberliği neden bu kadar büyütüldü?

Özkahramana’a göre neden şu:

Orman vasfını kaybetmiş "2B arazileri"nin satışıyla ilgili eli kulağında yasayı kamufle etmek.

TEMA Vakfı ne diyor

UZMANLARIN "içi boş" olarak tanımladıkları ağaçlandırma seferberliğine TEMA Vakfı ne diyor?

Nasıl bir tutum izliyor?

TEMA geçtiğimiz ay, aralarında orman fakültelerinden bilim adamlarının, uzmanların ve bürokratların katıldığı bir çalıştay düzenliyor.

Yukarıda görüşlerine yer verdiğim İsmail Özkahraman da çalıştaya katılanlar arasında.

TEMA bu çalıştay sonucunda ortaya çıkan görüş ve önerileri bir rapor halinde kamuoyuna sunmak hazırlığında.

Elime ulaşan rapor taslağında Eylem Planı’yla içeriğin örtüşmediği vurgulanıyor örneğin.

Ancak kanımca rapor hazırlamak yeterli değil.

Ağaçlandırma ve erozyon konusunda en önemli STK olan TEMA’nın ağaçlandırma seferberliğini yakından izlemesi ve denetlemesi de gerek.

TEMA’nın çalıştayına katılmış olan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi profesörlerinden Hüseyin Dirlik büyük oranda Özkahraman’ın görüşlerine katılıyor.

Dün telefonda sohbet ettiğim Hüseyin Dirlik, "Eylem Planı"nı teknik olarak çok çok zayıf buluyor.

Hatta "Ben öğrencilerimle 5 günde daha kapsamlı bir plan ortaya koyabilirdim" diyor.

"Bu ülkede 1937 ile 2007 yılı arasında yapılan ağaçlandırma 2 milyon hektar. Şimdi önümüzdeki 4-5 yılda hemen hemen aynı ölçüde bir ağaçlandırmadan söz ediliyor. Nasıl olur?" diye soruyor.

Profesör Hüseyin Dirlik de "2 B yasasına" karşı iktidarın yumuşak bir iklim yaratma çabasında olduğunu düşünüyor.

Vatandaşların bağışlarıyla da yürütülen "Ağaçlandırma Seferberliği"ni yakından izlemek herkesin görevi.
Yazarın Tüm Yazıları